Memduh Muheyni
Al Arabiyya Genel Yayın Yönetmeni
TT

Musk Twitter cehennemine kendi isteğiyle mi girdi?

Elon Musk'ın tüm tweetleri ve açıklamalarıyla, mavi onay işareti olan hesaplardan ücret alınacağını söylemesiyle veya Twitter çalışanlarının yarısına denk gelen 3.700 çalışanı işten çıkararak yaptığı iş katliamı ya da kendisini eleştiren herkese verdiği “Ama 8 dolar ödeyeceksiniz!” yanıtıyla dikkatimizi dağıtmayalım. Bütün bunları unutalım ve en önemli soruya odaklanalım: Musk, platformunda ifade özgürlüğünü koruma konusunda doğru olanı mı yapıyor? Kuşu kafesinden kurtardığı ve bir daha kafese iade etmeyeceği doğru mu?
Bu soruyu şimdi cevaplamak zor, onun vizyonunu pratikte görmek ve kararlılığını test etmek için aylara ihtiyacımız olabilir, ancak teoride Musk'ın doğru şeyi yaptığı söylenebilir. Twitter'ın karşı karşıya kaldığı en büyük problem, farklı görüşlerin sunulmasında tarafsızlığını ve eşitliğini kaybetmesiydi. Pek çok kişi Twitter’ın ilerici sol tarafın safını tuttuğunu, diğer fikri ve siyasi yelpazeleri kısıtladığını düşünüyor. Bu, sağcı tarafta komplo teorilerini dillendiren, zararlı yalanlar yayan ve yasaklanmayı hak eden çılgın, huzursuz ve sıkıntılı seslerin çok olmadığı anlamına gelmiyor. Ne var ki Twitter, kovulan ideolojik aktivistlerin elinde zehirli bir araca dönüşmüştü. Nitekim Musk da Twitter merkezine elinde bir lavabo taşıyarak girerek kirlenmiş olan bu yerin temizleneceğine atıfta bulundu.
Twitter'ın yaptığı ve itibarını zedeleyen en büyük hata, hassas bir dönemde eski başkan Trump'ın hesabını kapatmaktı. Bu davranışı Demokrat Parti ve destekçilerine yönelik bariz bir tarafgirlik ve Cumhuriyetçiler ile eski başkanın destekçilerine karşı bariz bir adaletsizlik olarak anlaşıldı. Hesabı neden geçici olarak kapatılmadı? Toplumu bölen tweet'leri için neden uyarılmadı? Böyle yapılsaydı, daha akıllıca bir hareket olurdu ve platformun itibarı korunurdu, ama görünüşe göre engelleme arzusu, sağduyu sesine üstün geldi.
O zaman Twitter siyasi ve ideolojik olarak kazandı, ancak sansasyonel, tartışmalı ve kutuplaştırıcı olsa da farklı görüşleri ve farklı kişilikleri kabul eden bir platform olarak itibarının büyük bir bölümünü kesinlikle kaybetti. Pek çok kişinin ‘sosyal medya’ alanındaki bu zorba otoriteye karşı Musk’ı kurtarıcı olarak görmesinin nedeni bu.
Musk bu güven krizini anlıyor ve daha önce hapsedilmiş olan kuşu, platformu ideolojik kaprislerine göre yöneten eski aktivistlerin zihniyetinden kurtarmakla kastettiği şey de buydu. Twitter'dan yasaklanan bir diğer kişi, Kanadalı psikolog Jordan Peterson’dı. Kendisini ırkçı veya fikri açıdan radikal olarak tanımlamak zor, Peterson, cinsiyet değiştiren transseksüel oyuncu Elon Page'in göğüslerini alan doktoru ‘suçlu’ olarak nitelendiren eleştirel bir tweet yazdığı için engellendi. Hesabının yeniden aktif olması için tweeti silmesi istendi, ancak söylediklerinin ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu addederek bunu reddetti.
Musk'a kızanların çoğu, artık platforma sahip olmadıklarını düşünen solcular ve bu yargıda haklılar. Teknoloji devleri düşünce alanında müttefikti ve küresel ısınma, kürtaj sorunu veya kişinin cinsiyet kimliği ile ilgili olanlar gibi tehlikeli, kışkırtıcı veya bilim dışı olduğunu düşündükleri herhangi bir figür veya fikri engellemek konusunda muazzam bir güce sahiplerdi. Musk 44 milyarlık anlaşma ile bu tekeli kırdı ve Twitter'ı demir ittifaktan çıkardı. Onlarla aynı fikirde olmasa bile yeni seslere daha fazla özgürlük vermesi bekleniyor. Ama ona kızanlar, ona kendisini bekleyenleri hatırlatıyorlar ve bu konuda da haklılar. Anlaşma tamamlandıktan sonra içlerinden biri, Musk’ın sağcı müttefiklerinin sebep olacağı cehenneme girdiğini kastederek şöyle yazdı: “Cehenneme hoş geldin Musk”. Zira bu kişiler, sağcıların nefret ve ırkçı fikirleri, yalan haberleri tekrarlayacaklarını, zehirli ortamlara yatırım yapmaktan kaçan reklam verenler için Twitter'ı çekici bir platform haline getirmeyi başarısızlığa uğratacaklarını düşünüyorlar. Buna ek olarak Musk’ı zaten ona karşı pusuda bekleyen Kongre üyelerinin siyasi sorgulamalarına, kendi topraklarında sahip olduğu yatırımları kullanarak Musk’a baskı yapacak devlet müdahalelerine maruz bırakacağı fikrindeler. Nitekim rakibi Jeff Bezos, aylar önce onu kendisine nüfuzunu dayatan Çin'in tarafını tutmakla suçlamıştı. Biden, Twitter'ı yalanlar yaymakla suçladı (ama bu tür suçlamalar yapmak için Musk’ın Twitter'ı satın almasını bekledi!)
Musk ince bir buz tabakası üzerinde yürüyor ve göz korkutucu görevini yerine getirmek için ifade özgürlüğünü korumalı ve herkese fikirlerini söylemesi için eşit fırsatlar vermeli. Ünlü platforma olan güveni yeniden sağlamalı, ona para kazandırmalı, geliştirmeli ve aboneleri ücret ödemeye ikna etmeli veya zorlamalı. Mantıksız da olsa kabul edilebilir ve yayınlanabilir fikirler ile topluma zararlı olan fikirleri ayıran hassas bir fikir ayırma mekanizması kurmalı. Kısacası, birçoklarını kızdıracak ve doğru ya da yanlış yapsa da sağdan soldan gelecek darbeler peşini bırakmayacak. Bu sorumlulukları düşündüğümüzde, gönüllü olarak üstlenmeye karar verdiği ve kendisi için 44 milyar dolar ödediği zorlu görevin büyüklüğünü anlıyoruz!