Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

İki Taliban versiyonu arasında Afganistan

“Taliban” hareketi 2001'deki “Taliban”ın yeni ve güncellenmiş versiyonu şeklinde boy göstermeye çalışsa da huylu huyundan vazgeçmez. “Taliban”ın kız çocuklarını eğitimden men etme kararı ve ondan önce de özellikle kadınların hareket ve özgürlüklerini kısıtlayan diğer kararlarından sonra “Taliban”ın ilk versiyonunun özellikleri yeniden ortaya çıkmaya ve kendisine eleştiriler yağmaya başladı. Sanki esasen kökeni, terörist Molla Ömer ve onun el-Kaide ile ittifakından günümüze kadar birinci ve hatta ikinci versiyonu bir aşırılık ve terörizm yatağında yetişmemiş gibi Taliban hareketinin bu eylemleri şaşkınlıkla karşılandı.
Bugün gerek ilk versiyonu (20 yıl önceki) gerekse ABD ordusunun bir gecede geri çekilip Afganistan'ı altın bir tepside kendisine takdim etmesinden sonra revize edilmiş versiyonu ile “Taliban”ın yaptıklarına şaşıranların, buna şaşırmamaları lazım çünkü “Taliban” her iki versiyonu ile de aslen bir Batı ürünü. İlk versiyonunda “Taliban”, başlangıçta Sovyetler Birliği'nin Afganistan’daki varlığına karşı savaşmak için Batı'dan destek ve silah alan bir örgüt olan “el-Kaide”nin revize edilmiş hali idi.
Arapça'da öğrenciler ve talebeler anlamına gelen “Taliban”, o dönemde silahlı bir hareket ve vurucu bir güç haline geldi, Afganistan devlet başkanı Doktor Muhammed Necibullah'ı kovdu, hatta astı. Afganistan'ı ele geçirerek ilk iktidar dönemini tesis etti. Dünyaya meydan okudu, tarihin en büyük terör eylemini finanse etti, 11 Eylül’ün intihar bombacılarını barındırdı. Tüm bunları yaparken de sağlıklı bir aklın kabul edemeyeceği bir görüntüyle, liderleri medyada eski püskü giysileri ve mağaralarda yaşar bir şekilde görünüyorlardı. Kız çocuklarının ve genç kızların okula gitmesine, kadınların çalışmasına engel olan “Taliban”, Afgan sivillere yönelik katliamlar yapan “Taliban” ile aynı. Taliban, çaresiz Afgan halkı için ölümcül bir çelişki hali içinde, kendi görüşüne göre "kafir" olan istihbarat teşkilatlarından silah ve finansman alırken, yine kendi görüşüne göre “kafir” olduğu için Birleşmiş Milletler'in Afgan halkına yönelik gıda yardımlarını engelledi.
Fransız “Libération” gazetesinin yazarı Alexander Hoon'un “Taliban” ve unsurlarının elindeki gelişmiş saldırı tüfeklerini, omuzlarındaki roketatarları ve bindikleri Amerikan kuvvetlerinin meşhur “Humvee” araçlarını sorgulaması gibi belki bizim de bunu sormaya hakkımız var: "Taliban" bu ekipmanları nereden aldı? Hoon’un sorgulamaları, "Taliban"ı silahlandıran kaynaklar hakkında sadece Arapların değil, Batılıların da şüpheleri olduğunu kanıtlıyor.
Otuz yıldan fazla bir süre (ilk 10 yıl Bin Ladin ve el-Kaide zamanı, ikinci ve üçüncü on yıllar Afganistan’dan kovulduğu ve ABD kuvvetlerinin çekilmesinden birkaç gün sonra geri döndüğü zaman) Amerikalılar ve Batılılarla uzun bir savaş yürüten Taliban için bu savaş milyonlara hatta milyarlara mal oldu. Peki bugün demir ve ateşle yönettiği Afgan halkına bir somun ekmek bile temin edemeyen Taliban, bir finansman kaynağı yoksa bu maliyeti nasıl finanse etti? Mart 2020'de, birden fazla medya kuruluşu, hareketin gizli olan ve kendisine sızdırılan bir raporuna dayanarak "Taliban"ın elde ettiği gelirlerin 1,6 milyar dolara ulaştığını nakletti. Raporda "Taliban"ın hangi faaliyetten bu geliri elde ettiği belirtilmiyor. Fakat bilhassa BM’nin 2020'de Afganistan'ın son 5 yılda toplam küresel afyon üretiminin yaklaşık yüzde 84'ünü oluşturduğunu belirten bir rapor yayınladığı göz önüne alınırsa, bu gelirin teknoloji ve uzay bilimleri alanından değil de uyuşturucu ticareti, haşhaş ve kenevir ekiminden elde edildiği kesinleşiyor.
"İslam" sloganını yükselten "Taliban", finansmanının en önemli kaynağı olarak uyuşturucu ticaretini kullanıyor. Kendi görüşüne göre "kafir" olan yabancı istihbarattan destek almasından ise bahsetmiyoruz bile. Bu da bu hareketin gerçekliği hakkında şüphe uyandırıyor.