Hamas'ın Dış İlişkiler Bürosu Başkanı Musa Ebu Marzuk, New York Times'a yaptığı açıklamada, Gazze'de yaratacağı yıkımı bilseydi İsrail'e yönelik “7 Ekim saldırısı” gibi bir saldırıyı desteklemeyeceğini söyledi. Ayrıca Hamas'ın içinde silahının geleceğini müzakere etme konusunda bir tür hazırlık ve istek olduğunu da belirtti.
Hamas bunu derhal reddetti ve “direniş silahına bağlıyız, bunu meşru bir silah olarak görüyoruz ve Filistin topraklarımız işgal altında olduğu sürece bu konu hiçbir tartışmaya açık değildir” dedi. Ebu Marzuk’un açıklamalarının Hamas’ın tutumunu temsil etmediğini vurguladı. Ebu Merzuk'un sözlerinin “bağlamından koparıldığını” söyleyenler de oldu.
Ebu Marzuk'un açıklamalarının geçmişini takip eden herkes, Hamaslı yetkililer içinde en çok onun açıklamalarının bağlamından koparıldığını, inkar ve düzeltmeye tabi tutulduğunu görecektir. Bu sadece 7 Ekim saldırısı sonrası değil, ondan önce ve Gazze'deki her savaş dönemi için geçerli.
2009 yılında “Dökme Kurşun” veya “el-Furkan” savaşından sonra, Ebu Merzuk, Şam'ın güneyindeki Yermuk kampında yapılan bir söyleşide, “1.500 şehit verdiğimiz doğru, ancak özgür kızlarımız ve mücahide kız kardeşlerimiz, saldırı döneminde 3.500'den fazla Filistinli çocuk doğurdu” demişti.
O gün yer yerinden oynamış ve yine sözlerinin bağlamından koparıldığı söylenmişti. Daha sonra bu bilginin, Gazze halkının yaşadığı acıları anlatan ve trajediye ilişkin rakamlar veren bir BM raporuna dayandığı, ama Hamas’ın bu bilgiyi alıp bir zafere dönüştürdüğü ortaya çıktı.
7 Ekim'den sonra patlak veren son Gazze savaşında, Gazze tünellerinin sivilleri değil savaşçıları korumak için yapıldığını, Gazze'deki sivillerin korunmasının BM ve İsrail'in sorumluluğunda olduğunu söyleyen kişi de bizzat Ebu Merzuk'tu. Daha sonra yine sözlerinin bağlamından koparıldığı söylendi.
Yine Ebu Marzuk’un kendisi Al-Monitor'a verdiği röportajda Hamas’ın “Filistin Kurtuluş Örgütü'nün bir parçası olmaya çalıştığını ve örgütün taahhütlerine saygı göstereceğini” söyledi. Yani Hamas'ın İsrail'i tanıyabileceğini ima etti
Daha sonra Ebu Merzuk dönüp “X” hesabı aracılığıyla ifadelerinin “yanlış anlaşıldığını” söyledi. “Hamas’ın, İsrail işgalinin meşruiyetini tanımadığını… ve Filistin halkımızın haklarından hiçbirinden vazgeçmeyi kabul etmediğini, kurtuluş ve topraklara dönüş gerçekleşene kadar direnişin süreceğini teyit ettiğini” vurguladı.
Bunlar, Ebu Marzuk'un çelişkilerine ve manevralarına dair basit örneklerdir. Nitekim kendisi iki gün önce New York Times'a verdiği röportajda da şaşırtıcı bir şekilde, Hamas'ın İsrail'e karşı savaşta ayakta kalmasının başlı başına bir zafer olduğunu söyledi. Hamas'ı, eski boks şampiyonu Mike Tyson’a karşı mücadele eden sıradan birine benzetti.
“Eğer eğitimsiz bir çaylak Tyson'ın yumruklarından sağ kurtulabilirse, insanlar onun kazandığını söyleyecektir” dedi. Hamas'ın kazandığını iddia etmenin, özellikle İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırıların boyutu göz önüne alındığında, “kabul edilemez” olduğunu da sözlerine ekledi.
Peki, bütün bunlardan sonra Gazze'yi kim yeniden inşa edecek? Beşinci savaşını yaşayan ve altıncısının da yolda olduğu bir bölgeye kim finansman sağlamaya gönüllü olur? İçerideki bir yana, dışarıdaki liderliği bu zihniyete sahip bir bölgeyi kim finanse edecek?
Bu bir küçük görme değil, açıklamalarında ciddi olmayan insanlara yöneltilen ciddi sorulardır! Hamas'ın yaptığı bir felaket ve Filistin Otoritesi Gazze'ye geri dönmelidir. Gerisi oyalamadır.