Fuad Matar
Lübnanlı gazeteci, araştırmacı yazar.
TT

Arap Zirvesi formülü için yeni bir dönem başlıyor

İlk Arap zirvesinin yapıldığı 1946 yılı ile 19 Mayıs 2023 Cuma günkü son Arap zirvesi arasındaki 77 yıl, Arap ulusun yaşadığı zorluklarla doluydu. Arap Birliği Merkezinin kurdelesinin kesilmesi, mekan ve ev sahipliği ile 1946 yılındaki ilk zirve bir krallık tarafından (Mısır) mükemmel bir şekilde düzenlenmişti. Dünkü zirve de, Arap sahnesini engellerden arındırılmış bir şekilde geri kazanma çabasının eşlik ettiği, sürekli uyum, anlaşmazlıkları sıfırlama, yardım istemeyenlere bile yardım etmeyi görev sayma çağrısı ile ev sahibi Krallığın cömertliği ve hoşgörülüğüyle istisnai bir zirveydi.

Her türlü dert ve zorlukla yüklü Arap toplumunun liderleri, Kral Selman bin Abdulaziz'in huzurunda bir araya geldiler. Her yılın bahar aylarında bir kez düzenlenmesi konusundaki mutabakat devam ettiği için 32. Arap Zirvesi'nin dönemsel ve geleneksel olduğundan, ancak bu dönem zirvenin yapılacağı mekân ve kardeşlerin bu toplantısının ev sahibi açısından kelimenin tam anlamıyla istisnai olduğundan emindiler. Zirve istisnaiydi çünkü Kral Selman'ın bu tür olaylardaki vizyon deneyiminin, bunun ağır yükünün Veliaht Prens ve Başbakan Prens Muhammed bin Selman'a yüklenmesinin, dikkate değer bir devamı niteliğindeydi.

Suudi Arabistan Krallığı'nda Riyad, el-Ulâ ve Cidde’de gerçekleştirilen zirveler, bazı Arap ülkelerinde zaman zaman yaşanan rahatsızlıkların kademeli olarak giderilmesi yolunda niteliksel adımlarla sonuçlandı. Aynı zamanda bu zirveler, büyük güçleri kendisine hayran bıraktı, strateji geliştirme ve uygulama konusunda 21. yüzyılın sadece onların tekelinde olmadığını, aksine görüş alışverişinin ve yol işaretlerin ortaklaşa belirlenmesinin bir gereklilik olduğunu onlara gösterdi.

1946 yılının Mayıs ayı nasıl ki iktidar sahiplerinin buluştuğu, danıştığı ve hiç kimsenin tek başına hareket etmemesinde birleştiği, iş birliği yaptığı bir Arap yapısı inşa etmenin temel taşlarının atıldığı ay olduysa, 2023 yılının Mayıs ayı da aynı rotayı izliyor. Her halükarda ilk zirvenin ve dün (19 Mayıs 2023) düzenlenen son zirvenin aynı aya tesadüf etmesi dikkate değer bir konu.

Aynı bağlamda, istişarenin azlığı ve bazı gizli entrika sahiplerinin kendilerine yarardan çok zarar veren adımlar atması nedeniyle Arapların soluğunu daraltan son 10 yılı gözden geçirme ve havasını temizlemekte Cidde zirvesinin önemi de unutulamaz. Zirvenin taşıdığı bir diğer önem, alışılmadık ev sahibinin, 59 yıl önce merhum Mısır cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır ile aynı kanaate sahip olması. Abdunnasır, büyük bir Arap devletinin başkanı olarak görevinin Arap ulusunun koşullarını dikkatli bir şekilde incelemek olduğunu düşünüyordu. Tökezlemeler yaşandıysa, sitemleri susturmak ve hatta rotaları düzeltmek gerekiyorsa, Kral Faruk’un başladığı bir işi tamamlamakla da olsa bunu yapmaya hazırdı.

Cumhurbaşkanı Abdunnasır’ın davetiyle 13-17 Aralık 1964’te yapılan Kahire zirvesi de buradan yola çıkmıştı. İki aşamalı olan zirvenin bir aşaması 13 Aralık’ta Kahire’de, diğer aşaması 5 Eylül 1964’te İskenderiye’de yapılmıştı. Bu iki zirve, sitemden, uzlaşma, istişare, taahhüt etme, anlaşma, doğal afetler, hesapsız, istişareden yoksun tercihlerin neden olduğu felaketlerde kardeşlerin imdadına yetişmeye kadar tüm yönleriyle bir Arap zirvesi formülünün yerleşmesiydi. Arap ulusunu can evinden vuran yanlış adımların sonuçlarından kurtulup, yeniden ayağa kalkmanın başlangıcı olan Eylül 1967'deki Hartum zirvesi gibi, yaşanan felaketler istişare edilmeden alınan kararlardan kaynaklansa da, bu durum vatanseverlik ve görev temelinde felaketzede ülkelere yardım sunulmasını engellemedi.

Arap zirvesi formülünün ilk kurucuları olan krallar, prensler, şeyhler, monarşi ve ardından cumhuriyet döneminin sivil başkanlarının ve generallerinin hepsi vefat etti. Kral Faruk, Kral Abdullah, Prens Abdullah, Prens Suud, Prens Abdullah Yahya, Şükri el-Kuvvetli, Bişara el-Huri, Cemal Abdunnasır, Ahmed bin Bella, Abdusselam Arif, Habib Burgiba, Korgeneral İbrahim Abbud, Korgeneral Emin el-Hafız, Prens Faysal bin Abdulaziz, Mareşal Abdullah el-Sallal, Şeyh Abdullah el-Salem Al-Sabah, Şarl Helu, Kral Birinci İdris, Kral İkinci Hasan'ın kardeşi Prens Abdullah ve Ahmed el-Şukeyri, bu isimlerden birkaçı.

Önce düşünme, sonra formülü oluşturma ve onu Arap milletinin tek tek tüm devletlerinin koşullarına göre geliştirme sonucunda ortaya çıkan ürün iyiydi.

Kurucu neslin ardından devam ettiren nesil geldi.

Bugün Arap ulusu, 32. Zirvesi ile birlikte dünyaya ve özellikle büyük ülkelere, kendisini koruyan bir Allah’ı, ona tevekkül edip azmeden liderleri olduğunu, yardımına koşan Kral Selman ve çalışkan, azimli Veliaht Prensine büyük umut bağladığını söylüyor.

Yardımcımız Allah'tır.