ABD'nin Irak ile ilişkilerine bir model olarak bakarsak, ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik politikasının 21. yüzyılın büyük sorunlarına uyum sağlamadığını görürüz.
Örneğin, üç hafta önce, şu anda ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı ve aynı zamanda bölge ülkeleriyle günlük ilişkileri yönetmekten sorumlu, Irak dosyasında özel deneyime sahip bir diplomat ve saygın bir eski meslektaşım olan Barbara Leaf, Irak Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Parlamento Başkanı ile görüştü. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan genel açıklamaya göre, Irak'taki siyasi kriz ve bölgenin güvenliği ele alındı.
İki hafta önce, Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander, askeri işbirliği ve DEAŞ'a karşı mücadeleyi görüşmek üzere Irak Savunma Bakanı, Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Genelkurmay Başkanı ile Bağdat'ta bir araya geldi.
21 Eylül'de Biden yönetiminin Ortadoğu politikasından sorumlu baş yetkili Brett McGurk, askeri ve güvenlik ilişkileri, bölgesel istikrarı görüşmek üzere Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile New York'ta bir araya geldi.
Böylece, bu üç üst düzey ABD yetkilisi, zamanlarının çoğunu olmasa da ciddi bir bölümünü Iraklı meslektaşlarıyla Irak ve bölgesel siyasi meseleleri, terörle mücadeleyi tartışarak geçirdiler. Bunların Amerikalıların 15 yıldır Iraklılarla ilişkilerinde odaklandıkları konuların aynısı olduğu dikkat çekiyor. Peki, 2022 yazında ve sonbaharında Iraklıları delirmenin eşiğine getiren en büyük sorunun terörle mücadele ve bölge siyaseti olduğunu söyleyebilir miyiz?
Iraklı analistler yaz aylarında elektrik kesintilerinin, kötü su hizmetlerinin ve yolsuzluğun Iraklıları sokağa inmeye ittiğinin altını çiziyorlar. Tabii ki, iklim değişikliğiyle bağlantılı olarak bir yılın daha kurak geçmesi ve artan sıcaklıklar bir başka önemli sorun.
Aslında iklim değişikliği, Irak gibi Ortadoğu bölgesindeki ülkeleri ciddi şekilde etkiliyor. Buradaki soru şu: Amerikalı bir askeri danışman, binlerce yıldır tarım yapılan bir yerde evlerini terk etmek zorunda kalan ailelerin sorununa nasıl çözüm bulabilir?
Buna rağmen Eylül toplantıları sırasında Irak'taki ABD'li yetkililerin altyapı, yolsuzluğu kontrol altına alma ve iklim değişikliği ile su kıtlığının zararlı etkilerini azaltma çabaları hakkında çok az şey söylediklerini görüyoruz. Hiçbir üst düzey ABD yetkilisi Irak Su Bakanı veya Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu Başkanıyla görüşmedi. Elbette Washington, Irak'ın sorunlarını çözemez ve savaş yıllarından bu yana edindiğimiz deneyim, bizi beklentilerimizde alçakgönüllü yapıyor. Ayrıca, yolsuzlukla ilgili kendi sorunlarımız var. Bu noktada, Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2021'de yayınlanan şeffaflık listesinde ABD'nin sıralamasının 2012'den bu yana en düşük olduğunu belirtmekte fayda var.
Kaliforniya ve Oregon'daki korkunç orman yangınlarına, ABD'nin batısındaki artan su kıtlığı sorununa baktığınızda, ne ABD ne de şüphesiz Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da iklim değişikliğiyle ilgili tüm sorunları çözemeyeceğimiz açıkça görülüyor.
Ancak, çıkardığımız bazı dersler var. Örneğin, ABD’nin batısındaki Las Vegas ve San Diego gibi kurak şehirler, son 20 yılda kişi başına su tüketimini önemli ölçüde azalttılar. Ayrıca, merkezi hükümetin Colorado Nehri gibi su kaynaklarını yönetmesi, iklim değişikliğinin en kötü etkilerini geciktirdi ve bize çözüm bulmak için daha fazla zaman kazandırdı. Washington, deneyimlerini pratik fikirlere ihtiyaç duyan bölgedeki hükümetler ve uzmanlarla daha geniş bir şekilde paylaşabilir. Bu noktada üst düzey ABD'li yetkililerin toplantılarında birinci öncelik olarak bu tür konulara odaklanmadıkları dikkat çekiyor.
Eğitime Amerikan desteği aslında yeni bir yaklaşımın parçası olmalı. Bu bağlamda Barbara Leaf'i Bağdat'taki yeni Amerikan Üniversitesi'ne yaptığı ziyaretten dolayı tebrik ediyorum. Burada, Washington'un Irak'ta Amerikan sistemini kullanan üniversitelere yardım olarak yılda yaklaşık 15 milyon dolar sunduğundan bahsetmekte fayda var. ABD'nin Irak'a verdiği askeri desteğin ise bundan 200 kat fazla olduğu biliniyor.
Öte yandan Washington bu yıl, Iraklıların yolsuzluğa çözüm bulmaya çalışmasına yardımcı olan bazı hukukun üstünlüğü programlarına sağladığı finansmanı iptal etmeyi planlıyor. Bu, Washington'un bölgedeki güvenlik ve terörle mücadele yaklaşımlarına odaklanmayı nasıl sürdürdüğünün bir örneğidir.
Öte yandan Irak Su Kaynakları Bakanlığı, su kıtlığı sorunun çözümüne yardımcı olması için ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı ile bir anlaşma imzaladı. Ancak bunun için tahsis edilen fonlar ve uzman sayısı, sağladığımız askeri desteğe kıyasla küçük kalıyor. Aynı zamanda, Kalkınma Ajansı'nın daha fazla uzmana, yöneticiye ve finansmana ihtiyacı var. Ajansın yaşadığı bu durum, Pentagon'daki personel ve fon bolluğu ile kıyaslanamaz bile. Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nda yeni girişimlerin yönetiminde asıl sorumlu olabilir. Bu pozisyon, kalkınma düzeyinde Barbara Leaf'i ödüllendirebilir. Diğer yandan Senato, Biden yönetiminin Uluslararası Kalkınma Ajansı adayının bir yıldan fazla bir süre görev yapmasını engelledi. Pentagon Washington'da önemli bir siyasi desteğe sahipken, Uluslararası Kalkınma Ajansı bu düzeyde bir destekten yoksun.
Washington'u odağını değiştirmeye ikna etmenin bir yolu, Ortadoğulu yetkililerin ilgi odağını askeri ve güvenlik meselelerine yoğun bir şekilde konsantre olmaktan uzaklaştırması, bölge vatandaşlarının günlük yaşamlarına zarar verse bile, büyük ölçüde görmezden geldiği artan sorunlar konusunda daha fazla iş birliğine yönelmesi için Washington’a baskı yapmasıdır.
TT
Washington, bölgeye yeni bir yüzyılın geldiğini anlamalı
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة