David Nasaw
TT

Hırsız Baronlar ve Elon Musk

Elon Musk artık Twitter'ın sevinçli ve gururlu sahibi. Ancak sorun, bu kişinin “dijital kentimizin meydanı” olarak adlandırdığı şeyin kontrolünü elinde tutacak olması. Musk, tıpkı 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında endüstriyel kapitalizmin genişlemesini somutlaştıran ve demiryollarımızı inşa eden hırsız baronlar, bu demiryollarını ve modern Amerikan şehirlerini inşa edenlere çelik tedarik eden Andrew Carnegie gibi, 21. yüzyılın teknoloji güdümlü kapitalizminin yüzü.
Musk, hızla dağılan bir devlet düzenleme aygıtındaki fırsatlardan yararlandı ve küçük bir yatırımcı ordusuna, bir lobiler, ona hayran avukatlar ve şövalyeler filosuna sahip oldu. Kendisini, kuralları yıkan, kendisi için çalışan insanları sömüren ve tüketen, yoluna çıkanlarla alay eden, insanlara faydası olduğu müddetçe serveti ile dilediğini yapan dahi bir tekniker olarak tasvir etme yoluna gitti. Musk, elektrikli arabalarıyla gezegeni, uydu sistemleriyle de Ukrayna'yı kurtaracak, bu yüzden bu iyilikleri yapması için devlet müdahalesinden özgürleştirilmesi gerekiyor. İki yüzyıldan fazla bir süre boyunca ABD'nin imparatorları, ekonomimizi ve günlük yaşamlarımızı değiştirdiler ve hükümetlerle kazanan bir oyun oynayarak (kendilerini zenginleştirdiler). Bu hükümetlerden muazzam mali destekler ve koruma istediler, istediklerini aldılar ve işlerini istedikleri gibi yapmaları için yalnız bırakılmalarını istediler. Demiryollarına el koyan hırsız baronlar, servetlerini devlet tarafından sağlanan topraklar üzerinde inşa ettiler. Bu topraklar üzerinde demiryollarının rotasını belirlediler ve her bir mil için devletten mali destek topladılar. Carnegie ve diğer çelik baronları, yabancı rakiplerine yüksek gümrük vergileri uygulayarak şirketlerinin karlarını korumayı taahhüt eden yasa koyucuları ve başkanları seçtiler. Musk'ın şirketleri ve serveti, elektrikli otomobil şirketi Tesla'ya yapılan milyarlarca dolarlık mali destekler, yine Amerikan astronotlarını uzaya taşımak, yaklaşık 3 bin uyduluk filosuna bağlı uyduları fırlatmak ve yüksek hızlı internet hizmetleri sağlamak için NASA ile yapılan sözleşmeler şeklinde diğer milyarlarca dolar desteklerle kuruldu. Musk'ı güçlü ve belki de endüstriyel çağın kodamanlarından daha etkili yapan şey, ticari ve politik kavramlarının tek bir tweetle reklamını yapabilmesi. Bu anlık iletişimlerin etkisi, “MEME Hisse Senetleri” olarak bilinen şey (sosyal medya aracılığıyla bireysel yatırımcılar arasında popülerlik kazanmış bir hisse) aracılığıyla bu dönemin medya ve pazar dinamikleri, günlük ticaret, anlık iletişim ve yanlış bilgiler konularını uzman bir şekilde anlamasıyla pekişiyor.
Carnegie, dış yatırımcılara, etkilere ve piyasa koşullarına borçlu kalmak istemediği için şirketlerini özel kuruluşlar olarak tuttu. Ancak Musk tam tersini yaptı; serveti inşa ettiği fabrikalara, sattığı ürünlere veya edindiği gayrimenkullere bağlı değil, aksine Tesla, SpaceX, kripto para birimi şirketleri ve Twitter'da sahip olduğu senetlerden gelen milyarlarca dolara bağlı.
Ağustos 2018'de Tesla'yı hisse başına 420 dolardan satın almayı düşündüğü tweetini attı. Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu, "bu yanıltıcı tweetlerin" Tesla'nın hisse senedi fiyatının yüzde 6'dan fazla artmasına neden olduğunu söyledi ve onu menkul kıymet dolandırıcılığıyla suçladı. Daha sonra Tesla'nın Yönetim Kurulu başkanlığından ayrılmayı ve 20 milyon dolar para cezası ödemeyi kabul etti. Tesla da 20 milyon dolar ödedi. Kennedy ailesinin lideri Joseph Kennedy, hisse senedi fiyatlarını manipüle etmekte her zaman iyiydi, ancak ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun ilk başkanı olarak, manipülatörler ve dolandırıcılar istediklerini yapmakta özgür oldukları sürece, kapitalizmin Büyük Buhran'dan asla kurtulamamasından korkuyordu. Musk kendisini "ifade özgürlüğünün özgürleştiricisi" olarak tanımlıyor. Sansüre karşı olduğunu ve sansürü sınırlayacağını birkaç kez tekrarladı.Twitter’da içerik denetleme kurallarını gevşetebilir. Twitter'ın siyasi muhaliflere hizmet etmediği, kendisini ve müttefiklerini andığı ve zenginleştirdiği sürece, ifade özgürlüğü adına sınırsızca tweet atımına izin vereceğini beklememiz şaşırtıcı değil. Musk, "ifade özgürlüğüne" saygı gösterilmesi ve korunması gerektiği konusunda haklı. Ancak, halk ve millet olarak -Yargıç Oliver Wendell Holmes Jr.'ın bir asır önce yazdığı gibi- ifade özgürlüğünün ne zaman ve nasıl “açık ve mevcut bir tehlike” yarattığı, bunun olmasını önlemek için yasa, düzenleme veya ikna yoluyla hükümetin bir yol bulmasına ihtiyacımız olup olmadığı konusunda geniş ve kapsayıcı bir kamusal tartışmaya girişmemizin henüz zamanı değil. Elon Musk, kendisinin ve bizim zamanımızın bir ürünü. Etkisini tartışmak veya alay etmek yerine, onun medyada tanıtıldığı gibi, kendi kendini yetiştirmiş dahi bir iş adamı olmadığını anlamalıyız. Başarısının bedeli ödenmiş ve bu bedeli de vergi mükellefleri ödedi. Kendisine ve diğer milyarder işadamlarına ekonomi ve siyaset üzerinde giderek daha fazla kontrol sahibi olmalarına izin veren hükümet yetkilileri de onu buna teşvik etti.