Libya'nın başkenti Trablus'tan gelen haberler doğruysa -ki umarım doğrudur- Trablus hükümeti güçleri ile Caydırıcı Güç arasında patlak vermeye yakın savaşın fitili söndürüldü. Şehrin semalarındaki yoğun bulutlar dağıldı ve açık gökyüzü geri döndü. Anlaşmayla ilgili haberler az. Bir musluktan akan su damlaları gibi azar azar geliyorlar ve bu da her iki tarafta da tuhaf ve şüpheli bir temkinliliğin, daha da kötüsü, güven eksikliğinin göstergesi.
Trablus'un iki milyon sakini, yaklaşan bir savaş beklentisiyle geçen ve haftalarca süren sıkıntının ardından rahat bir nefes alma hakkına sahip. İnsan ruhundaki bu rahatlama hissini, yalnızca bu anları yaşamış ve ateşiyle yanmış olanlar bilir. Libya'nın başkentinde halk, yaşadığı tüm çatışmalara ve savaşlara rağmen, yaklaşan savaştan korkuyordu. Çünkü, Allah korusun, patlak verirse eşi benzeri görülmemiş bir katliam ve yıkıma yol açacağını biliyordu. Ancak Allah'ın lütfu son anda devreye girdi ve onları kurtardı.
Sınırlı sayıdaki haber, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi'nin talebi üzerine, Türkiye'nin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkan Yardımcısı liderliğinde ve BM misyonu ile koordinasyon halinde yürüttüğü bir arabuluculuktan bahsediyor. Bu arabuluculuk, Caydırıcı Güç’ün Mitiga Uluslararası Havalimanı'nı, Trablus, Zuvara ve Misrata'daki diğer üç havalimanıyla birlikte Havalimanı Koruma Gücü'ne devretmesini öngören bir anlaşma ile sonuçlandı. Yeni güç tarafsız olarak tanımlandı ve Başkanlık Konseyi ile Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı olacak. Ayrıca tutukluların Başsavcılığa, cezaevlerinin ise Adalet Bakanlığı'na devredilmesi kararlaştırıldı. Anlaşma ayrıca Misrata, Garyan ve Zliten şehirlerinden gelen askeri güçlerin başkentten çekilmesini ve kamplarına geri dönmesini de öngörüyor. Buna ek olarak Caydırıcı Güç, aranan kişileri Başsavcılığa teslim etmeyi, üzerinde uzlaşılacak tarafsız bir kişinin, Adli Polis şefi pozisyonuna atanmasını da kabul etti.
Anlaşmanın şartları gizlilik esasına dayanıyor. İlgili iki taraf, siyasi amaçlarına hizmet eden durumlar dışında anlaşma hakkında yorum yapmayacaklar. Bu durum, Türkiye ve BM Misyonu’nun garantilerine rağmen anlaşmanın kırılganlığını koruduğu sonucuna götürüyor. Karşılıklı adımlar ve kademeli olarak uygulanıyor olması da bunu doğruluyor. Diğer bir deyişle, bir tarafın herhangi bir hamlesine, tıpkı bir satranç oyununda olduğu gibi, diğer taraf da bir hamleyle karşılık verecektir.
Başkanlık Konseyi Başkanı Danışmanı ve Libya'nın Hollanda Büyükelçisi Ziyad Dagim, Libyalı “Bavabat el-Vasat” gazetesinde yayınlanan açıklamasında, “anlaşmanın, bazılarının iddia ettiği gibi hükümet ile Caydırıcı Güç arasında değil, hükümete bağlı güvenlik ve askeri kurumlar ile Başkanlık Konseyi'ne bağlı diğer kurumlar arasında bir anlaşma” olduğunu belirtti. Dagim, “Anlaşmanın, yalnızca belirli bir coğrafi alanda değil, hükümet ve Başkanlık Konseyi'nin etki alanının tamamında uygulanması gereken genel ilkeleri içerdiğini” söyleyerek, “bazı olası engelleri dikkate aldığını ve alternatif çözümler geliştirdiğini” de belirtti.
Yukarıdaki açıklamadan, Başkanlık Konseyi'nin, idari olarak kendisine bağlı olması nedeniyle, Caydırıcı Güç yerine müzakere rolünü üstlendiği anlaşılıyor. Bilgiler, Türkiye'nin arabulucu olarak müdahalede bulunmasını talep eden kişinin Konsey Başkanı Muhammed el-Menfi olduğunu doğruluyor.
Yüksek Devlet Konseyi geçen pazar günü kısa bir açıklama yaparak, “Havalimanı ve cezaevi yönetiminde yetkili makamların görevlerini meşru yürütme organının gözetimi altında yeniden üstlenmesi, devletin hayati kurumları üzerindeki egemenliğini güçlendirme, tüm tarafların uyması gereken tek otoritenin hukuk olduğu ilkesini yerleştirme yolunda önemli bir adımdır” dedi. Konsey Başkanı Muhammed Takala'nın Başbakan Abdulhamid Dibeybe'ye olan sadakati göz önüne alındığında, yukarıdaki açıklama Başbakan tarafından yapılmış gibi değerlendiriliyor.
Libya medyası ve sosyal medya platformları, Caydırıcı Güç'ün Mitiga Havalimanı'ndaki karargahını boşaltıp kuvvetleri ve silahlarıyla havalimanından ayrılıp ayrılmayacağına dair bir bilgi vermedi. Ancak, gücün havalimanındaki güvenlik ofisini devrettiği doğrulandı ve bu olumlu bir adım.
Anlaşmanın şartlarının yayınlanmamasının ardındaki kasıtlı gizlilik, yıkıcı savaşın fitili söndürüldüğü ve şehir ile sakinleri ölüm ve yıkımdan kurtulduğu sürece göz ardı edilebilir.
Trablus'un normale dönmesi ve devletin kontrolü dışındaki silahlı grupların ve cezaevlerinin yaygınlaşmasının yarattığı kaosun ortadan kaldırılması, başkentin normale dönmesi yolunda doğru yönde atılmış bir adımdır. Anlaşma, rakip tarafları gelecekte kurşun ve mermi yerine diyaloğu benimsemeye teşvik edebilir. Ayrıca, polis güçlerinin kara, deniz ve hava sınır kapılarını ve giriş noktalarını kontrol etme ve başkentin çeşitli bölgelerinde güvenliği sağlama görevlerini ve rollerini geri kazanmalarına da destek olabilir.