İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

Bill Gates ve gelecek salgın hakkındaki konuşması

ABD merkezli yazılım şirketi Microsoft'un kurucu ortağı ünlü ABD’li milyarder Bill Gates, “How to Prevent the Next Pandemic?” (Bir Sonraki Pandemi Nasıl Önlenir?) adlı kitabının çıkmasına yaklaşık iki hafta kala, daha ayrıntıları okunmadan çok tartışma yaratan kitabının bir nüshasını Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’a hediye etti.
Genel Direktör bunun üzerine Twitter hesabından bir paylaşım yaparak hediyesi için Gates’e teşekkür etti.
Bu sahnede esas düşündürücü olan şey,  ABD’li ünlü araştırmacı James Lindsay’in Twitter hesabından bir paylaşım yapıp Ghebreyesus ve Gates’i kastederek “Yeni bir salgının patlak vermesini önlemenin en iyi yolu siz ikinizin hapse girmesi” ifadelerini kullanması oldu.
Ghebreyesus’a ve pandeminin yayılmasına izin vermedeki rolüne yönelik doğrudan suçlamalara varan şüphelerin olduğu herkesçe bilinen bir gerçek. Pandeminin yayılmasına izin verdiği yönündeki iddialar sonucunda eski ABD Başkanı Donald Trump WHO’dan çekilmişti. Ancak halefi Biden, ülkesini tekrar WHO’ya üye yapmıştı.
Gates'e gelince, yeni kitabı sıkça sorulan şu sorunun kapısını aralıyor: “Gates, özellikle yıllar önce salgın hakkında konuşurken şüphe uyandıran bir görüşe sahipken, bir melek mi yoksa şeytan mı? Aziz mi yoksa İblis mi?”
Gates’in 2015 yılında yaptığı bir TED konuşmasında önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde 10 milyondan fazla insanın ölme olasılığı bulunduğuna ve bunun sebebinin oldukça bulaşıcı bir virüs olabileceğine dair uyarıda bulunduğu biliniyor.
Daha sonra 2017 yılında tekrar, ancak bu sefer daha yüksek bir şekilde sesini çıkaran Gates, Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, bu salgının önümüzdeki 10-15 yıl içinde vurmasının makul bir olasılık olduğunu söyledi.
2019'un başlarında Gates, bölgesel olarak daha spesifik konuştuğu bir röportaj vererek, ölümcül bir virüsün dünyanın çeşitli bölgelerine hızla yayılmadan önce Çin pazarında yayılma olasılığına dikkat çekti.
Kahinlik derecesinde geleceği gören biriyle mi, yoksa 20. yüzyılın başlarında 50 milyon insanı hayatından eden İspanyol gribi salgınından bu yana görülen en büyük karmaşa ile dünyayı sarsacak şekilde 2019 yılının sonlarında bir salgın patlak vermesi için planlar yapıldığı ve zifiri karanlık gecelerde bunun yolunun hazırlandığı subjektif tahminlerle mi karşı karşıyaydık?
Aslında Gates hakkında hem ABD’de hem de uluslararası düzeyde hala devam eden tartışmalar sürüyor. Şubat ayı sonlarında Gates’in, dünyada yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kapma riskinin önemli ölçüde düştüğünü kabul etmesine rağmen, koronavirüs ailesinden farklı bir patojenden kaynaklanan yeni bir salgın olasılığı ve şimdiden yatırım yapılıp bununla mücadeleye hazırlanılması gerektiği hakkında CNBC'ye yaptığı son açıklamalar, zihinsel bir paniğe yol açtı ve Gates hakkındaki şüphelerin fitilini ateşledi.
Gates kendinden emin bir şekilde gelecekte aşı geliştirmek ve dağıtmak için dünyanın hızla harekete geçmesi gerektiğinden bahsediyor. Hükümetleri şu anda aşı geliştirme ve dağıtımına yatırım yapmaya çağırıyor.
Özellikle ortak genetik platformların kullanılmasıyla bir sonraki pandemiye hazırlanmanın maliyetinin büyük olmayacağını söylüyor.
Gates, yeni kitabında bir sonraki salgınla mücadele etmek için üç yol çiziyor. Ancak şu anda dünya çapında milyonlarca kişi tarafından, dünya nüfusunun sayısını azaltmaya çalışan küresel üst tabakanın buzdağının görünen kısmı olarak görülen bu adam tarafından önerilenlere bakıldığında derin bir inceleme kalplerde şüphe uyandırıyor. Dünya nüfusunun azaltılması meselesi, 1990'ların sonlarında dünya nüfusunun en fazla iki milyara indirilmesini ele alan ‘Lugano Raporu’nun verileri ile bağlantılı.
Gates'in önerdiği ilk yol, özellikle büyümekte olan dünyada gelecek salgınları engellemek için insanlar üzerinde daha fazla test ve deney yaparak sağlık sistemlerini iyileştirme fikri üzerine kurulu.
Bu noktada, bu deneylerin gerçekleştirileceği mekanizmalar ve bu insanların metafizik amaçlar doğrultusunda bilişsel test sahaları olmayacaklarını kimin garanti edeceği konusunda şüpheler ortaya çıkıyor.
İkinci yol, patojenleri gözlemlemek için küresel bir sistem oluşturulması ve bir sonraki virüsün yayılıp bir pandemiye dönüşmesini önlemenin anahtarı olarak erken keşif yapılması ile ilgili.
Bununla birlikte gözlemleme ve küresel sistem fikri, geçerli sebepler ve mazeretler altında görünse de totaliter bir vizyon yaymak isteyenlerin olduğunu gösterir ve bizi dünyayı yönetecek küresel bir hükümet teorisine geri getirir.
Üçüncü yol inovasyon, erken teşhis, tedavi ve önlem almanın devam etmesi ile ilgili. Bunların hepsi parlak fikirler. Ancak Gates'in, hayır kurumu tarafından finanse edilen geçmiş deneyimlerinden bazıları, karşı tarafa korkutucu bir boyut sunuyor.
Burada okuyucu doğal olarak şunu soracaktır: “Bu satırlarda işlenen şey komplo teorisi mi?
Bu suçlama, farklı kültürel ve entelektüel görüşlere dayalı olarak sadece Doğu Asya veya Orta Asya’dan gelseydi doğru olabilirdi. Peki ABD’lilerin dörtte birinin ve özellikle Cumhuriyetçilerin yüzde 44’ünün, Gates’in özel bir amacı olduğundan ve ‘Yahoo’ tarafından ‘YouGov’ ile işbirliği içinde yürütülen bir araştırmaya göre Kovid-19 aşılarını insanların derisinin altına elektronik çipler yerleştirmek için kullandığından şüphelendiği bilinseydi ne denirdi?
Gerçek, eski Latince ifadede geçtiği gibi iki uç arasında ortada kalmış bir durum gibi görünüyor. Bill & Melinda Gates Vakfı’nın, her bir kişinin aşılarının tarihinin vücutları üzerinde bir tür boya ile kaydedilmesine ilişkin Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından 2019 yılında, yani Kovid-19 salgınından önce, yapılan bir çalışmayı finanse etmesi bunun bir kanıtı. Söz konusu boya çıplak gözle görülemiyor ancak kişi aşılanırken derisine kaydedilebiliyor.
Aşıların içine etkisi hemen belli olmayan ancak gelecekte etkileri gün yüzüne çıkabilecek başka şeyler konulması mümkün mü?
Gelecek Gates salgınının dünyasına hoş geldiniz.