Memduh Muheyni
Al Arabiyya Genel Yayın Yönetmeni
TT

5 yılın ardından aşırılık yanlılarına karşı savaş

Hükümetler, aşırılık yanlılarına karşı çoğu zaman en kolay yolu seçerler: Taleplerine boyun eğmek ve onlara şantaj yapmak. Bunu ya onlardan korktukları, ya meşruiyetlerini artırmak istedikleri ya da onları düşmanlarına karşı yurtiçi ve yurt dışında kullanmak istedikleri için yaparlar. Her durumda alınan sonuçlar zarar vericidir. Toplumu kontrol eden radikaller gündemlerini de empoze ederek devletin zayıflamasına ve ekonominin gerilemesine neden olur.
Diğer yandan en zoru ise Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Vizyon 2030 hakkında gerçekleştirdiği son röportajda bahsettiği yoldur. Nitekim Prens Selman, radikal düşüncenin varlığında büyüme ve refah elde edilemeyeceğini, bu yüzden de kökünden kazındığını söylüyor. Doğrusu bu, özellikle Suudi Arabistan için zor bir yoldur. Zirâ Suudi Arabistan dünya üzerindeki dini ve siyasi konumu, aynı zamanda son beş yıldır ılımlı ve rasyonel bir dini söylemi açıkça benimsemesi nedeniyle terörist ve radikal grupların sürekli saldırılarına maruz kalan bir ülkedir. Şimdi ise bu söylemin nefret tacirlerine karşı duramayan, fırsatçı hükümetlerin büyük bir rol oynadığı nefret söyleminden uzun zamandır muzdarip olan tüm İslam dünyası üzerinde kapsamlı bir etkiye sahip oluşuna şahit oluyoruz.
Suudi Veliaht Prensi’nin Vizyon 2030’u duyurduğu zaman, “Aşırılık yanlılarını derhal yerle bir edeceğiz" demesinden bu yana bunun siyasi bir propaganda veyahut bir halkla ilişkiler kampanyası olmadığını, bu yönde somut adımlar atıldığını gördük. Nitekim 5 yılın ardından ülke içindeki aşırılık yanlısı söylemde gerileme kaydedildi. Bu durum ülke dışına da olumlu yansıdı. Radikal ideolojik gruplar ve müttefik sempatizanlarının niçin Suudi Arabistan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a karşı neden sürekli kampanyalar düzenlediğinin sebebi ortadadır: Kısacası Prens Selman cesur bir liderdir. Yoğun baskı karşısında geri adım atmamış ve tereddüt etmemiş, halkını daha farklı ve daha gelişmiş bir aşamaya taşımak istemiştir. Tüm bunlar, toplumların kaderinde büyük dönüşümlere imza atan büyük devlet adamlarının gerçek tanımıdır.
Suudi Arabistan’da  radikallere yer olmadığını vurgulayan Veliaht Prens, aksi yönde bir yaklaşım sergileyenlerin de terörist olmasalar dahi hesaba çekileceklerini vurguladı. Bu önemli bir noktadır. Zira radikallerle savaş, en nihayetinde teröristlerin kökünü kazıyacaktır. Teröristler bu son aşamaya gelinmeden önce radikal ideolojiyle iyice dolup taşar. Bu nedenle teröristler harekete geçmeden önce ellerine silah veren radikal ideolojinin suç sayılması gerekir. Teröristlerle mücadeledeki kadim yöntemlere karşı çıkan bir fikir ve hareket biçimidir bu.