Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) yıllık konferansı bugün (Pazartesi) İsviçre'nin Davos kentinde başlıyor. Konferansta tartışılacak dört konu belirlendi. Bunlardan biri yapay zekanın etkili bir ekonomik ve sosyal güç olarak rolü. Konferans, WEF’in dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli tehditlere ilişkin yıllık raporuyla aynı zamana denk geldi. Söz konusu rapor, yapay zekanın, özellikle de üretken yapay zekanın, siyasi görüşü etkilemek için kullanılabilecek yanlış ve yanıltıcı bilgiler üretme yeteneğiyle küresel düzeni istikrarsızlaştırmadaki etkisine dair kasvetli bir tablo ortaya çıkardı.
Yapay zekâ sistemleri oluşturmak, yüksek talep ve nispeten düşük maliyet gibi nedenlerle geleneksel hale geldi. Wired gazetesinin gazetecilik araştırması, takma ad kullanan bir araştırmacının, çevrimiçi olarak bağımsız bir hesap oluşturduğunu ve bu hesapta belirli gazetecilerden alıntı yaptığı makale ve haberlere yer verdiğini gösterdi. Hesap, pek çok takip ve etkileşime tanık oldu. Bunların hepsi sahteydi ve halka açık, kullanıma hazır yapay zekâ araçlarıyla yazılmıştı. Hem de 400 doları aşmayan bir maliyetle!
Sahte veya yanıltıcı haberler, özellikle doğrulama yanlılığının etkisiyle yararlandığı için gerçek haberlerden daha hızlı yayılır. Doğrulama yanlılığı, kişiyi bildiği şeylere karşı önyargıya iten, inançlarını doğrulayan bilgileri seçme eğiliminde olan ve bu inançları çürüten gerçekleri göz ardı eden bir davranıştır. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nün (MIT) 2018'de yayınladığı bir araştırma, sahte haberlerin gerçek haberlerden daha uzağa daha hızlı ulaştığı sonucuna vardı. X platformuyla ortaklaşa yürütülen bu çalışma, sahte haberlerin yeniden yayınlanma olasılığının yüzde 70 daha yüksek olduğunu ve kullanıcılara altı kat daha hızlı ulaştığını gösterdi.
Yatırım dünyasında bu sahte haberlerin tahmin edilebilir bir maliyeti var. Baltimore Üniversitesi tarafından yürütülen araştırma, sahte haberlerin 2019'daki ekonomik maliyetinin 78 milyar dolar olarak tahmin edildiğini ve bunun yarısının, yanlış bilgilerin ortaya çıkmasından kaynaklanan finansal piyasa dalgalanmalarından kaynaklandığını ortaya çıkardı. 2022 yılının sonunda ABD Finansal Piyasa Otoritesi, bir baba ve oğlunu, yıllık geliri 40 bin doları aşmamasına rağmen şirketin değerini 100 milyon doların üzerine çıkaran bir şirketin değerlemesini manipüle etmekle suçladı! 2015 yılında The Wall Street Journal gazetesi, düşük maliyetli kan testleri vaat eden Theranos dolandırıcılığını açığa çıkardı. Şirket, bu vaat aracılığıyla 700 milyon dolardan fazla para toplayarak değerini 9 milyar dolara çıkardı. Ancak daha sonra bu hile ortaya çıktı ve ABD hükümeti de dahil olmak üzere yatırımcılar yüz milyonlar kaybetti.
Bu yanlış bilgiler, şirketlerin rakiplerine karşı dedikodular yayarak itibarlarına zarar verdiği haksız rekabette kullanılıyor. 2019 yılında İngiliz Metro Bank, sosyal ağlardaki bir yanlış bilgilendirme kampanyasının kurbanı oldu. Bankanın finansal piyasalarda notunun düşmesi üzerine iflas etmeden önce müşterilerinin paralarını ve mevduatlarını çekmelerini teşvik eden bir kampanya başlatıldı. Durum o kadar kötüleşti ki bankanın hisse fiyatı, bu yıl kâra dönebilecek olsa da kampanya öncesindeki fiyattan halen on kat daha düşük.
Haberin gerçekliğini doğrulamak için modeller ve algoritmalar sağlayan şirketler ortaya çıktıkça, bu sahte haberlerle mücadele etmekle ilgilenen yeni bir iş sektörü doğdu. Bu, 1990'lı yılların sonlarında bilgisayarların yaygınlaşmaya başlamasıyla ortaya çıkan antivirüs koruma şirketlerine benzer bir sektördür. Bu sektör, sahte ve yanıltıcı haberler konusunda hükümetlere ve şirketlere tavsiyelerde bulunmayı amaçlıyor. Hatta ortaya çıkabilecek hayali haber ve söylentiler için bazı modeller ve bunlarla baş etmeye yönelik senaryolar sunuyor. Bu şirketler üç kritere güveniyor: sahte haberleri tespit etme hızı, incelemenin güvenilirliği ve bunu düzeltmek için kullanıcılara ulaşma yeteneği. Dolayısıyla dijital teknolojilerin, sosyal ve psikolojik mühendisliğin bir birleşimini oluşturuyor.
WEF’in bu yılki konferansında söz konusu meseleye ilişkin önerisinin önemli bir nedeni var. Zira bu yıl, nüfusu dünya nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan 77 ülke için seçimlerin yapıldığı, koltuk yarışındaki rakiplerin birbirlerine karşı seviyeli suçlamalarda bulunduğu bir yıl. Kamuoyunu kendi yönelimlerine göre yönlendirmek amacıyla bu seçimlere gizli taraflar katılabilir. Bu, birçok hükümetin ve istihbarat teşkilatının açıkça yatırım yaptığı bir alandır ve hatta bazı hükümetler kalıplaşmış yargıları değiştirmeye yönelik kampanyalarının olumlu sonuçlarını bile açıklamaktadır. Dolayısıyla bu yıl yapay zekâ araçlarının seçimlere ilişkin görüşlerin şekillenmesinde şüphesiz rol oynayacağı belirtiliyor. Dünya, Trump'ın birkaç yıl önce seçilmesinin ardından yapılan suçlamaları henüz unutmadı ve o dönemde yapay zekanın yetenekleri bugünkü kadar gelişmiş değildi. Peki söz konusu gelişmiş araçlara yönelik tüm bu ivme ve yeteneklerle bu yıl ne olacak?