Vahdettin İnce

Vahdettin İnce
Yazar

Kabile ve Aşiret

Van’da aşiret dernekleşmelerini olumlu bir adım olarak değerlendiren bir önceki yazıdan sonra bazı dostlar geçmişte ve halihazırda yaşanan olumsuz aşiret pratiğinden hareketle itirazlarını, endişelerini dile getirerek bunun Kürtlere zarar vereceğini dile getirdiler. Dilim döndüğünce bu tavrımın…

Van’daki aşiret dernekleşmeleri

Anayurtları Hakkari civarı olan, bugün artık çevre illere de yayılmış, özellikle Van’da yoğunlaşmış, her biri bir düzine kabileye bölünmüş iki büyük Kürt aşireti var. Ertoşî ve Pinyanişî. Yıllardır bu iki aşiretin başta olmak üzere Kürt aşiretlerinin isimlerinin kökenini merak edip dururum. Ne…

Kapıları açmak

Bir ara ailece sırasıyla Patnos’u Adilcevaz’ı, Erciş’i, Muradiye’yi ve Çaldıran’ı kapsayan bir memleket seyahatine çıkmış, akrabalarımızı ziyaret etmiştik. Oğlum evlerine misafir olduğumuz akrabaları kast ederek “baba, dikkatimi çekti, buralarda kapıları çok sert kapatıyorlar” dedi ve ben denedim,…

Dillerimizin altında yatan varoluşsal benzerlik

“Hikâye” Arapça bir kelime olarak anlatmak ve benzetmek demektir. Benzeterek anlatmak. Benzemek, benzetmek anlamında başka kelimeler de var Arapçada. Ancak “hikâye”de salt zihin içi bir benzetme tasavvuru yok, başkasına anlatmak suretiyle zamanda ve anlamda devamlılık gibi bir değer üretimi de…

Hicretin bereketi

Arapçada bir yerden ayrılıp başka bir yere gitmek anlamında kullanılan birçok fiil var, “rahele”, “ğadere”, “tereke” gibi. Ama bir tanesi vardır ki telaffuz edilir edilmez insanın zihninde bereket, bolluk, huzur, ünsiyet, kaynaşma gibi medeniyet yapıcı anlamları uyandırır. Bunun böyle olması…

Yanlış trene mi bindik yoksa?

Toplumların kimlikleri, kişilikleri tarih içinde oluşur. Bu kişilik ürettikleri maddi ve manevi değerlere, geleneklere, medeniyetlere rengini verir. Bu renk bireysel ya da toplumsal olarak sergilenen günlük davranışlara da yansır. Kur’an’ın dediği gibi “Herkes kişiliğine göre hareket eder”…

Dönme isteği

Dante gibi tam ortasında değilim ömrün. Yolun yarısını ikiye katlamak üzereyim. Son merhale. Ya da sondan bir önceki merhale. Hayatın coşkun akışına karşı da bir soğukluk, bir bıkkınlık, bir usanç hissediyorum artık. Usul usul bedenimi üşüten eylül esintileri de bir şeylerin habercisi zaten. Ardı…

Kendilerini müstağni gören düzmece tanrıların düzeni

“Böyle gelmiş bu dünya böyle gider” sözü ne ifade ediyor? Dünyadaki hayatın işleyişine egemen ilahi-doğal yasaların değişmezliğini mi? Yoksa insanların adalet, özgürlük, eşitlik, kardeşlik ilkelerine göre barış içinde yaşamayı bir türlü beceremediklerini, beceremeyeceklerini mi? Ya da dünya…

Taliban’dan beklentim

Şimdi dönüp baktığımda “ne günlerdi” diyebileceğim bir zaman dilimiydi, geçen yüzyılın yetmişli yıllarının sonları ile seksenli yıllarının başları. Bir yandan İran İslam devrimi, bir yandan Afgan cihadı, Pakistan’da Ziyau’lhak’ın iktidara gelmesi (darbe yoluyla da olsa)… sevinçten uçuyorduk. İslam…

Tabiatın tecrübe dili bize ne diyor?

İmparatorluğun battığı gecenin sabahında yeni bir dünyaya uyandık. Bizim tasarlamadığımız, beklemediğimiz, aklımızın ucundan bile geçirmediğimiz bir dünya. O günün aleyhimize olan koşullarının dayattığı ve belki de söylendiği gibi alternatifi de olmayan bir dünyaydı ama dediğim gibi çoğumuz için…