Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Nehirden denize herkese yer var

Filistin-İsrail meselesini, arkasından İslam-Batı meselesini, onun arkasından da Doğu-Batı meselesini karmaşık hale getiren unsurlardan biri de tüm taraflardaki dini boyuttur.

Pek çok kişi Filistin meselesinin “özelliğinin” nedenini sorguluyor. Afrika'da Filistin deneyiminden daha sert bir işgali deneyimleyen Fransız, Belçikalı (ki bunun Kongo'da ilginç bir hikayesi vardır), İtalyan ve İspanyol sömürgeciliği altında yaşayan ülkeler ve halklar var.

Asya'da da korkunç ve uzun sömürgecilik deneyimleri ve dönemleri var ve bunların en ünlüsü ve en uzunu Hindistan'ın İngiliz işgali deneyimidir. Korkunç bir deneyim olan Japonya ve Kore gibi Asya ülkelerinin birbirlerine yönelik işgallerinden bahsetmiyoruz bile.

Filistin neden bu kadar özel?

Bu soruya çeşitli cevaplar verilebilir ama en önemlisi dini yönün varlığı, içindeki büyük hayallerin coşkusu ve kendisi ile ilişkilendirilen sloganların hararetidir.

Amerikan üniversiteleri ile Batı dünyasının başka yerlerinde göstericiler tarafından yeniden canlandırılan “nehirden denize” sloganı da bunlardan biri.

Bu, Arap milliyetçiliği dalgasının ve ardından İslamcı dalganın hâkim olduğu günlerde tekrarlanan, şimdi yerel Amerikalı öğrencilerin yanı sıra Batılı üniversitelerdeki Arap ve Müslüman öğrenciler ile dünyanın geri kalan milletlerinden oluşan göstericiler tarafından canlandırılan eski bir slogan. Göstericilerin tamamı ise İslami aktivistlerin, milliyetçilerin, solcuların, anarşistlerin ve diğerlerinin bir karışımıdır.

Facebook Gözetim Kurulu, birkaç gün önce bu ifadenin nefret söylemi içerip içermediğini incelediğini söyledi. Facebook, kullanıcılarının bu ifadenin platformun nefret söylemi veya şiddeti teşvik etme kurallarını ihlal ettiğini iletmeleri üzerine, Facebook Kurulu konuyu şu anda incelediğini bildirdi. Bu arada, Yemenli İhvancı aktivist Tevekkül Karman da Facebook'taki “Akil Adamlar” komitesinin bir üyesiydi ama hâlâ bu konumda olup olmadığını bilmiyorum?!

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kendisinin de ocak ayında İsrail devletine tehlike oluşturacağı gerekçesiyle bir Filistin devleti kurulması fikrini reddettiğini vurgularken, "nehirden denize" tabirini kullandığı söyleniyor. İsrail'in el-Ahbar kanalının o dönemde aktardığı habere göre, Netanyahu "İsrail'in gelecekte nehirden denize kadar tüm bölgeyi kontrol etmesi gerekiyor" demiş.

Yani hayaller büyük, sınırlar kapsamlı ve Ürdün Nehri'nden Akdeniz kıyılarına kadar olan coğrafya dünyanın diğer bölgelerine göre küçük olmasına rağmen hikayeler, kutsallıklar ve hayaller bu küçük alanda yoğun.

Tek kelimeyle; ne büyük hayallere tapan İsrailliler, ne onlar gibi olan Filistinliler, ne de dünyada her iki taraftan bu hayalperestleri destekleyenler, tek başına kendi hayallerini nehirden denize kadarki bölgeye dayatamazlar. Herkes ve onların sloganlarını benimseyenler ve taraflarını tutanlar bu alanda her iki tarafın da hayallerine yer olduğunu kabul etmelidir.