Dr. Nassif Hitti
TT

BRICS Zirvesi: Gelecek zorluklar

Güney Afrika, Johannesburg’ta 22-24 Ağustos’ta düzenlenecek BRICS grubunun (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti ve Güney Afrika) 15’inci zirvesine ev sahipliği yapacak. 2009’da kurulan ve 2011’de Güney Afrika'nın katıldığı grup, G7 tarafından temsil edilen ve farklı bir şekilde de olsa geri dönen küresel kuzeyin karşısında yükselen küresel güneyi temsil ediyor. Bugün, Doğu-Batı ikiliğine dayanan Soğuk Savaş rejiminin sona ermesinin ardından şekillenmeye başlayan yeni bir ikiliğin doğuşuna tanık oluyoruz. Kurulması beklenen yeni dünya düzeninin temellerinin oluşması için henüz tam olarak oturmamış uluslararası ilişkilerde görülen farklı kalıpların, kuralların, önceliklerin ve davranışların yavaş yavaş netleşmesine şahitlik ediyoruz.

BRICS grubunun küresel düzeydeki konumu ve ağırlığını değerlendirirken, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 43’ünü ve dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 16’sını temsil ettiği göze çarpıyor. Bu grubun Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH), G7’nin GSYİH’sini aşıyor. BRICS, küresel güney olarak bilinen yerde ağır tarafı veya bir başka deyişle çekici kutbu temsil ediyor.

Şu an sekiz Arap ülkesi de dahil olmak üzere gruba katılmak için başvuran 23 ülke var. Ayrıca katılma isteklerini ifade eden yaklaşık 20 ülke daha bulunuyor. Her yıl düzenlenen zirveye 67 ülkenin lideri davet edildi. İlgili uluslararası ve bölgesel kurum ve kuruluşların yetkilileri ile iş dünyasının bazı temsilcilerine de davet gönderildi. Yaklaşan zirvenin karşısında önemli bir gündem veya büyük zorluklar olduğu söylenebilir. Bu zorluklardan ilki, genişleme ve daha fazla ülkenin gruba katılımıyla ilgili. Katılım koşulları, kriterleri ve bu süreçle ilgili yönergeler konusunda hala bir uzlaşma yok. Ayrıca hızlı genişleme hususunda birtakım görüş ayrılıklar yaşanıyor. Rusya ve Çin bunu savunup özellikle ABD ve kuzey ülkeleri ile çeşitli yönlerden çatışma stratejisini güçlendirmenin gerekli olduğunu öne sürerken Hindistan ve Brezilya hızlı genişleme konusunda çekinceli. Bu güçler arasında bazı durumlarda gerekli ortak pozisyonun oluşmasını etkileyen bir diğer anlaşmazlık da tarihi Çin-Hindistan sınır anlaşmazlığı ve bunun iki ülke ilişkilerine çeşitli yansımaları olarak ön plana çıkıyor. Ayrıca bu beş güç arasındaki anlaşmazlıklar arasında, özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğinin genişletilmesi ve yeni daimi üyelerin dahil edilmesiyle ilgili olarak Güvenlik Konseyi reformu da yer almaktadır. Örneğin Hindistan ve Brezilya, Konsey’de kalıcı bir koltuk elde etmek istiyor. Bu konunun acil uluslararası önceliklerin başında gelmediği doğru olmakla birlikte, bu, grup üyeleri arasındaki ilişkilere her an gölge düşürebilir. Bu örnekler, ülkeler arasındaki ilişkilerde, özellikle bir vizyona veya stratejik hedeflere hizmet etme çerçevesinde iş birliğine engel teşkil etmeyen doğal anlaşmazlıkların bir göstergesidir. Ancak bu anlaşmazlıklar, bazen bir rahatsızlık unsuruna ya da bir anda iş birliği ve koordinasyonu engelleyen bir faktöre dönüşebilir.

Beşli grup, güney olarak iş birliğini güçlendirip çeşitlendirerek başta siyasi, ekonomik ve kalkınma olmak üzere her düzeyde yeni bir dünya düzeni oluşturma başlığı altında gelen geniş bir görev programıyla ve zorluklarla karşı karşıya. Kuruluşundan bu yana rolü nispeten mütevazı olmasına rağmen, bu ülkeler için Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’na (IMF) paralel bir çerçeve ve belki de daha sonra bir alternatif olarak hizmet etmeyi amaçlayan ve ‘kuzey güçlerinin’ kontrolündeki bu iki uluslararası kuruluşa bağımlılığı azaltmayı hedefleyen Yeni Kalkınma Bankası’nın kurulması, yeni bir dünya düzeni oluşturmanın sinyalleridir. Zirve, küresel güney çerçevesinde ticaret ve yatırımı geliştirmek için kurallar ve mekanizmalar üzerinde çalışmayı ve dolara bağımlılığı azaltıp kademeli olarak bunu terk etmek için yeni bir para biriminin oluşturulmasını tartışmayı amaçlıyor.

Öyleyse giderek belirginleşen uluslararası bir gündemle karşı karşıyayız. Bu gündemin hedefleri ve vizyonlarının bazıları kısa mesafelidir. Grubun kademeli olarak genişlemesi buna bir örnektir. Bu, küresel güney çerçevesinde çeşitli açılardan iş birliğinin güçlendirilmesi bağlamında söz konusu gündemi belirginleştirmek ve sahada gerçeğe dönüştürmek için bir zorunluluktan daha fazlasını ifade ediyor. Bu vizyonlar arasında, büyük ölçüde küresel kuzeyin güçleri tarafından kontrol edilenlere alternatif çerçeveler ve mekanizmalar yaratmak gibi daha uzun mesafeli planlar da yer alıyor. Bütün bunlar, BRICS grubu tarafından başlatılan uluslararası düzeyde stratejik bir dönüşüm sürecinin parçasıdır. Bunun önünde, çok kutuplu olup çıkarları çatışsa da tarafları arasında daha dengeli, temsili yüksek ve ortaklığı gözeten yeni bir dünya düzeni oluşturmak için pek çok engel ve zorluk bulunuyor.