Abdurrahman Şalkam
TT

İtalyan General Italo Balbo hala Libya'da

1934 ile 1940 yılları arasında Libya'yı yöneten İtalyan General Italo Balbo’nun ismi bugün hâlâ bazı Libyalıların hafızasında. Italo Balbo’nun ismi faşist dönemde, dünya rekoru kıran bir pilot olarak parladı; İtalya'dan kalkan uçağıyla Atlantik Okyanusu'nu geçerek Amerika kıtasına ulaşan ilk kişi oldu. Benito Mussolini onu Hava Kuvvetleri Bakanı olarak atadı. Pilot General’e Amerika kıtasında resmi ve popüler karşılamalar yapıldı ve İtalya'da medyanın büyük ilgisini çekti. Alçakgönüllülüğü ve astlarına iyi davranmasıyla tanınıyor ve şiddet uygulayan faşist yetkililer arasında yer almıyordu. 1934'te İtalya Başbakanı Duce Benito Mussolini, onu Kuzey Afrika'daki büyük İtalyan kolonisi Libya'nın genel valiliğine atayan şaşırtıcı bir karar yayınladı. Politikacılar ve daha sonra tarihçiler bu kararın nedenleri konusunda fikir ayrılığına düştüler. Bir kısmı Mussolini'nin Balbo’yu Libya genel valisi olarak atama amacının, onu en önemli rakibi olarak gördüğü için Roma'dan uzaklaştırmak olduğunu söylüyorlar. Bir kısmı da Mussolini'nin Libya'yı Kuzey Afrika'daki Fransız sömürgeleriyle rekabet eden uygar bir modele dönüştürmek istediğini, faşist liderin bu isteğini gerçekleştirmesi için Balbo gibi güçlü ve pratik bir adamı seçtiğini belirtiyorlar. Ancak Balbo Trablus'a geldikten sonra kendisinin sürgünde olduğunu söyledi.Genç General Balbo, daha erken bir dönemde hem siyasi hem de askeri açıdan büyük semboller grubuna girdi.
Hava Kuvvetleri Bakanı olarak atandı ancak prestiji ve popülaritesi, özellikle Atlantik Okyanusu'nu geçtiği uçuşundan sonra bakanlığının çemberini aşmıştı. Şöhret, popülerlik ve siyasi yeteneklerin, diktatörlük rejimlerinde korkunç bir bedeli vardır. Nitekim Mussolini de onu tehlikeli bir rakip proje olarak gördü. Ancak General Italo Balbo'nun Libya'daki büyük başarıları, Mussolini'nin Balbo'yu Libya genel valisi olarak atama amacının gerçekten de Libya’yı bölgedeki Fransız sömürgelerine rakip yapmayı amaçladığını söyleyenlerin iddialarını haklı çıkarıyor. İtalyan hükümetinin bu amaca ulaşmak için sağladığı mali imkânlar ve uzmanlıklar da bunu destekliyor.
Genç faşist General birkaç yıl içinde, Trablus ve Bingazi'yi Arap ve İslami mimari özelliklerin de eklendiği modern İtalyan tarzında inşa etmeyi başardı.
General veya Mareşal Balbo, Badoglio ve Graziani liderliğinde İtalyan ordusunun Libyalı Mücahidlere yönelik katliamlarının ardından tüm ülkede sükunet hakim olduktan sonra Libya'ya geldi.
Peki, birçok Libyalı bugün hala neden Mareşal Italo Balbo yıllarını anıyor?! İtalyan Mareşalin 7 yılda başardıklarının, ‘petrol sonrası yıllar’ dahil olmak üzere 70 yıllık bağımsızlık döneminde başarılamadığını söylüyorlar.
Mareşal Balbo, Mısır sınırı ile Libya sınırı arasında asfalt yol yaptı. İlk kez doğu Libya'yı batısına bağladı. Hastaneler, yapılar, çeşmeler, meydanlar, kanalizasyon, su ve gaz şebekeleri inşa etti. İtalyan okulları, tiyatroları, sinemaları ve bir opera binası açtı. Tarım alanları görülmemiş bir şekilde genişledi. Camileri ihmal etmeden kiliseler inşa etti ve çok sayıda Libyalıya iş imkanı sağladı. Balbo, Trablus ve Bingazi şehirlerine büyük önem verdi, ancak diğer şehirlere, özellikle de Derne, Mısrata, Zaviye, el-Hums, Zileytin, Tarhuna vb. büyük şehirlere de önem gösterdi. Libya’nın güneyi ise askeri bir bölgeydi ve fazla bir gelişme ve modernizasyon göstermedi.
Bunlar bugün Libya’da hâlâ varlığını koruyan gerçeklerdir. Ancak tüm bunlar, bu topraklarda gerçekleştirilen bu büyük başarıların ana motivasyonunu ve amacını unutturmamalı. Genç gazeteci Mussolini, İtalya'nın Libya'yı sömürgeleştirme operasyonuna muhalifti ve İtalya'nın Birinci Dünya Savaşı'na girmesine de karşı çıkmıştı. Ancak iktidara geldikten sonra bu tutumu keskin bir şekilde değişti. Libya'nın sömürgeleştirilmesini destekleyen İtalyan sesler, Libya'yı İtalya'nın dördüncü kıyısı yapmalıyız, ABD ve Avrupa ülkelerine giden İtalyan göçmenlerin rotasını, atalarımızın yurdu olan Libya'ya çevirmeliyiz diyorlardı. Mussolini ‘Roma İmparatorluğunu yeniden kurmak ve bizim denizimiz olan (il mare nostrum) Akdeniz'i kontrol etmek’ sloganlarını yükseltmişti. Bunlar ancak Akdeniz'e en uzun kıyısı olan Libya'nın tamamen kontrol altına alınmasıyla sağlanabilirdi. Mareşal Italo Balbo'nun yaptıkları Libyalılar için değil, Libya'ya yerleşip Libyalıları deniz kıyısından uzaklaştırmak isteyen İtalyanlar içindi. O dönemde Libya halkının sayısı 1 milyondan azdı ve faşistlerin amacı Libya topraklarına 3 milyon İtalyan'ı yerleştirmekti. İtalyanlar, Barka ve Trablusgarp'taki tarım arazilerini ele geçirdiler. Libya'ya getirdikleri İtalyan işsizlerin ticareti kontrol etmelerini sağladılar ve endüstriyel projeler gerçekleştirdiler.
İtalyanlar, kendileri ile birlikte savaşmaları için binlerce Libyalıyı, Etiyopya ve Eritre'ye gönderdiler. Mısır sınırında “Müttefiklere” karşı verdikleri savaşlarda güçleriyle birlikte savaşmak üzere binlerce Libyalıyı askere aldılar. Bu savaşlarda çok sayıda Libyalı öldürüldü ve esir alındı. Nazilerin yasalaştırdıkları ırkçı yasaları Libya Yahudilerine karşı uyguladılar. Mareşal Balbo eğitime pek önem vermedi, ülkede birkaç İtalyan ilkokulu açtı ama amacı sadece bazı Libyalıları idari işler için uygun hale getirmekti. İtalya, Fransa'nın Tunus ve Cezayir'de yaptığı gibi Libyalı öğrencileri üniversitelerinde okumaya göndermedi. İtalya'nın Libya'da inşa ettiği her şey Roma, Milano veya Palermo gibi İtalya'nın bir parçası olan bu ülkeye yerleşecek olan İtalyanlar içindi.
İkinci Dünya Savaşı, İtalya'yı faşist baskıdan kurtardığı gibi, Libya'yı da sömürgeciliğin pençelerinden kurtaran büyük bir olaydır. Mareşal Italo Balbo, Libya'ya sürgüne gönderildiğini söylemişti ancak oraya gidişi bir sürgünden daha fazlasıydı. Uçağı Tobruk'ta İtalyan uçaksavar ateşi ile düşürüldü ve uçağının düşürülmesinin doğrudan Benito Mussolini'nin talimatıyla gerçekleştiğini söyleyenler var.
Balbo, İtalyan-Alman ittifakına ve İtalya'nın ‘Müttefiklere’ karşı ‘Mihver’ güçlerin safında savaşa girmesine karşı en güçlü muhaliflerdendi.
Mareşal Italo Balbo'yu ve birkaç yıl içinde Libya'da neler inşa ettiğini ananlar, pilot Mareşal'in bunları kimin için inşa ettiğini bilmiyorlar. O faşist bir sömürgeci figür ve Büyük Faşist Konsey’in bir üyesiydi. Libya'ya daha sonra değil de ilk sömürge yıllarında gelmiş olsaydı, Badoglio veya Graziani'den bir farkı olmazdı. O da Libyalıları öldürür, onlar için toplama kampları kurar ve gençlerini Etiyopya ve Eritre'de savaşmaya gönderirdi. Bütün sömürgeciler aynı, ‘iyi sömürgeci’ diye tanımlayabileceğimiz kimse yok. Balbo'nun Trablus ve Bingazi'de inşa ettiği yapılardan bazıları ayakta kalmış olsalar da onu ulusal hafızamızda ancak faşist bir sömürgeci olarak tutabiliriz.