Sevsen Şair
TT

Suriyelilere giden yardımı kim engellemeye çalışıyor?

Vicdan ve herhangi bir insani duygunun caydırmadığı iki taraf, depremzede Suriyeli kardeşlerimize insani yardımın ulaşmasını engellemeye çalışıyor. Birincisi yardımları çalanlar, ikincisi ise halen hakaretler edip, lanetler okuyan ve depremin başka ülkelere de uzanıp zarar vermesini temenni edenler.
Bu ikisi (hırsızlar ve lanetçiler), bu günlerde şüphe ve kuşku uyandıracak şekilde medya veya sosyal medyadaki faaliyetlerinin dozunu artırmak için yoğun bir çaba gösteriyorlar. Mesajlarının bu kadar çok yayılması doğaçlama veya rastgele olamaz. Bunun Suriyeliler ve Araplar arasındaki insani teması sınırlamaya çalışan, çaresizce bariyerler inşa eden, Arapları, özellikle de Körfez halklarını tüm Suriyeliler ile bağlarını koparmaya teşvik eden sistematik bir çalışma olduğu açık. Bu iki cepheli sistematik bir çalışma, bir yanda Suriyelileri Körfez halklarının onların trajedilerini umursamadığına ikna etmeye, diğer yanda Körfez halklarını Suriyelilerin yardımı hak etmediğine ikna etmeye çalışıyor. Bu hummalı hareketlilik rastgele olamaz, Körfez halklarına hakaret eden, lanetleyen ve yok olmalarını isteyen viral olmuş birçok videonun da aniden ve bu kadar çok sayıda yayınlanması, koordinasyon ve sistematik yönetim olmadan kendiliğinden gelişen bir eylem olamaz. Arkasında duran istihbarat işi ortada ve şöyle düşünebilirsiniz: Suriye halkı ile Araplar arasındaki bu bariyerlerin kime faydası var? Bu duvarları inşa etmek kime yarar sağlar? Kim çocuk ve kadın cesetleri ve onları enkaz altında tutmak pahasına kendisi için siyasi bir hedefe ulaşmayı tercih edecek kadar vicdansız olabilir? Yaptıkları yardımların rejim tarafından çalındığına ve mağdurlara ulaşmadığına Körfez halklarını inandırmak için kim elinden geldiğince çabalıyor? Bu iki tarafın tek bir siyasi hedefi var, o da binlerce ölüm pahasına da olsa İran ajandasına hizmet etmek.
Buna rağmen Körfez ülkelerinin hükümetleri ve halkları, gıda, ilaç ve yaşamsal ihtiyaçlar da dahil olmak üzere her türlü maddi yardımı yapmak için harekete geçtiler. Bu iki taraf, bu halkların ve ülkelerinin insanlık ruhunu engellemeyi başaramadı. Körfez ülkeleri ve halkları din, ırk veya herhangi bir ayrım gözetmeksizin dünyanın tüm halklarına en çok yardım ve bağışta bulunanlardan olagelmişlerdir ve olmaya devam edeceklerdir.
Yardım çağrısını Körfez ülkelerinin liderleri karşılıksız bırakmadı ve kurulan hava köprüleri yardım çağrısından daha hızlı oldu. Hadimul Haremeyn Şerifeyn Kral Selman’ın Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi'ne insani yardım ve barınak yardımı için bir hava köprüsü kurulması direktifi vermesiyle başladı ve Suudi Arabistan’ı Kuveyt, BAE, Bahreyn, Katar ve Umman izledi. Bölge liderlerinin Körfez halklarına yaptığı çağrıyla birlikte halklar için bağış kapısı da açıldı ve böylece halklar yönetimleriyle yardımda yarıştılar.
Hayır ve yardımlar konusunda Körfez halkına kimse üstünlük sağlayamaz ki bu haşa ne bir başa kakmaktır ne de minnet ettirmektir, aksine insani ve dini bir görevdir.