İngilizler büyük yazarlarının biyografilerinde her zaman yeni bir şeyler bulurlar. Elbette bunların bazıları diğerlerinden daha popüler. Bazıları da daha tuhaf, daha trajik. Ama Londra edebiyat piyasası her yıl ünlülere layık önemli bir edebi esere sahne oluyor. Bunların arasında en dikkat çekeni ise muhtemelen (Eric Arthur Blair) takma adıyla yazan George Orwell.
Birçok yazar gibi Orwell de kısa ve oldukça zorlu bir hayat yaşadı, ölümünden sonra kitapları çok satan ve değerli olan bir yazar oldu. Onun hayatında ve edebiyatında en önemli husus, makalelerinde, romanlarında ahlaki etki yaratmaktı. Kitapları arasında en ünlüleri 1984 ve Hayvan Çiftliği’dir.
George Orwell'in İlginçlikleri adlı yeni kitap 888 sayfadan oluşuyor. Biyografisinde bilinen şeyleri anımsatıyor, ancak bunları daha trajik bir bağlamda ele alıyor. Örneğin, İspanya İç Savaşı'na katılmak için başvurduğunda, kendisine “bakkal” kod adı verildi. Hampstead'daki bir kitapçıda satış elemanı olarak çalışırken, bir kişinin o bölgede tek kuruş harcamadan yaşayabileceğini söylemişti. Paris'te yoksul bir otelin mutfağında çalışırken ise etleri bozduğunu söylemişti.
Paris'te geçirdiği dönem, Paris ve Londra’da Beş Parasız adlı kitabında anlattığı gibi, hayatının en üzüntülü dönemiydi. Ancak hayatını BBC'de sıradan bir çalışan olarak geçirdi ve şu anda BBC binasının girişinde onun mermer bir heykeli bulunuyor.
Sıradan işlere dalmıştı; aşçı, döşemeci, eski bisiklet tamircisi olarak çalışıyordu ve ayda beş ila 15 kitap okuyordu. Shakespeare ve Charles Dickens seviyordu.
Yeni kitabın yazarı Nathan Waddell, günümüzün en ünlü yazarının yaşamı boyunca şöhretin tadını çıkaramadığını söylüyor. Üniversite hayatını, ödülleri, bursları, büyük kültür kulüplerini tanımadı. Yatakta hasta olarak çok zaman geçirdi. Biraz para kazanmaya başlayınca ölüm yolculuğu başladı. Onunki sıradan bir hayat ve sıra dışı bir ölümdü.
Eserlerini diğerlerinden ayıran ironik ruha rağmen, hayatı boyunca depresyonun pençesinde yaşadı. Siyasi olarak orta yolda durdu, adil sosyalizmi savundu. Orwell Rus devi Dostoyevski'nin seviyesine ulaşamadı ama onun üzerinde büyük bir etki bıraktığı başından beri belliydi.