Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

İki satır arasında yaşayan Riyad

Genç okuyucunun raflardaki kitaplar karşısındaki kararsızlığı bana her kütüphaneye gittiğimde yaşadığım duyguları hatırlattı. Zamanın kılıcına direnip size ulaşmış olduğunu gördüğünüz kitaplar arasında seçim yapmak ne kadar zor. Bir kitaba meyledip onu seçmeniz hüküm vermekte acele etmiş olabileceğinizi, komşu kitap ve yazarına bir ölçüde haksızlık ettiğinizi hissettirir. Bu durumdan kurtulmanın en iyi yolu, bu nehrin birçok damlasını kapsamak için yeterli zamanın olmadığı mazeretini ileri sürmektir.
İsimlerin üzerinden geçen veya sayfaları çeviren genç kız ve erkeklerden oluşan bir kalabalık ne güzel bir manzara. İnsanın sanki bir pencere veya balkon, bir lamba veya bir anahtar, bir patlayıcı cihaz veya baston arıyormuş gibi bir yazarı araması ne güzel. Okuyucuyu yazara ve yazarı okuyucuya bağlayan o ince ışık huzmesi beni şaşırtır. Yazar bazen çıkışı olmayan bir tünele düştüğünü hisseder. Karanlığın etrafını sardığını ve yalnızlığın günlerini kontrol ettiğini hisseder. Kaygı, tereddüt, izolasyon ve yokluk korkusu hisseder. Sadece susamış bir okuyucu, yazarı korkunç unutuluş gecesinden kurtarabilir.
Okuyucunun en sevdiği yazarda tam olarak ne aradığını bilmiyorum. Kendisi yerine savaşacak birini mi arar? Diğerinin sesinde kendi sesini mi arar? Yahut karşıtlığı veya uzak olanı mı arar? Onu günlük monotonluktan kurtarmak için günlerinin közlerine üfleyen birini arıyor olabilir mi? Büyük sorular, bireyi günler ırmağının önünde durduran, kendisi ve dünya için bir anlam bulmasını talep eden acı verici ve rahatsız edici soruları sormak için bir kışkırtıcı mı arar?
Riyad Uluslararası Kitap Fuarı'nın stantlarını dolduranlar farklı yaş gruplarına ait. Kalabalıkla ilgili dikkat çekici olan, kadınların katılım oranının yüksek olması. Bu yüksek oranı yeni bir şey ya da bir sürpriz olarak görmeyi bırakmalıyız. Yeni Suudi Arabistan'da bu sahneler günlük ve normal hale geldi. Kadınlar, bugünün yüklerinde ve gelecek savaşında önemli bir ortak. Artık rollerini oynamak için ellerini tutacak birine ihtiyaçları yok. Haklarından, sorumluluk üstlenme güçlerinden, yükselme becerilerinden eminler.
Fuar süresince Riyad, günlük bir düğüne tanık oldu. On binlerce insan fuara akın etti ve stantları arasında dağıldı. Aşırı kalabalığa rağmen, iyi organizasyon sessizliği ve akışkanlığı sağladı ki bu basit bir başarı değil. Sergiye 32 ülkeden 1.200 yayınevi katıldı. Bu olağanüstü gösteri, kitabın tecrit tehdidi altında olmadığını ve okuyucuların kitabı yalnız bırakmadığını gösterdi.
Sadece birkaç yıl önce kütüphanelerin kaybolacaklarını, altın günlerin emanet edildiği bu rafların yok olacağını duyduk. Bu sözler, teknolojinin, okuma araçlarını ve enstrümanlarını değiştirdiği gibi kütüphanelerin çehresini de değiştireceği gerçeğine dayanıyordu. Gerçek şu ki, deneyimler teknolojinin ne kitaplar ne de yazarlar için bir tehdit oluşturmadığını, aksine her ikisi için de bir fırsat olduğunu gösterdi. İlgili okuyucunun yazarlara ve kitaplarına erişmesine yardımcı oldu, onu onlarla randevusuna gitmeye teşvik etti. Teknoloji kitabı öldürmedi. Yazarı öldürmedi. Hatta yazara geçmiş günlerin esirgediği bir platform kazandırdığı, yerel bir yazarı denizaşırı bir okuyucu kitlesine ulaştırdığı söylenebilir. Çığlığını eski yöntemlerle ulaştıramayacağı yerlere taşıdı. Teknoloji, sıkı sansür makasını emekliliğe itti ve yazarın bir zamanlar yasak olan yerlere sızmasını kolaylaştırdı.
Manzara güzeldi. Birisi beşeri bilimlerle ilgili bir kitap arıyordu. Bir diğeri şiir kitabı arıyordu. Üçüncüsü bir roman. Dördüncüsü, teknolojideki en son yeniliklerle ilgili bir kitap. Beşincisi en yeni yemek kitaplarını arıyordu. Genç bir okuyucu da ailesinin önemli, vazgeçilmez ve okunması gerektiğini iddia ettiği kitapları test etmek istiyordu.
Suudi Arabistan birkaç yıldır eşi benzeri görülmemiş bir devinime tanık oluyor. Bu, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından ateşlenen bir rönesansın devinimi. Dünyanın tanık olduğu ilerleme ve gelişme atölyesine katılma konusunda kesin bir karar. Kıyıda oturmaya yer yok. Beklemek en iyi danışman değil.Kaybetmek için zaman yok. Çözüm, günümüzün silahları, bilimleri ve yenilikleri ile nehre dalmak. Rönesans sadece teknolojik devrimi yakalamak anlamına gelmiyor. Bu, dünyanın yaşamındaki bu ana ait olmak ve bir sonrakini birlikte yaratmak demek. Rönesans çok kaygılı ve boyutludur. Ekonomik, sosyal, eğitimsel, sağlık ve çevresel boyutları vardır. En önemli şey yeniliği ve yaratıcılığı teşvik etmek, fırsatlar sunmak ve ufuklar açmaktır. Bu tür bir rönesansta kültürün doğal ve öncü konumu işgal etmesi doğaldır. Her rönesansın amacı insanların yaşam koşullarını iyileştirmek olduğu sürece, sanatın ayrıcalıklı bir konuma yerleşmesi normaldir.
Riyad'da ziyaretçi pek çok başkentte hüküm süren endişeyi hissetmiyor. Genç Suudi Arabistan neslinin yeni rönesansı inşa etmedeki belirleyici rolü, toplumun damarlarına bir umut pompaladı. Ziyaretçi, diğer başkentlerde geleceklerinin ülkelerinden ayrılmalarına bağlı olduğunu düşünen gençlerin umutsuzluk tınısını asla duymuyor. Suudi Arabistan gençliği geleceğin daha iyi olduğundan emin bir şekilde konuşuyor. Bunun nedeni sadece paylaşılan hayallerin harika olması değil, aynı zamanda rakamların hayalleri gerçekleştirme gücünü teyit etmesi. Geçmişin kelime dağarcığı geçmişte kaldı. Suudi Arabistan gençliği, öğrenme, eğitim, yenilik, rekabet, kitaplar, tablolar, yapay zeka ve yeni şehirler gibi geleceğe açık olan bugünün dilini konuşuyor.
Kitaplar geçmişe değil, geleceğe yapılan bir ziyarettir. Birikim, zenginleştirir ve iştahı büyütür. Okuyucunun hem kitabı elde etmesi hem de yazarıyla görüşmesi ne güzeldir. Kenarlarını sorular, ünlem ve soru işaretleri ile süslediği sayfalar arasında gezinerek yazarı sorgulamakla zaman geçirmesi ne güzeldir. Riyad, bitmeyen buluşmaların şehri haline geldi. Her zaman çekici ve cazip bir yeni buluşma ile karşımıza çıkıyor. Geleceğin atölyesi asla uyumaz. Kitap fuarı sırasında Riyad iki satır arasında yaşıyor ve geleceğinin kitabını yazıyor gibiydi.