Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

İki kez öldürülen ‘katil’: Gorbaçov

Sahne heyecan vericiydi. Kremlin'in geniş salonu, Asya, Afrika, Avrupa ve Latin Amerika'dan komünistler ve müttefiklerle doluydu. "Varşova Paktı"nın göğüsleri nişanlarla dolu generalleri ve müttefikleri de salona yayılmışlardı. Büyük bir tarihi buluşmanın kokusu yayılıyordu. Geniş imparatorluğun delegasyonları Çar'a bağlılık yemini etmeye gelmişti.
Kader orada olmamı dilemişti. 1986'nın Şubat ayının son haftasında Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin 27. Kongresi'nin yapıldığı salonun girişinde hayal kırıklığı içinde duruyordum. Gazetecilerin içeri girmesine izin verilmiyordu ve arama prosedürleri katıydı. Ama kader oyununu oynadı. Bir Arap komünist bana kartını verdi ve onunla salona sızdım. Aslında salon içinde zamanımı endişeli ve kovulmaktan korkarak geçirdim. Zira gençtim ve görünüşümde, aralarında oturduklarım gibi zorlu direnişçilerden biri olduğumu gösteren bir şey yoktu.
Politbüro'nun üst düzey yetkilileri ve kardinalleri salona akın etti ve aralarında yeni liderin kendisini Dışişleri Bakanlığı'ndaki kalesinden çıkarmak için yükselttiği buz suratlı Andrey Gromiko da vardı. Gerçek şu ki bir yıl önce Lenin'in partisi, yaşlılığının ona en kötüsünü vaat ettiği izlemini ortadan kaldırmak için en genç lider adayı olan Mihail Gorbaçov'a başvurarak hayatının hatasını yapmıştı. Kremlin'in birbirini takip eden cenaze törenlerinden bıktığı açıktı. Kremlin’de üç yıl içinde Leonid Brejnev, Yuri Andropov ve Konstantin Çernenko'ya veda ettiği üç cenaze töreni düzenlenmişti.
Sosyalist ülkelerin liderleri de platforma akın etti. Katılımcılar listesi Doğu Almanya’dan Honecker, Etiyopya'dan Mengistu Haile'ye kadar uzanıyordu. Uzun bir zaman ABD'nin başına bela olan Fidel Castro sakalı, ünü ve asker yeşili kıyafetiyle salona girdiğinde alkış sesleri yükseldi. İmparatorluğun tahtının emanet edildiği adam girdiğinde ise salon ayağa kalktı ve alkışlar patladı. Bağlılık yemini açık ve eksiksiz olarak yerine getirildi.
Gorbaçov’un kongrede yaptığı uzun konuşmada, daha sonra iki ölümcül bombaya dönüşecek iki kelime de geçti. Birincisi şeffaflık anlamına gelen Glasnost, ikincisi ise yeniden inşa anlamına gelen Perestroika. Katılımcılar, “Kremlin’in genç çocuğu”nun bir kalkınma ve modernleşme süreci yürütmeyi amaçladığını hissettiler. Sovyet imparatorluğunun bedeninin bu tedaviye direneceğini düşündüler, 5 yıl sonra dağılacağı ise asla akıllarına gelmedi. Aslında, Sovyetler Birliği tükenmiş bir durumdaydı ve bunun nedenleri, Batı ve özellikle de ABD ile maliyetli silahlanma yarışı ve aradaki teknolojik uçurum, Afganistan’a askeri müdahalenin yarattığı yıpranmanın yanı sıra rejimin donukluğu ve birçok bölümünde yolsuzluğun yaygınlaşması dahil olmak üzere pek çoktu.
Batı, Kremlin'in cephaneliği azaltmayı, Soğuk Savaş'ı sona erdirmeyi ve iş birliği kapılarını açmayı arzulayan efendisine hayran kaldı. Ancak Moskova’nın damarlarına silah ve yardım pompalanan müttefikleri, Gorbaçov'un seleflerinden farklı olduğunu ve Sovyet yastığının artık eskisi kadar güvenli olmadığını keşfettiler. Deneyimler, Sovyet rejimini kurtarmayı hayal eden Gorbaçov'un hastanın durumu hakkında doğru ve dakik bir tasavvura, net mekanizmalara sahip ayrıntılı bir kurtarma programına sahip olmadığını gösterdi.
Berlin Duvarı 1989 sonbaharında çöktüğünde, Sovyetler Birliği'nin üzerinde esen rüzgarlar konusu “Şarkul Avsat” da dahil olmak üzere medya kurumlarının editörlüklerinin gündemine egemen olmuştu. Arşivden 27. Kongre'de platformda oturanların fotoğrafını istedim ve gelmesini bekledim. Bekleyişim uzun sürmedi. Fotoğraftaki "yoldaşlar" ardı ardına devrilmişti ve deprem, Sovyetler Birliği'nin 1991'de eşi görülmemiş bir sahne ile ve tek bir kurşun bile atılmadan intihar etmesiyle doruk noktasına varmıştı. Cumhuriyetlerin Sovyet treninden atlamak için acele etmeleri, bağımsızlıklarını ilan etmeleri ve bir tür suçlamaya dönüşen yakın geçmişi inkar etmeleri, korkunç bir manzaraydı.
Deprem şiddetliydi ve ekonomisi Moskova'nın cömert yardımlarına bağlı olmasına rağmen, kendi toplumundaki devriminin köklerinin sağladığı altın bir örtüye sahip Castro hariç, resimdeki liderlerin büyük bir bölümünü devirmişti. O günlerde Gorbaçov'un istemeden büyük bir katil olduğu aklıma geldi. Rejimleri, partileri ve liderleri öldürdü çünkü reformlar için pencereyi açtığında fırtına imparatorluktan boşanma duyguları ve yerine getirilemeyecek taleplerle yüklü olarak içeri dolmuştu.
Gorbaçov'un Batı'da artan popülaritesi ile ülke içindeki kredisinin çarpıcı gerileyişi arasında keskin bir karşıtlık vardı. Sovyet enkazından çıkanlar büyük zorluklar çektiler, Rusya ile ondan kaçan cumhuriyetlerde ekonomik, güvenlik ve etnik sorunlar çoğaldı. Pek çok kişi partinin sağladığı güvenli bir işin ve hizmetlerin yokluğunu hissetti. Gorbaçov'un tüm bunlardan sorumlu olduğu izlenimi hakim oldu. Özellikle de Rusya, Devlet Başkanı Boris Yeltsin ile yalpalamaya başladığında. Moskova sokaklarında, dehşetlerine ve Stalin ile kasvetlerine rağmen Brejnev dönemine açıkça dillendirilen özlemler duyulur oldu. Rusya ile yurt dışındaki komünistler, Gorbaçov'u "suçlu", "katil" ve "kaybeden" olarak adlandırmaktan çekinmediler.
Gerçek şu ki, "katil" çok cezalandırıldı. İki kez öldürüldüğü söylenebilir. İlk kez; Batı, Rusya'yı ve belki de onunla birlikte Türkiye'yi kendisine çekmek için Avrupa çerçevesini genişletme fırsatını yanlış değerlendirdiğinde öldürüldü. Batı'nın Gorbaçov ile ilişkilerinde cimri, aceleci ve kibirli göründüğüne, o dönemde Sovyetler Birliği'nin yenilgisini organize etmek için kendisine cömert bir destek sunması gerektiğine inananlar var. Batı, Sovyet "kafesinden" kaçan ülkeleri "NATO" saflarına çekmeye ve piyonlarını Rusya sınırlarına kaydırmaya başladığında, Gorbaçov'un öldürüldüğü doğrulandı. Gorbaçov, Kremlin'de durup iki bombasını patlattığında, Rusya’nın kaderini KGB'de tanınmayan bir subay olan Vladimir Putin'in ellerine bırakmasıyla ikinci kez öldürüldü.
Sovyetler Birliği haritadan kaybolunca birçok insan gibi Putin de yetim kaldığı duygusuna kapıldı. Askeri ve güvenlik kurumları, Sovyetlerin çöküşüne karşı Batı'dan intikam alma sürecini yönetmesi için bu yetimi seçti. Putin, Ukrayna'da Rus savaşını başlattığında Gorbaçov ikinci kez öldürüldü. Alman duvarının yerini işte Ukrayna duvarı aldı. Avrupa'da gazdan dezenformasyona istisnasız tüm silahların kullanıldığı bir savaşın top sesleriyle işte Soğuk Savaş'ın hayaletleri yeniden uyandı.
Putin bir tür görev icabı elinde bir buket gül taşıyarak Gorbaçov'un naaşının önünde eğildi. Sıkışık ajandası ve randevuları, son Sovyet liderlerinin cenazesine katılmasını engelledi. Mesaj açıktı. Tarihin, Sovyetler Birliği'nin cenazesini organize eden adamın cenazesinde yürüdüğünü kaydetmesini istemiyordu. Ondan cenazeye katılmasını talep etmek, yaralı bir adamdan annesinin katilinin cenazesine katılmasını istemek gibi...