Evet, resmin bir kısmına değil, büyük resme odaklanın, çünkü bölge gerçekten değişiyor ve bu değişim sözlerle değil eylemlerle gerçekleşiyor. Geçtiğimiz perşembe günü Prens Faysal bin Ferhan Beyrut'taydı ve 15 yıl aradan sonra Lübnan'ı ziyaret eden ilk Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı oldu.
Bu 15 yıl Suudi Arabistan’ın Lübnan ile ilişkilerini kestiği anlamına gelmiyordu, aksine “Devlet geri dönerse veya Lübnanlılar devleti geri getirmek için ciddi adımlar atarsa biz de geri döneriz” diyen bir tutumdu. Şimdi devletin geri dönüşü neredeyse imkansız bir kombinasyon olan hem Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın hem de Başbakan Nevaf Selam'ın varlığıyla gerçekleşiyor.
Cuma günü de Prens Faysal bin Ferhan, Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra ilk kez Şam'ı ziyaret ederek Ahmed el-Şara ile bir araya geldi. Ziyaret, Riyad'ın, Esed'in kaçışından sonraki ilk görüşmelerinin doruk noktası olarak, yenilenen Şam'ı Arap dünyasına ve uluslararası topluma geri kazandırdığı anlamına geliyor.
Tüm bunlar, geçen perşembe günü İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Cevad Zarif Hamas'ı ülkesinin ABD ve Batı ile vardığı nükleer anlaşmayı sabote etmekle suçlarken yaşandı. Davos Forumu kapsamında konuşan Zarif, İran'ın 7 Ekim saldırısıyla ilgili bilgisinin olmadığını söyledi. Tahran'ın 9 Ekim 2023'te nükleer anlaşma ile ilgili olarak Amerikalılarla bir toplantı yapmayı planladığına, ancak saldırının bu görüşmeleri engellediğine dikkat çekti. Hamas da dahil İran'ın bölgedeki müttefiklerinin, kendi deyimiyle Tahran’ın aleyhine de olsa her zaman kendi çıkarları için çalıştığını da kaydetti. Bu açıklamalar, İran Dini Liderinin tüm açıklamalarıyla ve Hamas'ın İran'a gönderdiği teşekkür mesajlarıyla çelişiyor ki bu da ayrı bir konu.
Dolayısıyla etrafımızdaki her şey değişiyor. Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani'nin Davos'ta ülkesinin geleceği için Singapur ve Suudi Arabistan'ın 2030 Vizyonu'ndan ilham aldıklarını söylemesi de bunu gösteriyor. Riyad da Dışişleri Bakanı aracılığıyla Şam'ın ayağa kalkması ve toparlanması için desteğini duyurdu.
Prens Faysal bin Ferhan, Suriye'nin “hem özel görüşmelerde hem açıklamalarında doğru şeyleri söylediğini ve doğru yönde hareket etmek için uluslararası toplumla çalışmaya açık olduğunu” söyledi. “İş birliği yapma ve duyarlı bir şekilde davranma konusunda büyük bir istek ve kararlılık taşıdığını” kaydetti.
Prens Ferhan’ın Suriye’nin “doğru şeyleri” söylediği ifadesi ile ilgili olarak, konu hakkında bilgili bir Arap kaynak bana Şam'ın yakın zamanda Suriye'yi ziyaret eden Arap Birliği heyetine “Biz Arap Baharı değiliz, DEAŞ değiliz, el-Kaide değiliz, Müslüman Kardeşler değiliz. Çünkü hepsi başarısız oldu. Hepsi başarısız.” dediğini söyledi.
Burada Ahmed Şara'nın Başkan Trump'a gönderdiği tebrik mesajını da hatırlamalıyız. Şara’nın mesajında Trump'ın bölgede barışı sağlayabilecek kişi olduğunu söylemesi, Şara'nın Trump'a, kendisinin Suriye'de onunla çalışmaya hazır bir ortak olduğu mesajını verdiği anlamına geliyor.
Bütün bunlar Trump'ın başkanlığa geri dönmesi ve bölgede barışı sağlama, İran nükleer dosyasında caydırıcı olma ve Husileri terör listesine geri döndürme arzusuyla birlikte gerçekleşiyor. Bütün bunlar bize bölgenin değiştiğini ve aktif ortaklar olmamız gerektiğini gösteriyor.
Şunu unutmamalıyız ki, bir ok attığımızda, sadece onu izlememeliyiz, aynı zamanda onun ilerleyişini ve momentumunu korumasını sağlamaya devam etmeliyiz. Unutmayın ki siyaset mümkün olanın sanatıdır ve karşımızda direniş yalancılarıyla, devlet yıkıcılarla uğraşmak yerine, değerlendirilmesi gereken bir an bulunmaktadır.