Emir Tahiri
İranlı gazeteci-yazar
TT

İran: Özgürlük sevdalıları birinci turu kazandı

İran'daki ayaklanma dördüncü haftasına girerken, protesto hareketinin geleceğine ilişkin spekülasyonlar artıyor. Protestolara katılanlar, çeşitli deliller göstererek zafer ve rejim değişikliği yolunda oldukları konusunda ısrar ediyorlar.
Her şeyden önce, ulusal ayaklanma ilk kez, rejimin düzeltebileceği belli bir zulmü protesto etmek için yapılmıyor. Burada istenen şey rejimin toptan reddedilmesi.
Bunun ardından, rejimin 1979'dan bu yana diğer protestolarda olduğu kadar hızlı ve verimli bir şekilde kamusal alanın kontrolünü sağlayamadığı gerçeği geliyor.
Ayaklanmanın muhalifleri, rejimin savunucuları veya sosyal ve siyasi parçalanmayla ilgilenenler, rejimin hepsi olmasa da İranlıların çoğu tarafından istenmemesinin rejime kalıcı zarar vereceğini, ancak henüz işin ana oyun kartlarını etkilemeye varmadığını düşünüyorlar.
Rejimin tamamen çökmeyeceğine ilişkin analizlerini desteklemek için argümanlar da sunuyorlar: Hem varlıklı tabakalarda hem de yoksul kitlelerdeki destek tabanında zayıflamaya rağmen rejim, kamu ve özel sektör maaşlarında, memur ve emekli maaşları ile sektörel sübvansiyonlarda artışlara giderek rüşvet karışımı bir hamleyle geri kalan destekçilerini hala cezbedebilir. Rejim ayrıca, 80’li yaşlardaki Dini Lider’in ölümünün, uzun süredir beklenen reformlar için fırsatlar sunacağı imasıyla Hamaney sonrası bir geleceğin fon müziğini çalmaya başladı.
Son olarak, vatansever renklere bürünen tüm aptallar gibi rejim de ayrılıkçılık hayaletiyle oynuyor. Bununla birlikte, geçen ay yaşananlara daha yakından bakmak, İran'ın çalkantılı modern tarihinde belirleyici bir anı neyin temsil ettiğine dair farklı bir görüş sunabilir.
Geçtiğimiz haftalarda ve şu anda tanık olduğumuz şey, dikey bir iktidar yapısı ile yatay bir halk hareketi arasındaki şoke edici ve büyük bir yüzleşmedir.
Dikey iktidar yapısında, Dini Lider altında 11 binden fazla kişiyi çalışmak üzere görevlendiren gerçek güç merkezi olan ve İslam Cumhuriyeti’nde ‘Dini Lider’in Ofisi’ olarak sayılan piramidin tepe noktasındaki uzaklık mesafelerine göre bütün bireysel ve toplu mevkiler yer alır.
Bu ofiste tüm sivil, askeri, akademik, kültürel ve basın çalışanları, iş adamları ile ilahiyatçılar seçilir ve atanır. Burada ayrıca tüm önemli ve ara kararlar alınıp imtiyazlar dağıtılır.
Terör estirmesi ve açgözlü olması nedeniyle dikey güç hedeflerine ulaşmada ve rakiplerini ezmede, hızlı ve tutarlı hareket etme avantajına sahiptir. Bununla birlikte, dikey gücün "Aşil topuğu" veya piramidin bir tabakasının sallanması piramidi geri kalanının dengesiz hissetmesi için yeterli olan bir zayıf noktası vardır.
Daha da kötüsü, dikey güç, şu anda İran'da olduğu gibi isyan içindeki yatay bir toplum tarafından meydan okuma ile karşı karşıya kalabilir.
1979'dan beri dikey bir güç olan Humeyni rejimi, kolayca pasifleştirilebilecek veya ezilebilecek dikey liderlik yapıları ve talepleriyle eşit olan bir muhalefetle karşı karşıya. Bu tür bir muhalefet, liderleri itibarsızlaştırılarak ve hatta öldürülerek zayıflatılabilir. Son 43 yılda İslam Cumhuriyeti, yurtdışında birçok farklı grubun 117 liderine suikast düzenledi ve İran'da sayısız kişiyi idam etti.
Rejim, Viyana ve Berlin'deki liderlerini öldürmeden önce bağımsız Kürtlere yaptığı gibi dikey muhalefetle uğraşırken, tavizler verebilir veya ‘müzakere’ havucu uzatabilir.
Dikey muhalefetin başka bir kusurlu yanı daha var. Kin, kıskançlık ve ideolojik, politik ve hatta şahsi hırsları ön plana çıkarması sonucunda bütün yapısı zayıflıyor. Mevcut ayaklanma başladığında Dini Lider’in Ofisi; sindirilebilecek, rüşvet verilebilecek veya boyun eğdirilebilecek başka bir dikey muhalefetle karşı karşıya olduğunu sandı. Sürgündeki aktivistler, hatta rejim ile ilişiği kalmayan eski yetkililer ve rejim savunucuları arasından bir grup tanınmış şahsiyeti ayaklanmanın liderleri olarak lanse ederek fitne tohumları ekmeye çalıştı.
Ancak çok geçmeden mevcut ayaklanmanın kendiliğinden oluşan doğasından kaynaklanan yatay bir yapısı olduğu anlaşıldı. İki hafta geçmemişti ki İran Polis Gücü Genel Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Aştari, ‘çok fazla saha lideri olduğuna’ işaret etti. Zira yaklaşık 2 bin kişinin tutuklanması olayları yatıştırmayı sağlamadı.
Dikey güç klasik şarkısını çaldı. Her zamanki gibi Dini Lider kendi kabuğunda kalarak hızla ayaklanmanın bastırılmasını umarak gözler önüne çıkmayı bekledi. Ancak bu sefer işler öyle olmadı. Hamaney’in 16 gün boyunca sessiz kalması, dikey gücün kararların ve eylemlerin düşünülmeden hızla alındığı dikey yapısının özelliklerinin bir işe yaramadığını gösteriyor.
Buradaki baskı mekanizmasının farklı parçaları ne yapacaklarını bilmiyorlar. Örneğin Sari kentinde bir günde 786 kişi tutuklandı. Ancak sonra fark ettiler ki, bu insanları koyacak yerleri yok.
Zahidan'da güvenlik güçleri gerçek mermi kullanarak 100'den fazla insanın ölümüne yol açtı. Buşehr’de aynı güvenlik güçleri, protestocuların resmi binaları işgal etmesine izin verdi. Huzistan'da vali, okulların kapatılması talimatını verdi. Bahane olarak toz fırtınaları gösterilse de gerçek bize protestoların önüne geçilmesinin amaçlandığını gösteriyor.
Tahran'da öfkeli bir komutan, Keşm Adası'ndaki protestoları bastırmak için Bender Abbas'a ağır silahlı bir birlik gönderdi. Ancak birlik bölgeye vardığında ortalık süt limandı. Daha sonra bu birliğin ağır silahlı unsurları alışverişe gitti.
Protestocuların yatay yapıdan olmaları bazı yönlerden onlara yardımcı oldu. Güvenlik güçleriyle oynadıkları sonu gelmeyen ‘saklambaç’ oyununda hızlı bir şekilde bir mahalleden diğerine geçmelerini sağladı. Bu oyun ile güvenlik güçlerinin hareketi engellenerek zırhlı araçları ve motosikletleri durduruldu.
Ritim ve melodi açısından, dikey güç, yatay toplumla uğraşırken dezavantajlıydı. Olaylar, resmin çerçevesine fazla büyük kaldığı bir noktaya varmıştı.
Kendilerine verilen -ve aynı zamanda kolayca alınabilecek olan- avantajlardan öz saygı elde eden yaşlı kesimin daha çok aralarında olduğu rejim destekçilerinin aksine yatay toplumdaki genç aktivistler, Facebook’ta 5 bin takipçileri dahi olsa kendilerini ‘önemli’ görüyorlar. Onlar diğer bedbaht insanların hayallerini değil, sadece kendi hayallerini gerçekleştirmek istiyorlar.
Konunun özüne yaklaşıyor muyuz?
Humeyni rejiminin, bir ayağı çamurdan olan dev bir heykel olduğu anlaşıldı. Tarih şunu gösteriyor ki, yatay hareketler taktiksel zaferler elde edebilse de merkezi bir komuta yapısı ve geniş bir siyasi proje taslağı geliştirmek için dikey bir ölçek benimsemeden stratejik zaferler elde edemezler.
1848'de yatay devrimci hareketler Batı Avrupa aracılığıyla, eski gerici güçlerin lehine stratejik bir zafer satın alarak taktiksel zafer kazandı. 1917'de yatay hareket çarlık imparatorluğunu devirdi. Ancak stratejik zafer Kerenski’ye değil, o zaman gerekli dikey gücü sağlayan Lenin'e gitti.
Yakın bir zamanda ‘Arap Baharı’ dikey güç yapılarını devirdi. Ancak hareket, bu yapıların farklı şekillerde geri dönmesiyle sonuçlandı.
İranlı özgürlük sevdalıları ilk turda kesin bir zafer kazandı. Ancak nihai zaferi garantilemeden önce yapacakları daha çok şey var.