Kuzey Kore'nin ‘sevgili’ lideri Kim Jong-un ne kadar şanslı. Zira bugün dünyamızda imajını çizme ve kontrol etme konusunda tam güce ve yetkiye sahip olan tek siyasi lider kendisi olabilir. Diğer liderlere gelince, onlar imajlarını güçlendirmek ve bunları manipülasyon ve ihlalden korumaya çalışmak için gece gündüz -genellikle başarısız olan- girişimlerde bulunuyorlar.
Geçen hafta Kim Jong-un, değişmeyen tek kaynak olarak Kore Merkezi Haber Ajansı’na (KCNA) dayandırılan haberler ve fotoğraflarda yanında kızı ile birlikte görüntülendi. Kızı sadece şu iki sıfatla tanımlandı: sevgili kızı ve çok saygıdeğer kızı.
Bahsettiğimiz sıkı ve güçlü kontrole gelirsek, burada fotoğraf veya videoda görünen bir dış görünüşten bahsetmiyoruz. Bundan ziyade, ısrar ve tekrarla yerleşen bir dizi betimlemeden oluşan zihinsel bir izlenim olarak imajdan bahsediyoruz.
Tam olarak bu konuda ABD Başkanı Joe Biden tam karşı tarafta yer alıyor. Zira Biden’ın maddi ve manevi bakımdan imajı, amansız eleştirilere maruz kalıyor. Bu eleştirilerin çoğu, kendine özgü enerjisi ve üstün dinamikleri ile sosyal medyada vücut bulan neredeyse tek bir kaynaktan geliyor.
Geçen hafta Biden'ın sosyal medyadaki imajı, Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmede göründüğü gibi ‘kontrolünü kaybetmiş, dalgın’ ile egemen medyanın yolunda eşsiz bir köşe başını tutmak için 44 milyar dolar harcayan Elon Musk'ın söyleyeceği gibi suçları gizleyen yozlaşmış arasında değişiyordu.
Düşünce kuruluşları, geleneksel medya, entelektüeller, medya figürleri ve politikacılar, Kim Jong-un'un ‘otokratik, zalim ve başarısız bir lider’ olduğunda ısrar etmeye çalışacaklar; ancak yeni medya, kaynakları olmadığı için onun itibarına zarar veremeyecek. Buna karşılık geleneksel kuruluşlar, Biden'ın ‘anayasaya saygı duyan ve yasalara uyan, seçilmiş demokratik bir lider’ olduğunu vurgulamak için bir araya gelecek; ancak yeni medya, itibarını acımasızca parçalayacak.
Niccolò Machiavelli 16. yüzyılda Prens adlı önemli eserinde bir siyasi liderin ‘büyük adamların davranışlarını taklit etmesi’ gerektiğine dair bir tavsiyede bulunmaktadır. Bu tartışmalı siyasi düşünür, yönetilenlerin önünde sevgi ile saygınlık ile karışık korku duyguları arasında seçim yapılması konusunda bir lidere tavsiyede bulunmak zorunda kaldığında, saygınlık ile karışık korku duygusu uyandırmayı tercih etmesi gerektiğini tavsiye etmekten çekinmemektedir.
Hitler, bu tavsiyenin ne kadar ‘yararlı’ olduğunu erkenden fark etmişti. 1920'lerde bir aynanın önünde, insanlara hitaben konuşmak ve onlara ilham verip mest olmalarını sağlamak için pratik yapmaya başlamıştı. Performansından tatmin olduğunda, haşmetini ve prestijini güçlendirmek için fotoğrafçısı Heinrich Hoffmann'a yüzlerce fotoğrafını çekmesini ve dağıtmasını emretmişti. Böylece Hitler, medya egemenliği kapsamında parlak ve ilham verici bir imajı korumayı mükemmel bir şekilde başardı. Ne var ki bu, insanlık için yıllarca süren yıkıma, savaşa, yerinden edilmeye ve trajedilere mal oldu.
Sosyal medya, geleneksel medya ve kurumların elinden tarih boyunca sahip oldukları liderleri değerlendirme yetkisini alarak bunu yüz milyonlarca etkileşimciye dağıttı. Bu kişilerin her biri, Kuzey Kore liderinin kontrol ettiği ve imajını cüretkar seçkinler ve halktan korumak ve sürdürmek için kullandığı haber ajansına benzer bir medya aracına dönüştü. Genel yayın yönetmenlerinin ve medya denetçilerinin yokluğunda, milyonlarca ‘alternatif haber ajansı’, şeref kıtası ve yetkililer arasında bozuk yumurtaya maruz kalan liderin ya da öfkeli bir genç tarafından tokatlanan bir başkanın veya konuşma yaparken kekeleyen bir liderin fotoğraflarını dağıtacak.
Liderler, imajlarını kontrol etme güçlerini kaybettiler. Bununla birlikte, küresel iletişim sistemi kontrole tabi merkezi şeklinden otorite, kontrol veya ölçüt tanımaz bir hale geldikten sonra prestijlerini güçlendirme ve sürdürme fırsatlarını da kaybettiler.
Bu yeni medya bir liderin vakar bir duruşa sahip olma, bir fikre sağduyu ile yaklaşma ve bir prensibe dokunulmazlık verme şansını yok etmiştir. Her ne kadar bu, hata ya da doğru yapabilecek ve bazen küçük düşebilecek bir insan olarak bir lidere daha hoşgörülü, dengeli ve gerçekçi yaklaşılmasının önünü açsa da, zihinlerdeki liderlik tasavvurunu ve liderlik kurumuna olan güveni sarsmıştır.
Demokrasilerde ve diktatör yönetimlerde modern liderler, seleflerinden daha az şanslı. Nitekim selefleri ne kadar sefil, zayıf ve utanılacak bir duruma düşerlerse düşsünler prestijini koruyacak ve saygı görecek şekilde imajlarını kontrol edebiliyordu.
Bu değişim, liderlerin imajı ve kurumların statüsü üzerinde önemli bir etkiye sahip olacaktır. Mutlak bir otoritenin eksikliklerine ve tek bir liderin kusurlarına mahkum olma derecesini azaltsa da, itaati sağlamak için gereken disiplini ve güven algısını bozabilir.
TT
Sosyal medya ve liderlerin ağırlığı
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة