Tevfik Seyf
Suudi yazar ve düşünür
TT

Ritz Otel’de akşam yemeği

Dubai veya Londra’da bir otel arayacak olsanız, geceliği 10 bin dolar olan bir otelle karşılaşmanız zor olabilir. Ancak bu hafta arkadaşlarıyla birlikte kalacak tek bir misafir için gecelik 50 bin dolar olan bir otelle karşılaştım. Teorik olarak ben, benim gibiler ve diğer herkes bu ya da benzeri otelleri gezebilir. Ancak bir gece uyumak için gereken 50 bin doları sağlayabilir mi?
Bir başka deyişle; 50 bin dolarlık otel tüm insanlara açık bir fırsatı temsil ediyor. Ancak kaç kişi bu fırsatı yakalayabiliyor?
Bu hikaye, İrlandalı bir yargıç olan Sir James Mathew'a (1830-1908) atfedilen bir nükteyi açıklıyor. Mathew’ın “İngiltere'de hukuk Ritz gibidir, herkese açıktır” demesi üzerine biri “Fakat kaç kişi Ritz’de bir akşam yemeği yiyebilir?” diye sordu.
Bu iyi bilinen bir nüktedir. Sosyal adalet tartışmalarında, özellikle de yasal düzeydeki reformun gerçek hayattaki muadili ile karşılaştırılması bağlamında sık sık anlatılır. Hukuk sistemlerinin çoğunluğunun, tüm insanların kamusal alanda mevcut olan kaynaklara ve fırsatlara yatırım yapma konusunda eşit olduğunu kabul ettiğini ve sosyal adaletin temel anlamının bu olduğunu biliyoruz. Ancak bu güzel hipotez ile engeller ve zorluklarla dolu gerçek arasında bir fark vardır. Bir örnek verelim…
Bangladeş’in başkenti Dakka'da 50 bin kişi evleri veya sabit işleri olmadan sokaklarda yaşıyor. Bu sayı 2007 yılına dayanıyor ve Dünya Bankası raporları her yıl arttığını tahmin ediyor. Yani şu an bu sayının en az iki katından bahsediyoruz.
Yasa düzeyinde, bu yoksul insanların hepsinin herhangi bir hükümet pozisyonuna erişme, parlamentoya girmek için seçimlere katılma ve bankalardan kredi alma gibi hakları vardır. Bunlardan herhangi biri söz konusu hakları gerçeğe dönüştürebilir mi? Seçim kampanyası için gerekli parayı, herhangi bir resmi görevde bulunmak için gerekli nitelikleri veya banka kredisi almak için gereken desteği bulabilir mi?
Bu, Ritz Otel ile ilgili soruya benziyor: Beş parasız bir kişi, zengin muadili gibi Ritz'de bir akşam yemeği yiyebilir mi?
Aslında onun gibi biri Ritz'de yemek yiyemeyeceği için mi hayır diyoruz (en azından o akşam yemeği için parası olmadığı için yiyemez)? Yoksa Onunla Ritz arasındaki tek engel, Ritz'in sahiplerinin orada yemek yemesine izin vermemesi gibi bazı dış engeller değil, finansal kaynaklarının olmaması olduğu için cevabımız evet mi?
Bu tutarsızlık, birçok kalkınma ve ekonomi alanında çalışan bilim insanını, kanunun sunduğu fırsatlar ile sıradan insanlar adına bunlara yatırım yapmanın gerçek olasılığı arasındaki ayrılık noktaları üzerinde düşünmeye sevk etti. Bu, birçok ülkenin bu kaynakları gerçekçi bir şekilde genel kamuoyuna sunmasını sağlayan yasal ve ekonomik araçlara odaklanma çabasıyla çelişiyor. Bunun nedeni, iktisatçıların ihmal edilmiş bir gerçeği keşfetmeleridir. Buna göre büyük yatırımların reel ekonomi olduğu şeklindeki eski algının aksine küçük yatırımcıların oranı arttıkça ulusal ekonominin de hareketliliği ve yaratıcılığı artıyor.
Yeni algının göstergesi olarak Çin'deki drone endüstrisi, neredeyse tamamı yeni kurulan ve bunların yarısının ticari ailelere ait olmayan gençlere ait olduğu ve küçük veya orta ölçekli şirketler olarak sınıflandırılan yaklaşık 7 bin şirketi içerdiğinden bahsediliyor. Bu şirketlerin satışlarının bu yıl 10 milyar dolara ulaşacağı ve Çin'in küresel geçit töreni pazarının yaklaşık yarısından pay alacağı tahmin ediliyor.
Sonuç olarak meselenin can alıcı noktası, ‘imkân sağlam’ kavramıdır. Yani en fazla sayıda insanın kamusal alanda mevcut fırsatları ve kaynakları maddi kazanımlara dönüştürme yeteneğidir. İmkân sağlama hem ekonomik kalkınmanın hem de sosyal adaletin anahtarıdır.