Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

Çinli kaptan ve Ukrayna hediyesi

Batı, kendi sözlüğüne uymayan sözlüklerden doğan güçlü liderleri anlamakta çok zorlanıyor. Yükselişlerinin gerçek nedenini ve onları kitlelerine bağlayan bağları kavramakta güçlük çekiyor. Gerçek beklentilerini ve uzak hedeflerini anlamakta zorlanıyor. Belki de bunun sebebi, dünyanın bugününü ve geleceğini, içinde yetiştikleri coğrafi ve politik çerçeve ile birlikte ekonomik gerçeklik ve kültürel mirastan okumalarıdır.
Batı, güçler dengesi ve rüzgârın yönü değişmeden önce eskiden sahip oldukları ihtişamı geri isteyen eski ve gelecek vaat eden ülkelerde güçlülerin ortaya çıkmasından endişe duyuyor. Batı, özellikle Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra, algıları ve sözlerine dayanarak dünyanın geleceğini çizmek için tam bir yetki elde ettiğini hissettiğinde, yanlış anlama daha da arttı. Batı, ‘küresel köyün’ hatlarını çizmek için sihirli formülü bulduğuna ve Sovyet modelinin çöküşünün kendisine modelini referans ve standart olarak gösterme hakkı verdiğine inanma eğilimindedir. Bu, demokrasi, insan hakları, özgürlükler, renkli devrimler, sivil toplumun rolü, uluslararası hukukun yorumu, egemenliğin sınırları ve müdahale hakkının sınırları hakkında bu yüzyılda sürekli çatışmayı büyük ölçüde açıklıyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından oluşan uluslararası sahnenin ve tek süper güç ve tek kutuplu sistemin bugün neredeyse bir dünya savaşına eşdeğer büyük bir darbe yediğini söylemek abartı olmaz. Askeri, siyasi ve ekonomik darbede başrolü Rusya ve Çin oynadı.
Son 20 yılda Batı iki adamı yanlış değerlendirdi; Vladimir Putin ve Şi Cinping. İlk 10 yılda, Putin'in isteyeceği maksimum şeyin, Rusya Federasyonu'nun birliğini yeniden tesis etmek, ülkesinin imajını iyileştirmek ve ordusunun verimliliğini artırmak olduğuna inanılıyordu. Temel kaygısının ekonomisini iyileştirip modernize etmek ve Batı ile dengeli bir çıkar ilişkisi kurmak için bir girişim başlatmak olacağı düşünülüyordu. Elysee Sarayı ve Downing Street 10 numaraya peş peşe gelenlerin yaptığı gibi Almanya Başbakanı da uzun süreli kalışı sırasında bu düşünceye göre davrandı. Batı, Ukrayna ateşinin patlak vermesiyle gerçek Putin'i tanımadığını ve belki de Rus ruhunun derinliklerinde neler olup bittiğini bilmediğini fark etti.
Batı, birçok kişi henüz birinci sırayı almamış olan Şi Cinping'in ‘gerçekçi ve ılımlı’ bir adam olduğunu düşündüğünde bir hata daha yaptı. Şi'nin, Mao Zedong'da olduğu gibi tüm yetkilerin tek bir adamda toplanmaması için kolektif liderliğe başvuran Deng Xiaoping'in ayak izlerini takip ederek Çin’in ilerleme sürecine mutlaka öncülük edeceğine inananlar var. Ayrıca bu kişiler, Şi'nin ilerlemeyi güvence altına almak için biraz açılımla birlikte Çin Komünist Partisi’ni (ÇKP) bir istikrar makinesi olarak savunacağına inandılar. Ne var ki, yeni Çin liderinin Deng'e kıyasla Mao'ya daha yakın olduğunu bilmiyorlardı.
Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı, dünyanın Çin'in savaşa ve Batı modeline karşı Putin’in öncülüğündeki ayaklanmaya karşı gerçek tutumunu ortaya çıkarmaya ilgisini artırdı. Sekiz ay boyunca Çin bu savaşı dikkatli ve temkinli bir şekilde ele aldı. Cümlelerini, Rus tutumunu destekleme ve aynı zamanda ondan tamamen uzaklaşma suçlamasından kaçınacak şekilde seçiyor.
Dün dünyanın gözü Çin'e ve ÇKP’nin 20. Ulusal Kongresi’nin gidişatına çevrildi. Bu, Çin’i, Asya’yı ve uluslararası toplumu ilgilendiren bir andı. ‘Dünya fabrikasından’, içindeki ikinci ekonomiden, hızlanan teknolojik bir devrimden ve yükselen bir askeri güçten bahsediyoruz. Son yıllarda Batı, ‘yeni ipek yollarının’ sadece ekonomik bir proje değil, uluslararası sistemi yeniden şekillendirme programının bir parçası olduğunu fark etti. Bugün Putin'in Rus otoritesinin tüm kollarını 20 yıldır elinde tutmasının faturasını ödeyen Batı, Pekin'deki kongrenin Şi'ye üçüncü bir dönem için kapı aralayarak sonuçlanacağını hatırladı. Şi’nin Mao'nunkine paralel bir pozisyon istediğini gösteren işaretler olması, bazılarını, Şi’yi eskiden Mao’nun tekelinde olan ‘kaptan’ lakabı ile anmaya itti.
Son yıllarda Batı, endişelenmesine sebep olan sinyaller aldı. Şi, ülkeyi tek adam dönemine geri döndürerek kolektif liderlik sayfasını kapattı. Süresiz görev kavramını geri getirerek liderliği iki başkanlık dönemiyle sınırlayan engeli ortadan kaldırdı. Yolsuzluğa karşı sert bir şekilde yürüttüğü mücadele kampanyası, rakiplerini ekarte etmeye veya ehlileştirmeye yardımcı oldu. Ekonomik bedellerine ve dünyayla ilişkilerin azalmasına rağmen ‘sıfır Kovid’ politikasını sıkı bir şekilde denetledi. Tüm bu adımlarda Şi, ÇKP’ye bir garantör, denetmen, muhafız, araç ve şemsiye olarak muamele etti.
20. Ulusal Kongre’den zaferle çıkan Şi'nin, büyük ülkelerin liderler kulübünün en güçlü adamı olacağı su götürmez bir gerçek. Joe Biden ara seçimler ve sosyal medya ile gazetelerin manşetleri yüzünden endişeli. Müttefiklerin önemini ve farklı düşünme haklarını yanlış anlama politikaları yüzünden kafası karışmış durumda. Bu durum, gizlenemeyecek bir yanlış anlamaya yol açıyor. Biden'ın aynı anda iki görevi yerine getirmesi gerekiyor: Putin'in Ukrayna'da savaşı kazanmasını önlemek ve ABD döneminin kapanmasını engellemek için Çin'in yükselişini kontrol etmek veya geciktirmek. Kremlin'de, Ukrayna'da kazanamayacak ancak aynı zamanda buradan mağlup olarak geri dönemeyecek gibi görünen güçlü ve yaralı bir lider var.
Sabır stratejik bir silahtır. Şi, Tayvan'ı anavatanın kucağına geri döndürmek için ülkesinin ordusunu kullanma oltasına gelebilirdi. Ancak gelmedi. Bu oltaya gelen Putin oldu. Ordusu, kazansa da kazanmasa da bedelini Rusya'nın ödeyeceği Avrupa versiyonu bir Afganistan'ın içine düştü. Savaş Rusya'yı zayıflatacak ve yıllarca yalnızlığa itecek. Savaş, Avrupa'yı zayıflatacak ve istikrarını, ağırlığını ve rolünü azaltacak. Böylece önümüzdeki yıllarda düello ABD ve Çin ile sınırlı kalacak. Çünkü Putin'in Çin yastığında uyumaktan başka çaresi kalmayacak. Ukrayna dersi, sonuçları ne olursa olsun Çin için faydalıdır.
Gerek Tayvan konusu gerekse ‘ulusun yenilenmesi’ için askeri ve teknolojik gelişmelerin hızlandırılması ile ilgili olsun, Şi'nin kongrede yaptığı bu konuşma bekleniyordu. Ukrayna trajedisinin Çin liderine bir hediye olduğu aşikâr. Bir taraftan Rusya'nın Çinli lidere, diğer taraftan ise dünyanın Ukrayna'dan Çin Denizi'ne kadar onun sağduyusuna ihtiyacı var. Mao'nun partisinin iktidardaki mutlak hakimiyetinden vazgeçmesi mümkün değil. Savaşın modeli açık. Putin'in pahalı bir askeri macerayla elde etmeye çalıştığı şeyi Çin tek bir kurşun dahi atmadan elde edebilir. Mao dünyada olsaydı büyük ihtimalle kıskanırdı. Çinliler, yokluğundan beri ilk kez tarihlerinin balkonuna Mao’nun koltuğuna paralel bir koltuk koydu. Çinliler ona rakip olduğunu söylememek için bir ortağı var demeyi seçtiler.