Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Suudi Arabistan... Biz onun içinde, o bizim içimizde yaşıyor

Suudi Arabistan Devleti, 23 Eylül 1932'yi ülkenin ‘Suudi Arabistan Krallığı’ adını almasından dolayı ulusal bir gün olarak kabul ettiğinden bu yana geçmiş ve gelecekle yenilenen bir tarihteyiz.
Bu ay, modern Suudi devleti olan Suudi Arabistan Krallığı'nın büyük hükümdarı ve dünyaya benzeri kolay kolay gelmeyecek Arap ve hatta uluslararası şahsiyeti Kral Abdulaziz bin Abdurrahman bin Faysal Al Suud’un ülkeye adını koyarak yürüyüşünü başlatmasının 90 yılını geride bıraktık. Kral Abdulaziz bin Abdurrahman bin Faysal eskiden Necid ve Hicaz Kralı, ondan önce Necid Sultanı ve Hicaz Kralı, daha öncesinde Necid ve ona bağlı bölgelerin Sultanı ve ondan önce de Necid ve aşiretlerinin Prensi idi.
Yakın bir zamana kadar ulusal bayramın kutlanması, dini hareket tarafından kâh katı bir fıkhi görüş nedeniyle kâh hareket grupları tarafından gelen bir iç siyasi karşıtlık nedeniyle reddedildi. Bu kişiler Suudi hikayesinin tamamını sevmiyorlar. Osmanlı Hilafet akımlarının değerlendirmelerine ve bu değerlendirmelerin İhvan’ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) ve Hizbu't Tahrir taraflarından yapılan açıklamalarına tabiler. Mesele sadece dini siyasi akımlarla sınırlı kalmayarak aynı zamanda bilinen nedenlerle solcu milliyetçi dar görüşlü akımları da kapsıyordu.
Her halükarda dün dünde kaldı. Bugün büyük bir ulusal kutlamaya, milli duygusal bir kalkınmaya ve ulusal aidiyet meziyetini artıran dokunaklı bir dirilişe tanık oluyoruz. Bu günlerde birçok kurum, şirket ve kişi tarafından sosyal medya platformlarında kısa videolar, grafik tasarımlar, şarkılar ve benzeri şekillerde sunulan sanatsal çabalara ve yaratıcılık örneklerine rast geldim. Hepsi belli bir açıdan tek bir alana, Suudi ulusal aidiyeti alanına doğru bir hikaye sunmaya çalışan farklı yaklaşımları içeriyordu.
Ancak petrokimya devi Suudi Temel Endüstriler Kurumu (SABIC) tarafından çekilen iki buçuk dakikayı geçmeyen kısa bir film, en güzellerinden biri idi. Bunun sebebi SABIC'in ulusal bir kültürel rolle ilgilenmesinden, görüntünün kalitesinden veya yapımcılarının üç farklı hikayeyi ‘teslim etmeyi’ başardıkları olay örgüsünün hızlı ve yoğun temposundan kaynaklanmıyor. Ya da bunun nedeni çekime eşlik eden müziğin zenginlik ve bağlamın zeki ve çarpıcı müzik kıvılcımlarıyla dolu olması da değil. Bunların hepsi iyi, güzel, hoş ancak asıl üzerinde durmamız gereken şey “Biz onun içinde, o bizim içimizde yaşıyor” başlıklı SABIC filmindeki ince ‘mesaj’dır.
Kısacası SABIC’in çektiği kısa filmde Suudi Arabistan'da yaşayan ve artık bu topraklardan biri gibi olan üç kişiden bahsediliyor; İtalyan bir mühendis, Çinli bir mühendis ve Pakistanlı bir doktor. Çinli mühendisin eşi, bebek mevlüdü için Suudi komşularını ziyaret ediyor. İtalyan mühendis Suudi arkadaşlarıyla Necid kumları üzerinde bir ‘çöl’ pikniğine çıkıyor ve onlar için Suudi Arabistan’ın ‘Kabsa’ yemeğinden yapıyor. Pakistanlı doktor ise gösterişli güney geleneklerine göre, Suudi Arabistan'ın güneyindeki es-Saravat’ta arkadaşının düğününe katılıyor.
“Biz onun içinde, o bizim içimizde yaşıyor” sloganının anlamı budur. Bence bu, Suudi Arabistan'ın Suudi olmayanlara karşı içine kapanık ve soğuk bir vatan olmadığını, bilakis ‘barışın vatanı’ ve Arap Müslümanların yanı sıra yabancı uyruklu kişilere kucak açan bir yer olduğunu anlatan önemli bir mesajdır. Suudi Arabistan, Arap Yarımadası'ndaki sağlam temellere dayanır, ancak dallarını ve kollarını dört bir tarafa doğru yayar. Bu, büyük kurucusu Abdulaziz'in büyük mesaja hizmet etmek için tüm Arap ve Arap olmayan yetkin şahsiyetleri divanına davet ettiği gerçek Suudi Arabistan'dır.