Muhammed Rumeyhi
Araştırmacı yazar, Kuveyt Üniversitesi'nde Sosyoloji profesörü...
TT

Önemsiz öncelikler!

Bir toplumda sahte bir bilinç oluşmasına yardımcı olmak, herkesi yanılsamalara sürüklemek ve yel değirmenleriyle savaştırmak istiyorsanız, var olmaya devam etmek ve ilerlemek için herkesin önemsemesi gereken gerçek önceliklerden uzakta, o toplumun zamanını ve enerjisini tüketen yan konular yaratmalısınız.
Son haftalarda Körfez gündemi genel anlamda “değerleri korumak” idi ve bunun en belirgin somut temsili Kuveyt’te çok konuşulan ve seçilmiş meclise bağlı “Değerler Komitesi” olarak bilinen şeydi. Bu, yerel ve uluslararası basında yer alan, keza yabancı başkentlerdeki Arapça konuşan kanalların ilgi gösterdiği başta “o benim gibi değil, ben adamım o eşcinsel!” reklamı olmak üzere sokaklardaki yaygın reklamlarla aynı zamana denk geldi. Oysa eşcinsellik hiçbir zaman kayda değer bir tartışma konusu ya da inkâr edilmesi gereken tartışmalı bir konu olmadı, hal böyleyken nasıl insanların dikkatinde önemli bir yer işgal ediyor ve toplumun gündemine dayatılıyor? Bunun nedeni, toplumun “siyasallaşmış” bir azınlık tarafından kuşatılması, esir alınıp kendisine söz konusu grubun gündemine uygun bir gündemin dayatılmasına hazırlık olarak dar bir köşeye sıkıştırılmasıdır. İnsanların yaşamlarından veya büyük çoğunluğunun davranışlarından uzakta meşguliyetler yaratılmasıdır. Aynı zamanda, toplumlarımızdaki “var olma ya da yok olma” ile ilgili hayati konuların üzerinden atlamak ya da ihmal etmektir. Bu konuların başında örneğin şunlar geliyor; petrol fiyatlarının düşmesi ve gelecekte petrole olan ihtiyacı bile ortadan kaldırabilecek ilerleyen alternatif enerji teknolojileri. Bizler tamamen petrolden elde edilen gelirle yaşayan toplumlarız ve başka zenginlik kaynaklarını araştırmakla ciddi bir şekilde ilgilenmeliyiz. Dolayısıyla önceliğimiz, petrol gelirinin alternatifleri hakkında bir tartışma başlatmak olmalı ve bunun için de diğer şeylerin yanı sıra toplumlar açısından ya ilerlemek ya da geri kalmak için temel bir gereklilik haline gelen eğitim ve bilimsel araştırmayı geliştirmeye gereksinimimiz var. Yine öncelikli konularımız arasında, kadınların statüsü ve topluma katılımlarının genişletilmesi ve modern yasalarla korunması, toplumun bedenini kemiren yolsuzluk belasının yayılmasına karşı mücadele etmek, yeni ve şaşırtıcı formlarının ortaya çıktığı suç türlerinin tümünün yayılmasına karşı mücadele etmek, Körfez şehirlerinin şahit olduğu aşırı şehirleşme ve buna bağlı olarak görülen çevre sorunları var. Aşırı şehirleşme ve çevre sorunlarının getirdiği hastalıklar artık biliniyor ve hiç kimse durup da kentsel genişlemenin, hava kirliliği ve kalabalık nedeniyle şehir sakinlerini öldüren çevre üzerindeki etkisinin sınırları olup olmadığını, dünyanın bu kadar çok ve korkuyla tartıştığı iklim değişikliği üzerindeki etkisini sorgulamıyor. Bir diğer öncelikli konu aşikâr hale gelen harici bir varoluşsal tehditle ilgilenmek. Bunların yanı sıra toplumlarımızda birinci öncelik haline gelen ve daha geniş başlığı “kalkınma, sürdürülebilirlik ve istikrar” olan bir dizi başka önemli meseleler de var.
Tüm bu sorunlara karşın topluma, yan konular dayatılıyor ve bu yan konu sanki bu tür reklamlar olmasa insanların tamamı çok yakında “eşcinsel” insanlara dönüşecekmiş hissi yaratacak kadar büyütülüyor. Bu, toplumu sadece bu insan grubunun yaklaşan kötülüklerden koruyabileceğini kabulleneceği bir yere taşımayı amaçlayan aldatmaya ortak olunuyor. Gerçekte ise bu insan grubu toplumu kör bir bölgeye sürüklüyor.
İşin aslı şu ki, kamusal değerler ne eşcinsellik ne de kabul edilemez başka bir sapkınlık tarafından tehdit edilmiyor. Temel ve ikincil değerlerin ne olduğu konusunda insanlar ihtilaf içindedirler, bununla birlikte, çoğunluğun hemfikir olduğu davranışlar gibi eşcinsellik konusu dahil olmak üzere çoğunluğun kesinlikle hoşlanmadığı başka davranışlar da var. Pek çok Batı toplumunda bile algılanmayan, sindirilmeyen ve yakın zamanda İtalyan parlamentosunun onayladığı gibi suç kabul edilen eşcinsellik konusu da bunlardan biri. Eşcinsellik Doğu toplumlarımızda da kınanmakta ve reddedilmektedir, öyleyse tüm bu yaygara neden?
Katar'daki Dünya Kupası'ndan beri bu konunun aldığı boyut ve Körfez şehirlerindeki yansımaları, büyüklüğüyle dikkat çekiyor. Bu kolektif tiksintiden kendi gündemlerini geçirmek için yararlanan siyasi güçler var. Gündemlerinin amacı da toplumu, yukarıda bazılarına değindiğimiz temel meselelerinden uzaklaştırmak ve böylece başkalarına gözdağı vermek, bu grupların toplum üzerindeki hakimiyetini ve gücünü göstermek için kendisine dayanılan bir kamuoyu oluşturmaktır. Kuveyt’te kopan, Arap ve uluslararası medya tarafından yazılan ve konuşulan "maraton fırtınası" bunun örneğidir.
Kuveyt’te yaşananlar bir tür güç gösterisi, kamuoyunu kontrol edip yönlendirme, varoluşsal bir tehditmiş gibi onu meşgul eden yan meseleler yaratmaktı. Oysa asıl varoluşsal tehdit, düşük eğitim standartları ve eğitim programlarında devam eden kötüleşme, medyada ciddi bir bilinçlendirme programı eksikliği, genel kültürel bağışıklığın dumura uğramasında gizli. Bunlar, kamuoyunun geniş bir kesimini öncelikliymiş gibi kendisine sunulan heyecan verici ve duygusal konulara hevesli hale getirdi. Dikkat edilmeyi hak eden ulusal misyonlar için tehlikeli ve tehdit içeren temel konuları tartışmaktan zorunlu olarak uzaklaştırdı. Hassas ve değişen küresel koşullar gölgesinde, bölgenin ulusal güvenliğinin temin edilmesi, kamuoyunun uzaklaştırıldığı öncelikli konulardan biri. Zira bir yandan hem jeopolitik hem de ekonomik olarak küresel istikrarın kapısını çalan emsal oluşturan Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşından sonra, bağımsız ülkelerin sınırları artık güvende değil. Diğer yandan pazarların birbirine açılmasıyla yaşanan ekonomik iç içe geçiş ve bunların karşılıklı bağımlılığı, iletişim ve ulaşım devrimiyle bağlantılı. Küresel piyasada petrol emtia fiyatlarının düşme olasılığı ve gıda maddeleri, endüstriyel ekipman fiyatlarının yükselmesi, Körfez'deki Arap bölgesel güvenliğinin ekonomik ve siyasi olarak herkes tarafından tartışılması gereken bir öncelik olmasını gerektiriyor. Hele de İran'da karar mercii olan Hamaney'in “ülkesinin hayati sahasının Irak'tan Lübnan, Suriye ve Yemen'e kadar uzandığını” duyurmasından sonra. Zira bu, ilk kez bu kadar açık ve net olarak yapılmış bir duyuru ve eğer Körfez başkentleri ile kamuoyu tartışmalarında hâlâ alarm zili çalmadıysa, acaba ne zaman çalacak! Kamuoyundaki tartışmalar hangi nedenlerle bu konulardan uzaklaştırılıyor?
Tartışmaların varlığını sürdürmenin özünde yer alan önemli, tehlikeli ve etkili önceliklerden toplum gündeminde öncelik konumuna yükseltilmek istenen dosyalara nakledilmesi nedeniyle takipçilerin hissettiği kaygı bundan kaynaklanıyor. Böylece herkes - tabiri caizse - meleklerin cinsiyeti hakkında bir tartışmaya sokularak, temel ve hayati konulardan uzaklaştırılıyor. Garip olan şu ki, toplumların zayıflamasının ve çöküşlerinin sebeplerini okuyan herkes, bu sebeplerden birinin bu toplumların yan konuları büyütmeleri ve onlarla meşgul olmaları, daha önemli meseleleri yokmuş gibi kaybolmaya bırakmaları olduğunu görebilir.
Son söz, ahmakları yok oluşa sürüklemek istiyorsanız, onları illüzyonlara boğun.