Hüseyin Şubukşi
TT

Tarih ve gelecek arasında yeni yıl!

Dünya bir yılı uğurlarken yeni bir yılı karşıladı ve bu ikisi arasında duygular, hisler ve duyumlar birbirine karıştı. Geçip giden, zamanın onun gibisini bir daha hiç bağışlamayacağı güzel zamanlar için duyulan kederin veya acının keskinliğini ifade eden coşkun ve taşkın duygular, gelecek günlerde olacaklara ve taşıyabileceği hoş sürprizlere dair iyimserlik, umut dolu muazzam duygularla iç içe geçti.
İnsanın tarihle ilişkisi çetrefilli, kompleks ve oldukça karmaşık bir ilişki. İnsan hâlâ kendisinden önceki medeniyetlerin şifrelerini, gizemlerini ve tılsımlarını deşifre etmeye çalışıyor. Dolayısıyla, şu anda bile, önceki medeniyetler ve kültürler hakkında ulaştığı bilgiler, büyük olasılıkla spekülatif ve kesin değil. Bilim, bilgi ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte, insanın geçmişini bilme ve böylece geçmiş zamanlarda ne olduğu hakkında neredeyse kesin bir tahminde bulunma yeteneği de gelişiyor.
Zaman boyunca insan, tarihi yorumlamak için teoriler, bakış açıları ve görüşler sunma yoluna gitti. Tarihin "döngüleri", sabit normları olduğunu ve bu nedenle "kendini tekrar ettiğini" açıkladı.
İnsan, tarihin olayların kaydedildiği ve derlendiği bir kaydı ve hafızası olduğu inancına ulaştı. Aynı zamanda, bu inançla birlikte geçmişin tüm ayrıntılarıyla bugünden ve gelecekten daha iyi olduğuna dair duygunun ağır bastığı, nesnel olmayan bir kanaat de oluştu. Ancak, bu görüşe kararlılıkla ve gönülden meydan okuyan, insanın şu anda en parlak ve iyi çağlarını ve günlerini yaşadığını söyleyen bir düşünce ekolü de görüldü. Bu düşünce ekolünün başını ünlü Amerikalı yazar Steven Pinker çekiyor ve önemli kitaplarında insanlığın artık en önemli dönemini yaşadığını vurguluyor. Bu dönemde bilim parladı, tıp gelişti, eğitim ilerledi, yaşam kalitesi eşi görülmemiş ölçüde arttı. Suç oranları azaldı ve en uzun küresel barış ve ekonomik refah dönemi dünyanın her yerine ulaştı. Buna ilaveten sınırları, engelleri ve surları kaldıran bir bilgi teknolojisi kaynaşması yaşandı. Bu dönemde bilim, mantık, insanlık ve gelişme batıl inançlara, nefrete, ırkçılığa ve cehalete galip geldi.
Bir diğer ekol de sadece şimdiki anı düşünüyor, çünkü geçmişin geride kaldığına, kendisi için hiçbir şey yapamayacağımıza, geleceğin de bizim kontrolümüz dışında olduğuna, insanın sadece şimdiki anı etkileyebileceğine tamamen inanıyor. Bu düşünce ekolüne mensup olanların en önemlisi, “Şimdinin Gücü” kitabının yazarı ünlü Amerikalı yazar Eckhart Tolle'dir. En çok satan kitaplardan biri olarak sınıflandırılan “Şimdinin Gücü” dünya çapında 35'ten fazla dile çevrildi.
Elbette gelecekle ilgilenen, onu düşünen ve ona hazırlanan başka bir ekole mensup olanlar da var. Bunlar çok azlar, çünkü çağlar boyunca gelecekle uğraşmak, din adamları ve mensubu oldukları dini kurumlar tarafından bir tür sapkınlık ve dinsizlik olarak görüldü. Çünkü din adamları, gelecekle "uğraşmayı" basitçe bir tür müneccimlik, yıldız falı ve kadere müdahale olarak görüyorlar.
Tüm bu örnekler, basitleştirilmiş ve sembolik ancak son derece anlamlı ve açık bir şekilde, çeşitli koşulları ve farklı mevsimleriyle zamanla olan ilişkisinde insanın etrafını saran süregelen bir krizi somutlaştırıyor. Bu görüntü, geçmiş için duyulan keder dolu duygular ile geleceğe dönük temkinli bir iyimserlik arasında her yılın sonunda ve yeni bir yılın başlangıcında tekrar eden bir vesileyle vücut buluyor.
İster geçmişe yoğun bir şekilde bağlı ya da geleceğe muazzam bir şekilde tutunmuş olsun, kişinin kararları, planları ve hedefleri, zamana karşı tutumuna göre şekillenir. Dolayısıyla bu peşin tutum çok etkilidir. Bireyler için geçerli olan bu şey, doğal olarak gruplar, halklar ve devletler için de geçerli.
İnsanlığın bugün ve her zaman yaşadığı bunalımın nedeni, güç yollarında bilgelik yolundan daha hızlı ilerlemesidir. Dolayısıyla insanın iç mücadelesi zaman ve vakte karşı olmaya devam eder, sınırlı olduğunu bildiği için de onu geçmeye çalışır ve geçip giden zaman için pişmanlık duyar. Doğu’nun Yıldızı Ümmü Gülsüm: “Geçmişteki gibi olmamızı istiyorsun, o halde zamana de ki; geri dön ey zaman” derken doğru söylüyordu. Yine bir başka şarkısında “Bilinmezlik güzel olabilir ama şimdiki zaman daha güzel” derken de haklıydı.
Her gün bir hediyedir, o yüzden tadını çıkaralım... Mutlu yıllar.