Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Ve korkak öldürüldü

Terörist Usame bin Ladin'in öldürülmesine benzer şekilde, ikinci terörist Eymen ez-Zevahiri de geçtiğimiz Pazar günü Afganistan’da çocuklarının ve eşlerinin arasında saklanırken öldürüldü. Tıpkı selefi Usame bin Ladin’in Pakistan’da 2011’de ailesinin yanında iken öldürülmesi gibi. The New York Times'a göre terörist Zevahiri, Taliban İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkani’ye ait bir evde saklanırken insansız hava aracı ile düzenlenen saldırıda öldürüldü. Gençlere fetva verdiği gibi savaş alanında ya da bir intihar görevinde hayatını kaybetmedi. Zevahiri, binlerce genci ölüme ve savaş meydanlarına sürükledikten, kan dökmeye, kutsallık ihlallerine teşvik ettikten ve Araplara ve İslam'a kimsenin yapmadığı zararlar verdikten sonra, tıpkı Bin Ladin gibi bir ölüm tattı.
Çocukluğundan beri Müslüman Kardeşlere bağlı olan Zevahiri, kötülüğe, şiddete, ötekileştirmeye teşvik eden terörist Usame bin Ladin’le birlikte, gençlerin zihinlerinin kirlenmesine katkıda bulundu.  
Ölüm, terörizm ve bombalama kültürünü pekiştiren bu ikilinin de sonu, korkakça firar içindelerken geldi. Gençleri helaka sürüklediler ve kötücül din adamları onlara yardım etti. Şimdi bu din adamlarının bazıları, demokrasiye bağlı olduklarını öne sürüyor. Çocukların ve kadınların arasında saklanırken öldürülen Zevahiri ve Bin Ladin ikilisini, vatanlarına ihanet eden kişiler finanse etmekteydi. Korkaklıklarına vurgu yapıyorum çünkü bu husus hikayelerini ve fasit terörist projelerini özetliyor. Dine ve insanlara zarar veren anlamsız bir savaşta, gençleri yakacak olarak kullanan bu kişiler böyle hatırlanmayı hak ediyor. Yeni nesiller ibret almak için onları böyle hatırlamalı.  
Hikâye burada son bulmuyor, bu bir uyarı ve yeniden bir değerlendirme yapmak için fırsat olarak telakki edilmeli. Özellikle pragmatizm babından Taliban ile ilişki kurmak isteyenlere bir uyarı olmalı.  
Yeni bir Taliban’la karşı karşıya olduğumuzun söylenmesi, şüpheli bir durumu temsil ediyor, biz daha önce uyarmıştık, başkaları da uyardı. Şimdi şu sorularla baş başayız; Taliban ne zamandan beri terörist Zevahiri'yi koruyor? Bu adam Kabil'e ne zaman girdi ve İçişleri Bakanı Hakkani’nin evine nasıl yerleşti? Pakistan'ın bu konuyla ilgisi nedir? Ladin’in Pakistan’da barındığını hatırlayalım. Pakistan ve Afganistan’da halen kimler bulunmakta? Seyfü'l Adl hala İran’da mıdır yoksa Afganistan’a mı geçmiştir, Zevahiri Afganistan’a gitmeden önce İran’da mı saklanmaktaydı? Amerikalıları Zevahiri’yi istihbarat bilgileriyle mi avladılar, yoksa bir hediye olarak mı sunuldu?  
Bunlar ve benzeri pek çok sorunun yanıtının araştırılması gerekiyor, çünkü bu yanıtlar bize, terörle mücadele konusunda birçok şey gösterebilir. Bu mesele Batıdan çok bizi ilgilendiriyor. Zevahiri ve Bin Ladin’in artık kapanmış birer sayfa olduğunu düşünenler yanılıyor, aynı delikten bir kez daha ısırılmayacağımızı garanti altına almamız için tüm ayrıntıları bilmek zorundayız. Bininci kez hatırlatmakta fayda var; terörizm, fitne ve yıkımın liderleri Bin Ladin ve Zevahiri, kadınların ve çocukların arkasına saklanırken, birer korkak olarak ölmüştür. Zevahiri’nin ilk başlarda İhvancı çizgide olduğunu da hatırlamalıyız, radikal bir katil olarak yaşam sürdü, savaş çığırtkanlığı yaptı ve tıpkı selefi gibi korkakça saklanırken öldürüldü.