Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Hakikatin peşinde olanlar

“Geceler, hakikatin peşinde olanları uyutmaz.”
Hakikat yolcuğuna çıkmak isteyen kişi sürekli bir arayış içinde olmaya talip olmalıdır. Zira hakikat yolu meşakkatli ve zor bir yoldur. Bu zorlukların kolaylaşması/kolaylaştırılması için mücadele etmeyi ve bedel ödemeyi göze almak gerekir. Belki de Hz. Resule ilk inen vahiyler de bazı zorluklar bu sebeplerle hatırlatıldı ve hatırlatılan zorluklarla baş edebilmenin yolları kendisine öğretildi. Bu meyanda hafızalarımızı bir tazeleyelim;
Hz. Resule kendisinden yürümesi istenen yolun büyük bir sorumluluk gerektirdiği bildirildi: “Biz sana, ağır bir söz vahyedeceğiz.”[1] Yani taşıdığı değer ve yüklediği sorumluluk bakımından ağır bir yük altına gireceksin, senin omuzlarına, Kur’an’ı anlama, yaşama, diğer insanlara tebliğ etme ve yeryüzüne egemen kılma görevi yüklenecektir. Sana yüklenen sorumluluk ve görevin altından kalkabilmen için, kendi iç dünyana kapanıp örtülere bürünmeye, kendi kabuğuna çekilmeye son verip Rabb’inin sana göstereceği ve öğretesi yol ve yöntemleri dikkate alarak geceleyin kalkıp çeşitli şekillerde hazırlıklar yapmalısın. Bazen ibadet ve dua ederek, bazen inen vahiyleri okuyup onlar üzerinde tefekkür ederek yarına hazırlık yapmalısın. Zira yarınlarda söyleyecek sözün yapacak işlerin olacak.[2] Karşılaşacağın sıkıntılara direnebilme gücü kazanabilmek adına Rabbin sürekli gündeminde olsun, O’nun adına hareket ettiğini ve her durumda O’na yönelmen gerektiğini unutma! Sen görevini yaparken düşmanlarından gelebilecek sözlü ve fiili eziyetlere karşı sabırlı/dirençli ol ve onlardan güzelce uzaklaş ki vahiy, kulak verecek tertemiz gönüllere ulaşabilsin.[3]
Kulluğunu yerine getirmene mani olmaya çalışanlar her daim olacaktır.[4] Hatta bu anlayışa sahip olan ehli kitaba mensup olanların bir kısmından ve Allah’a açıkça ortak koşan müşriklerden, hiç de hak edilmeyen incitici sözlere maruz kalabilirsin. Eğer zorluklar karşısında pes etmeyip sabreder ve kötü davranışlardan titizlikle sakınıp korunursan görev ve sorumluluğunu yerine getirmiş olursun. Bunu başarabilenler ne mutludur! Çünkü bu, gerçekten kararlılık gerektiren işlerdendir.”[5] Kulluk yapanlara mani olmak isteyen ve onlara eziyet edenlerin isteklerine hiçbir zaman boğun eğme, sen ancak Allah’a secde ederek ve boyun eğerek yakınlık kazanırsın.[6] Meşakkatler ebediyen sürüp gitmez. Ağır gelen yükler zamanı gelince hafifletilir. Altından kalkılabilecek şekilde kolaylaştırılır.[7] Hatta belleri büken yükler zamanı gelince kaldırılır.[8] Yeter ki hakikatin peşinde olmanın gerektirdiği ve getirdiği zorluklara göğüs gerilebilsin, işte o zaman kolaylığı beraberinde gelecektir. Zira her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.[9] 
Hakikat üzere olmanın gerektirdiği dürüst ve erdemlice bir hayatı sürdürerek kötülüklerden sakınanların ödülü cennet bahçelerinde, pınar başlarında ebedî mutluluğu tatmak olacaktır.[10] Cennetteki ebedi mutluluğu hak edenler bunun bedelini dünyada yaptıklarıyla ödemişlerdir. Onlar, dünyadayken muhsin/güzel davranan kimselerdi. Gecenin az bir kısmında uyur, saatler boyu ilim, ibâdet ve tefekkürle meşgul olurlardı. Adeta kâinatın yeniden diriltildiği o seher vakitlerinde, Rab’lerine el açıp yalvararak bağışlanma dilerlerdi ve Allah’ın kendilerine imtihan için emanet verdiği mallarından, yardım isteyen fakirlere ve yardıma muhtaç oldukları hâlde dilenmekten çekinen yoksullara haklarını verirlerdi.[11] 
Hakikatin peşinde olmanın bir ölçüsü de gece uykudan ne kadar feragat edilebildiğidir. Çünkü gerçek anlamda hakikatin arayışı içerisinde olanı gece uyutmayacaktır.  Bu erdeme sahip olanlara Allah’ın ayetleri tebliğ edilip hatırlatıldığı zaman derin bir hayranlık ve saygıyla secdeye kapanılar ve asla kibre kapılmadan, Rab’lerini övgülerle anıp yüceltirler. Gece vakti herkes derin uykusundayken, sıcacık yataklarını terk ederek korku ve ümit içinde Rab’lerine el açıp yalvarırlar ve kendilerine verilen nimetlerden bir kısmını Allah için yoksullara harcarlar.[12]
Mevlana’nın “su” metaforunda dile getirdiği gibi hakikate varmak için zorlukları, uykusuzlukları, susuzlukları göze alabilene istedikleri ona gelecektir/ verilecektir:
“Ey hakikat yolcusu, sen su arama; susuz kal, susuzluğu elde et ki gökten yağmur yağsın, yerden sular fışkırsın.”

[1] el-Müzzemmil 73/5
[2] el-Müzzemmil 73/2-7
[3] el-Müzzemmil 73/8-10
[4] el-Alak 96/8
[5] Âl-i İmrân3/186
[6] el-Alak 96/19
[7] el-Müzzemmil 73/20
[8] el-İnşirâh 94/2
[9] el-İnşirâh 94/5-6
[10] ez-Zâriyât 51/15
[11] ez-Zâriyât 51/16-19
[12] es-Secde 32/15-16