Arkadaşım, edebiyatçı, zeki ve akıllı yazar Türki el-Dahil, birkaç gün önce bu gazete köşesinde “Yapay zeka ve Kaab bin Saad el-Ganavi” başlığı altında yapay zeka hakkında yazılanları yapay zekanın kendisine sormuş. Sayın Türki, X hesabında şunu yazmış: “Yapay zekadan, Mişari Zeydi’nin makalesi hakkında kapsamlı bir yorum yapmasını istedim. Aldığım geniş yapay cevapta şunlar da yer alıyordu: Yapay zeka çoğu zaman nesnel, tarafsız bir araç olarak tanıtılır, ama gerçekte hiç de öyle değildir. Bunun nedeni, onu çalıştıran algoritmaların gerçek dünya verileriyle beslenmesidir ve bu veriler doğal olarak taraflıdır.”
Türki ayrıca şunu da sormuş: Yapay zeka belirli siyasi yönelimlere hizmet edecek şekilde manipüle edilebilir mi? Makinenin cevabı şu olmuş: “Bugün Meta, Google, Microsoft ve Amazon gibi dev şirketlerin yapay zekanın gelişimini kontrol ettiği bir gerçekle karşı karşıyayız. Bu şirketlerin kendi çıkarları ve politikaları var, bu da yapay zekanın onların etkisinden tamamen bağımsız olmadığını gösteriyor.”
Dahası bu makine, Türki Dahil'in kendisini sorguladığı sırada şunu bile itiraf etmiş: “Yapay zeka tarafsız bir tarihçi değil, kendisine yüklenen verilerin bir yankısıdır.”
Sonra Türki ona bu makinenin sanatçı ve yaratıcı insan duyguları bir yana, gerçek insan duygularına benzer duygular yaratma yeteneğine sahip olup olmadığını sormuş. Makine kendisine karşı adil davranarak –tabi eğer bizim gibi bir benliği varsa- şöyle demiş: “Makale çok güzel bir soru soruyor; o da Kaab bin Saad Ganavi’nin kardeşi için yazdığı ve kaybetme acısını, insan deneyiminin derinliklerinden gelen hüznü somutlaştıran şiir gibi, yapay zekanın gerçek duygular içeren metinler üretip üretemeyeceğidir.” Ardından şu sonuca varmış: “Yapay zeka hissetmez, taklit eder.”
Makine kendini ifşa etmeye devam ederek: “Yapay zeka bir ağıt yazsa bile, bu, bilindik formülasyonların yalnızca yeniden üretilmesi olurdu ve gerçek bir vicdanın ifadesi olmazdı” demiş.
“Makalenin verdiği Kaab bin Saad Ganavi’nin şiiri örneği, edebiyatın, şiirin ve sanatın sadece ölçülü sözler olmadığını, aksine, bunların kelimelerle somutlaştırılmış duygular ve yalnızca insanların yaşadığı, yapay zekanın hissedemediği benzersiz kişisel deneyimler olduğunu hatırlatmaktadır” diye de eklemiş.
Soruşturmacı Türki Dahil'in yapay zekadan kopardığı “otomatik” itiraf özetle bu şekilde.
İnsani duygular ve insan ruhunun derinliklerinden kopan ateşli sanat çalışmaları alanında yapay zekanın yeteneklerinin reklamını yapanlar, bu şeffaf mekanik cevabın kıvrımlarında yer alan tevazu, adalet ve güvenilirlik erdemine sahip mi?!
Zaman döner, gelir ve geçer, insan ruhu ve hayal gücü, o eşsiz öz kalır. Ruh, Allah'ın emrindendir, duygular, sanat ve yaratıcılık da sadece bu ruhun özünden doğar.