Batı terörizminin kaynaklarını kurutmak

Sahadaki gerçekler, Arap ve İslam dünyasındaki terör dalgasının net bir şekilde geri çekildiğini ve Batı terörizmi dalgasının apaçık bir gelgit halinde olduğunu gösteriyor. Kalaşnikof ve bomba eliyle şiddeti, değişimin tek yolu olarak düşünen İslami gruplar tarafından benimsenen terörizm, özellikle bazı Arap ülkelerinde fiziksel, örgütsel ve fikirsel olarak bunun kökünü kazımak için güçlü bir yok etme kampanyasıyla karşı karşıya kaldı. İslami gruplar tarafından benimsenen terörizme karşı yürütülen bu şiddetli kampanya, Arap ve İslam dünyasının içindeki ve dışındaki desteklerini, mali kaynaklarını, medyasını, eğitim ve siyasi kanallarını, gizli hücrelerini, kamu kurum ve kuruluşlarını takip etmeye dayanıyordu. Bu yok etme kampanyasında, kesin ve kararlı uluslararası güvenlik ve istihbarat ortaklıkları ve anlaşmaları benimsenme eğiliminde olmuş, bu da bazı Arap ve İslam ülkelerinde terörizmin ve ona bağlı radikalizmin ölmesine ve diğer ülkelerde de tükenmesine ve sersemlemesine sebebiyet vermiştir. Arap dünyası, DEAŞ ve El Kaide ‘devletlerini’ yok ettikten sonra rahat bir nefes aldı. Bu iki önemli olaydan bu yana her yıl aşağılanan terörizm ve teröristler, aşırılık yanlıları ile birlikte, savaşla meşgul olmak yerine kendilerini, ülkelerini kalkındırmaya adadılar.
Şimdi Batı ülkelerinin “Batı terörizmine” dikkat etme sırası geldi ve bu, Fransız filozof Roger Garaudy tarafından ortaya konulan ve onun ünlü kitabının başlığı olan özel bir tanım. Batı, kendi kalbinde vahşice büyüyen "beyaz" terörizm tehlikesinin farkında olmalı. Bu, Batılı ülkeleri ve Doğu'da onların yörüngesinde yürüyen Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin bağırsaklarında kanser gibi yayılıyor. Hem terörist hem de radikal taraflarıyla Batı sağı, üslup ve taktiklerini, terör saldırılarında göçmenleri ve “renkli” ırkları hedef almaktan hükümet, yasama ve yargı kurumlarını hedef almaya kaydırdı. Yaklaşmakta olan Batı terörizmi alarmı, en meşhur iki olay tarafından verildi.
Bunlardan biri Avrupa'da Almanya'daki “darbe” teşebbüsüdür. Diğeri de eski ABD Başkanı Donald Trump'a aşırı sağcı sempatizanlarının, onun kaybettiği başkanlık seçimlerinin sonuçlarını protesto etmek için ABD’de organize ettikleri tehlikeli darbe girişimidir.
Çünkü Batı terörizmi, Arap ve İslam ülkelerindeki muadilinden daha tehlikeli, Batı ve küresel barış için bir tehdittir. Zira onun nüfuzunu artırması, yakında nükleer cephanelikleri ve korkunç teknolojiye sahip ölümcül silahları kontrol edecekleri anlamına geliyor. Batılı ülkelerin, hükümetlerin ve sivil, akademik ve entelektüel kurumların kıyafetlerine asılan aşırı sağcı terörizm alevine dikkat etmeleri zorunlu hale geldi. Sloganı, DEAŞ’ın “Baki ve genişleyen” sloganı haline dönüşen Batı terörizminin ve aşırı sağcılığın kaynaklarının kurutulması amaçlanıyor. Batı, Arap ve İslam dünyasına vaaz verirken Batı terörizminin liderlerini ve sembol isimlerini tutuklayıp yargılayarak üzerindeki etki kaynaklarını kurutmalı, onların mali kaynaklarını araştırıp dondurmalı ve el koymalıdır. Ayrıca bu tehlikeli kanseri durdurmaya yönelik yasa ve yönetmelikler çıkarmalıdır. Batılı “ılımlı” siyasi partilerin, tehlikeli Batı terörizmini besleyen aşırı sağcı partilere aldanması ve onlarla ittifak yapması yeterlidir.
Son olarak; Batı artık terörizm ve aşırıcılığın dini, ırkı veya coğrafyası olmadığına inanmaya başladı.