Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Uygun şekilde

Geçmişte gelenekler ülkelerdeki en büyük şehirlerin aynı zamanda hükümetin başkenti ve merkezi olmasını gerektiriyordu. Tıpkı Londra, Paris, Roma örneklerinde olduğu gibi. Ancak bu şehirlerin kalabalıklaşması ve yönetim araçlarının imkansızlığı ile gezegenin sakinlerinin büyük bir kısmı şöyle düşündü: Neden büyük federal devletleri taklit edip New York'u değil de Washington'ı resmi başkent yapmıyoruz?
Kanada, federal ruhu korumak ve eyaletler arasında ‘kıskançlık’ uyandırmamak için Ottava adında küçük bir şehri başkent yaptı. Brezilya da aynı çözüme başvurdu ve başkenti Brasilia adında küçük bir şehirde kurdu. Aynı şekilde Nijerya, eski başkenti Lagos'un koşuşturmacasından bıkıp başkenti Abuja'ya taşıdı. Son zamanlarda Mısır, Kahire'nin milyonlarca insanla dolup taştığını fark etti ve halen ülke tarihini yansıtan bir isim arayışında olan yönetim, “Heliopolis”, “Kleopatra” ya da “Ümmü Nil” gibi başka bir anlamlı isimle yeni bir başkent kurulmasına karar verdi.
Dünyanın en büyük Müslüman ülkesi olan Endonezya Ocak 2022'de, parlamentoyu başkent Cakarta'nın korkunç kalabalığından uzaklaştırıp doğu Borneo ormanlarında inşa edilecek yeni bir başkente taşınmayı gerektiren bir yasa çıkardı. Yeni başkentin adı: Nusantara.
Bu, şu an ikinci ve son döneminin ortasında olan Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo'nun hayali. Yeni başkent, eski marangoz ve mobilya üreticisinin hayata geçirdiği en büyük ve en önemli proje. Kendisi, sevgi dolu adıyla “Jokowi” olarak tanınyor.
Ahmed Sukarno Endonezya’nın ilk bağımsız cumhurbaşkanıydı ve kadınlara olan sevgisiyle ünlüydü. Ondan sonra Ahmed Suharto geldi ve adına bağış topladığı hayır kurumlarına (500) olan sevgisiyle tanındı. Başkan Jokowi de çalışmayı ve inşa etmeyi çok seviyor. Yüz binlerce kilometre yol, çok sayıda havaalanı, liman ve baraj yaptı. Şimdi de sırada 2045'ten önce hazır olmayacak Nusantara var... Ancak bu şehir Singapur'dan üç buçuk kat daha büyük ve Endonezya tarihindeki en büyük kentsel ve siyasi proje olacak.
Cakarta, Suharto zamanında çatısı olmayan bir lağım şehri olarak biliniyordu. Güzel mahallelerinde, Arap, Hint ve Hollandalı da dahil olmak üzere birçok yabancı yaşıyordu. Şehrin nüfusu, bin kilometrekareden daha az bir alanı paylaşan yaklaşık 10 milyon kişiden oluşuyordu.
Bu asil mimar, en büyük İslam ülkesine yakışır bir başkent inşa ediyor. Proje, çağdaş tarihin mühendislik şaheserlerinden biri haline geldi. Tek bir adam ulusların tarihini değiştirir: Ya 500 hayır kurumu kurar ya da gelecek için bir başkent inşa eder.