Muhammed Rumeyhi
Araştırmacı yazar, Kuveyt Üniversitesi'nde Sosyoloji profesörü...
TT

Kuveyt seçimlerinin sonuçlarına dair bir okuma

Salı günü, sıcak bir yaz havasında Kuveytliler sadece 6 ay içinde yeniden sandık başına gittiler. Bir önceki yılda, 2022'de seçtikleri meclis feshedilmiş ve yeni seçim çağrısı yapılmıştı.

Adaylar arasında seçim öncesi genel siyasi atmosfer hararetliydi. Bazıları çıtası da olmayan eleştirileriyle sınırları zorladılar. Diğerleri de idari ve siyasi sistemin, bazısı doğru, bazısı yanlış olan eksikliklerini incelemeye giriştiler. Halkın geneline gelince, çoğu, kayıtsızlık aşamasına ulaşmıştı, öyle ki bazı gruplar açıkça sandığa gitmeme çağrısı yaptılar.

Genel olarak, seçim günü sorunsuz geçti ve bazı adayların seçim merkezlerine giderken tanıdıklarından ve akrabalarından kendilerine eşlik etmelerini isteyecek kadar seçmenlerini seferber etme araçlarını kullanmayı sürdürmelerinin dışında, sıkıntılar yaşanmadı.

Haziran 2023 seçimlerinde gözlemlenebilecek bir takım notlar ve değerlendirmeler var.

Öncelikle, oy kullanma hakkı olanların neredeyse yarısı oy kullanmaktan kaçındı. Seçime katılım oranı yarıdan biraz fazlaydı. Oy kullanmaktan kaçınma ya seçmenin bitkin düşmesi ya da bir sonraki meclisin başarabileceği bir şey olduğuna inanmamasından kaynaklandı açıklaması yapılabilir.

İkincisi, seçim sonuçlarından, seçim bölgesinde birinci gelen ile sonuncu gelen arasındaki oy oranında kimi zaman yüzde 50'yi, kimi zamanda yüzde 60'ı bulan farklar olduğu anlaşılıyor. Dünyadaki diğer seçim deneyimlerinde adaylar arasında oy sayısında farklılıklar ortaya çıkar, ancak Kuveyt’te olduğu gibi aynı seçim bölgesinde bu kadar fark olmaz. Bu da seçim bölgelerinin bölünmesinde ve ayrıca tek oy uygulamasında gerçek bir kusur olduğunu gösteriyor. Bu kusur görülmüştü ve seçim sistemindeki dengesizliği düzeltmekle ilgilenenler tarafından yazılmıştı, ancak durum aynı kaldı. Bu, bir adayın, aday olmak için kendisine güçlü adayların oyların büyük bir yüzdesini almasının beklendiği bir seçim bölgesini de seçebileceği, böylece mütevazı bir oy oranıyla da olsa meclise seçilmek için daha yüksek bir şans elde edebileceği anlamına geliyor. Ayrıca bu olgu, seçim bölgesinde oyların önemli bir yüzdesini temsil eden adayın küçük bir yüzdesini temsil eden adaya karşı herhangi bir ayrıcalığını ortadan kaldırıyor, zira sonuçta ikisi de meclis kubbesi altında milletvekilliği yapabiliyor!

Üçüncüsü, seçimlerde kadınların temsil oranı 50 meclis üyesi arasında sadece 1 kadın üye olacak kadar düştü. Halk arasında oy verecek olanların çoğunluğunun kadın olması şeklindeki bariz çelişkiye rağmen, kadınların güçlendirilmesi konusu kesinlikle dikkate alınmadı. Böylece yeniden ‘kadın kotası’ndan bahsedilmeye başlandı ama bu hararetli ortamda hiç kimse buna öncelik veremezdi, kadınların kendileri bile.

Dördüncüsü, bazı adaylar genel seçim toplantılarında oylama sisteminde reform yapılmasının önemine işaret ettiler. Bir önceki meclisin bazı üyeleri de, bir reform mekanizmasını, ‘nispi liste’nin uygulanmasını önermişlerdi, fakat bu fikirler kendisine taraftar bulamıyor. Ama uygulandıkları takdirde, üyeler bir eylem programı üzerinde mutabakata varan homojen bir meclis grubu meydana getirebilirler ve böylece demokrasi bazı hedeflerine ulaşabilir.

Beşinci olarak, seçim sonuçlarından meclisin önceki iki döneminde 2021-2022'de seçilen ve ‘kurnaz’ denilebilecek üyelerin ya yarışı kaybettiği ya da geride kaldıkları anlaşıldı. Bundan, seçmenin bu kişilere hep değil bir kez kandığı okuması yapılabilir. Bu, belki de söz konusu  ‘kurnazlara’ bir mesaj ya da seçmenin farkındalığıydı.

Kuveytliler bu yeni meclisi biraz umut ve biraz da ihtiyatla karşıladılar. Umutlular çünkü seçim sonuçları kalkınma ve kamu hizmeti arayışında farkındalık sahibi bir dizi genç insanın meclise girmesini sağladı. Bu, öngörülen bir dizi yasama ve denetim reformunu gerçekleştirmek üzere mecliste sağlam bir blok oluşturulması için bir teşvik olabilir. İhtiyatlı olmalarının nedeni ise, gündemlerinin uyumsuzluğu nedeniyle 50 üye içindeki yeni bileşenler ya da bunlardan bir grup ile seçim sonuçlarının açıklanmasından itibaren iki hafta içinde kurulması gereken hükümet arasında erken bir çatışma olasılığına ilişkin artan endişelerdi.

Kuveyt'in karşı karşıya olduğu şey basit ya da kolay değil. Petrol gelirlerinin düşmesi beklenirken, halkın taleplerini karşılamak için yapılan harcamalar sonucunda artan devlet maliyesini kontrol etmek ekonomik bir başarı olacak. Finans kurumları, enflasyona yol açan harcamaların sonuçları konusunda uyarıyor. Öte yandan, dünyanın içinden geçtiği krizler sonucunda uluslararası mal ve hizmet fiyatları da katlanarak artıyor.

Aynı şekilde devlet, bütçesinin büyük bölümünü maaş ve ücretlere harcıyor. Ama bunlar arasında da bazıları için kolay kolay değiştirilemeyen kazanılmış bir hak oluşturan, eski memnun etme politikaları nedeniyle eşitsizlikler var. Maaşlarda stratejik alternatif denilen şeyden bahsediliyor, bu konu çok konuşuldu ama bu yaklaşıma direnen bazı kesimlerin komplike çıkarları nedeniyle gün yüzü göremedi.

Kamuoyu, çoğalan bir takım eksikliklerden ve yetersizliklerden şikayetçi. Yüksek suç oranı, kamusal alanda ihmallik, uyuşturucu suçları, kötü eğitim, kötü kamu yönetimi, şişirilmiş bürokrasi ve kötü çalışan seçimi nedeniyle kamu aygıtının düşük verimliliği, bu eksiklerden birkaçı.

Bu nedenle seçilen meclis ve bir sonraki hükümet kamuoyunun yakın takibi altında olacak. Meclis ve hükümet ya bütün bu eksikliklerin giderilmesinde ciddi bir iş birliği yapacak, halkı, gemiyi kayalara çarpmaktan kurtarmak için herkesin göstermesi gereken ciddiyete ikna edecek ya da meclisin zamanını çalan ve vatandaşı hayal kırıklığına uğratan ikincil gündemlerle meşgul olacak.

Meclis üyeleri ağını aidiyet ve eğilimler açısından incelendiğimizde, yukarıda bahsettiğimiz gibi gelecek vaat eden bir grup gencin öne çıktığını görüyoruz. Aynı zamanda geçmişte ‘kriz çıkaranlar’ olarak tanımlanan, mecliste rahatsız edici çalışmalarıyla karakterize edilen bazı geleneksel yüzler de var. Ayrıca meclise özel gündemlerini taşıyanlar da yok değil.

Bu nedenle, şu anda bir beklenti hali hakim. Kuveyt gemisinin hangi yöne gideceğine dair hızlı göstergeler görünebilir. Geminin eskisinden daha sakin havalarda yelken açması, çoğunluğun arzu ettiği istikrar ve başarıyı gerçekleştirmesi umuluyor. Bu da ancak meclis içinde geçici olmayan, Kuveyt anavatanını çevreleyen zorluklarla ciddi bir şekilde ilgilenen, alternatifler sunan bir liderliğe sahip dengeli bir bloğun varlığı, homojen ve nitelikli bir kabine ekibi ile sağlanabilir. Peki, halk istediğini elde edebilecek mi?

Son olarak, seçim kendi içinde bir amaç değil, ortak iyiye ulaşmak için bir araçtır. Eğer bir amaç haline dönüşürse, güvenilirliğini kaybeder ve sadece söylemlerin bir araya geldiği boş bir şekle dönüşür.