Vitaly Naumkin
Rusya Bilimler Akademisi 'Oryantalizm Enstitüsü' Başkanı
TT

Ukrayna sabotaj eylemlerine geçiş yaptı

Son haftalarda, Rusların sosyal ağları, çoğunlukla Ukrayna konusuyla ilgili bir dizi habere yapılan yorumlarla doldu.
Birinci haber, Donetsk Halk Cumhuriyeti, Luhansk Halk Cumhuriyeti ile Zaporijya ve Herson bölgelerinde, nüfusunun mutlak çoğunluğunun Rusya'ya katılmayı desteklediğini gösteren referandum sonuçlarıyla ilgiliydi. Söz konusu bölgelerin katılımı birkaç gün önce yasallaştı ve Ruslar bu kararı coşkuyla karşıladı.
İkincisi, 26 Eylül gecesi iki doğal gaz boru hattı Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2’de meydana gelen ve onarımları önemli bir çaba, zaman ve maliyet getirecek kadar hatlara ciddi şekilde zarar veren patlamaların haberiydi. Uzmanların genel görüşüne göre ve ABD'nin rolüne dair doğrudan bir kanıt olmamasına rağmen, bu patlamalar en çok Washington’a yarıyor. Patlamanın hemen ardından eski Polonya dışişleri ve savunma bakanı Radoslaw Sikorski, nedenini açıklamadan ABD'yi tebrik etti.
Üçüncüsü, dünyanın en zengin adamı Elon Musk tarafından küresel bir nükleer savaştan kaçınmak amacıyla bir Ukrayna krizini çözme planının sunulması haberiydi. Bilindiği gibi, planının ana noktaları şöyle: Birincisi, Rusya'ya katılan bölgelerde BM gözetiminde yeni referandumların düzenlenmesi ve nüfuslarının tekrar Moskova'ya katılmak lehinde oy kullanması halinde katılım kararlarının yasallaşması. Sonuçların Kiev lehine olması durumunda ise Rusya’nın bu bölgelerden ayrılması gerekecek. İkincisi, Kırım, 1783'ten 1954'e kadar olduğu gibi Rusya'daki yerini koşulsuz olarak koruyacak. Üçüncüsü, Ukrayna, Kırım bölgesine su akışını temin edecek. Dördüncüsü, Ukrayna ittifaklar dışında tarafsız bir konuma sahip olacak. Moskova, yapılan referandumun başarısızlığı anlamına geleceği için bir referandum daha yapılmasını gerekli görmese de planın açıklanmasını Amerikan kamuoyundan gelen ciddi bir olumlu sinyal olarak değerlendirdi. Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Basın Sözcüsü Dmitriy Peskov'un konuyla ilgili açıklaması ilginçti. Peskov, "Bu, gerçeğin bir itirafıdır, çünkü gerçek durum budur. Çünkü doğu Ukrayna'da her zaman bir Rus nüfusu olmuştur” dedi.
ABD'den gelmesine rağmen Ukrayna'nın planı beğenmemesi şaşırtıcı değildi. Ukrayna'nın eski Almanya büyükelçisi Andrey Melnik, Elon Musk'a kısaca "Cehenneme git" dedi.
Ancak bölgeden bazı arkadaşlarımın dediği gibi yeni referandumun sonuçları yapılanla yüzde yüz aynı olacak, çünkü referandum çok inandırıcı ve özgürdü. Ruslar, yaptıkları yorumlarda Batı ve bazı Doğu ülkelerinin Ukrayna'da yaşananlara yaklaşımlarındaki "çifte standart" karşısında şaşkınlıklarını dile getirdiler. Doğu Almanya, tüm vatandaşları istemese de, hiçbir referandum yapılmadan Batı Almanya ile birleştirildi. Türkiye, askeri müdahale ile Kıbrıs adasında bugün kimsenin tanımadığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kurdu ve Ankara'ya herhangi bir yaptırım uygulanmadı. Kosova'nın bağımsızlığını tanımayan Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere çok sayıda ülke ile birlikte eski Yugoslavya ve Sırbistan'ın dağıtılmasından bahsetmiyorum bile. Tanınan referandumlarla gerçekleşen sayısız ilhak vakası var. ABD'nin egemen devletlerin sınırlarını utanmadan ihlal ettiği vakaları saymıyorum bile.
Dördüncüsü, Polonyalıların Almanya'dan ikinci dünya savaşı sırasındaki eylemleri nedeniyle uğradıkları ve 1.3 trilyon avro olarak tahmin edilen zararın tazminini talep ettiği haberi. Bu talep birçok yetkiliyi şaşırttı ve Almanya elbette bu talebi kabul edilemez buldu. Tazminat konusu uzun süre önce kapandı. Ardından Yunanistan da tazminat isteyen Polonya'ya katıldı, ancak daha mütevazi bir miktar (700 milyar avro) talep etti. Şimdi Polonya, Rusya'dan talep etmeye niyetlendiği tazminat miktarını belirlemeyi düşünüyor. Ama ne için tazminat istiyor? Sovyet Ordusu, Polonya'yı faşizmden kurtardı ve savaşta yaklaşık 27 milyon Sovyet vatandaşı öldü. Bundan başka ülkemiz İkinci Dünya Savaşı sırasında ekonomik zararlara uğradı.  Ancak Polonya’da olduğu gibi bir kez ödenen dışında Berlin'den herhangi bir ek tazminat talep etmiyoruz. Her halükarda, Avrupa Birliği ile "NATO" üyesi ülkeler arasında birdenbire ortaya çıkan tartışma, safları arasında şu anda görülmekte olan anlaşmazlık belirtilerine işaret ediyor.
Beşincisi ve sonuncusu, 8 Ekim Cumartesi günü Kırım Köprüsü'nde birkaç ton TNT'ye eşdeğer miktarda patlayıcı taşıyan bir kamyonun patlatılması ile gerçekleşen sabotaj eylemi haberi. Patlamada 3 kişi öldü ve patlama mahalline yakın bir trende 9 yakıt tankı yandı. Köprünün yapısı birkaç yerden hasar gördü, ancak bu, aynı günün akşamı yeniden açılan trafiği geçici olarak askıya aldı. Estonya Dışişleri Bakanı başkent Kiev'i ve Ukrayna özel kuvvetlerini bu terör eylemi nedeniyle tebrik ederken, Ukrayna Devlet Başkanlığı Danışmanı Podolyak bunun sadece "başlangıç" olduğunu açıkladı. Rusya geçmişte de maalesef İslam’ı kamuflaj olarak kullanan uluslararası çetelerin savaşçılarının işlediği suçlarla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Çok uluslu Rus toplumunun uyumu, kolluk kuvvetleri ve ordunun başarılı mücadelesi sayesinde teröristlerden kurtulmuştu. Dün Ortadoğu ülkelerini  tehdit eden Ortadoğulu teröristler nasıl yenildiyse, hiç şüphe yok ki bugün de Ukraynalı Neonaziler yenilecekler. Bu arada, teröristlerin mağlup edilmesinde en önemli rolü Müslüman Ruslar oynadı ve bu son mücadeleyi, herkesten önce Ramazan Kadirov'un karakterinden etkilenen Çeçen askerlerinden oluşan kahramanca müfrezeler yürüttü.
Şimdi şu soru ortaya çıkıyor: Bu sabotaj eylemleri, Moskova ile Avrupa Birliği arasındaki enerji iş birliğinin tamamen ölümüne yol açmayacak mı? Bilindiği gibi, bu iş birliği 60 yılı aşkın bir süre önce “boru hatlarına karşılık doğal gaz” anlaşmasının imzalanmasıyla başladı. Anlaşma, "Gazprom" tarafından temsil edilen tekel tedarikçi ve AB'nin her ülkesi tarafından temsil edilen tekel alıcı ilkesi üzerinden 20. yüzyılın başına kadar her iki tarafın da çıkarına olacak biçimde çalışmayı başardı. Ancak AB yetkilileri daha sonra doğal gaz ticaretini “tekelden arındırmaya” ve spot fiyatlarla satılan enerji kaynaklarıyla birleşik bir Avrupa enerji piyasası oluşturmak için borsa modeline geçmeye karar verdiler. Bu da enerji maddelerinin fiyatlarının artmasına neden oldu. Avrupa’nın bu anlaşmaya indirdiği ikinci darbe,  "Yeşil Mutabakat" adı verilen belgeyi kabul etmesiydi. Üçüncü darbe, Rusya karşıtı yaptırımlar kapsamında Rus doğal gazı alımına uygulanan ambargolardı ve bunlar AB'de ciddi bir ekonomik krize neden oldu.
Burada bahsi geçen ve geçmeyen diğer saldırılar, Ukraynalı yetkililerin “yeni taktiklerinin” kanıtıdır. Söz konusu yetkililer öncelikle askerlerine karşı acımasız ve onları sürüler gibi büyük gruplar halinde katliamlara gönderiyorlar. İkincisi, gönüllü olarak Rusya Federasyonu'nun bir parçası haline gelen bölgelerdeki sivil hedeflere ve sivil nüfusa çok sayıda füze ve topçu saldırısı düzenletiyorlar. Üçüncüsü, bu tür terör ve sabotaj saldırılarını giderek daha fazla gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Öte yandan, Moskova askerleriyle ilgileniyor. Yakın zamana kadar, sabrı sınırsız olmasa da Ukrayna altyapısını mümkün olduğunca korumaya çalıştı. 300 bin Rus’u kapsayan seferberlik  çağrısı, Moskova’nın operasyon kapsamında belirlediği görevlerin yerine getirilmesine yardım etmek içindi. Zira bölgesel savunma kuvvetleri ve paralı askerlerle birlikte Ukrayna ordusunun sayısı, özel harekata katılan Rus ordusu kuvvetlerinin sayısını aşıyor. Orta Asya ve Güney Kafkasya ülkeleri, özel harekata katılan askerler arasında son zamanlarda Rusya'da yaşayan ve geldikleri ülkelerin vatandaşlığına ek olarak Rus vatandaşlığına sahip kişilerin sayısında artış olduğunu fark etti. Bunların bazıları sözleşmeli ve gönüllü olarak cepheye giderken, diğerleri askere alınma listelerine dahil edilmişler. Bu durumdan endişe duyan bahsi geçen ülkelerin yetkilileri, başka bir ülkenin vatandaşlığına sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın vatandaşlarının yurtdışındaki çatışmalara katılmasını yasaklayan yasalar çıkardılar. Bazılarının Rusya ile ortaklık ve ittifak ilişkileriyle tam anlamıyla bağdaşmaz görünen böyle bir pozisyonu benimsemelerini yorumlayan yerel muhataplardan biri, meselenin sadece etkili Batı ülkelerinin uygulayabileceği yaptırımlardan duyulan korkuyla bağlantılı olmadığına dikkat çekti. Bunun, bu ülkelerin vatandaşlarının, gerçek bir savaş deneyimi kazandıktan sonra, döndüklerinde "cihatçılar" tarafından gruplarına gönüllü olarak katılmaya ikna edilmeleri gibi bir başka korkularıyla ilgili olduğuna işaret etti. Buna ek olarak, yasa sadece Rusya tarafında savaşabilecek olanları değil, aynı zamanda Ukraynalı aşırı milliyetçilerle birlikte paralı asker taburlarının bir parçası olarak savaşanları da hedef alıyor.
Rusya'da, ortakların bu pozisyonuna halktan bir tepki gelmedi. Ama aynı zamanda, Orta Asya makamları tarafından vatandaşlarının Rus özel harekatına katılımına ilişkin getirilen yasağa karşılık, Rusya'da, 10 yıl veya daha uzun bir süre önce Rus vatandaşlığı alan Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan uyruklu kişilerin, askerlik yapmalarını engelleyecek haklı sebepleri bulunmuyorsa, diğer Rus vatandaşları gibi 1 yıl boyunca askerliğe zorunlu tutulmaları önerildi.