Muhammed Rumeyhi
Araştırmacı yazar, Kuveyt Üniversitesi'nde Sosyoloji profesörü...
TT

Başarısız devletler

Neil Patrick, Ortadoğu ülkeleri ve toplumları hakkında birinci elden bilgiye sahip tanınmış bir araştırmacı gazetecidir. Çeşitli İngiliz araştırma kurumlarında çalışmış ve Ortadoğu'daki farklı üniversitelerde ders vermiştir. Geçen ay (Ağustos 2025) “Ortadoğu'da Başarısız Devlet: Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen” başlıklı bir kitap yayınladı.

Temel fikri, “hamur” (metaforik bir kullanım) ve kutuplaşma arasında “ulus-devlet politikaları tasarlama metodu”dur. Birincisi, bileşenleri üzerinde anlaşılmış bir hukuk çerçevesinde tek  varlıkta birleştirerek ulus-devlet yaratan politikalardır. İkincisi ise bileşenler arasında anlaşmazlık yaratarak bir devletin yokluğuna yol açan politikalardır.

Neil, Arap bölgesini yönetim yöntemlerine göre üç kategoriye ayırıyor: Fas, Ürdün ve Körfez ülkeleri gibi istikrarla karakterize edilen ülkeler; ikinci kategori ordu tarafından yönetilen ülkeler, üçüncü kategori ise kitabında adını verdiği dört başarısız devlet gibi milisler tarafından yönetilen ülkeler.

Kitap İngilizce olarak yayınlanmış olup beş ana bölüm ve genel bir girişi içeriyor. Bölümler şunlar: Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen. Sonuç bölümünde ise bölgedeki dört kırılgan devlette otoritenin nasıl işlediğini, resmi kurumlar aracılığıyla değil, milisler veya dış destekli kayırmacı ağlar ile yazarın dediği gibi resmi devlet veya yarı devletle yan yana duran paralel yapılar aracılığıyla işlediğini açıklıyor.

Kitabın değeri, yazarın hem Arap hem de Arap olmayan birçok mevcut ve eski yetkili, danışman, analist ve uzmanla yaptığı görüşmelerde yatıyor; bu görüşmeler, salt teorik analizden ziyade gerçeğe daha yakın bir tablo sunuyor. Bölgenin meselelerine değerli bir katkı sağlıyor.

Yazar, başarısız bir devletin zayıflığının yapısal ve çok katmanlı olduğunu düşünüyor. Resmi kurumlar (eğer varsa) isim olarak varlığını sürdürüyor, ancak etkinlikleri zayıf. İster bakanlıkları ve fonları kontrol eden parti, ister bölgesel bir güç tarafından desteklensin, milisler kamusal alanı işgal etmektedir. Bu durum kimliklerde bölünmeye, iç savaşların patlak vermesine ve yolsuzluğun yayılmasına yol açarak siyaseti sıfır toplamlı bir oyuna dönüştürüyor; diğerine boyun eğdir ve hayatta kal.

Yazar bu ülkelerin ekonomisini “yağma ve kaçakçılık ekonomileri” olarak adlandırıyor ve yerel aktörlerin bundan faydalandığını belirtiyor. Bu, ortada bir devletin olmadığı, yalnızca para ve serveti kontrol eden küçük bir grubun olduğu anlamına geliyor. Durum ne kadar uzun süre bu şekilde gri kalırsa, bu güçler için herhangi bir reforma karşı çıkmak o kadar kolay oluyor. Bu yüzden bu rejimler herhangi bir kayda değer reforma direniyor.

Yazar, Suriye bölümünde daha önceki iki Esed rejiminden bahsettiğini, çünkü kitabı yazarken olayların gelişerek yeni bir rejim ortaya çıkardığını belirtiyor.

Lübnan'da mezhepçi partiler destekçilerine güvenlik ve sosyal hizmetler sağlarken, merkezi hükümet 2019'dan beri mali çöküşün insafına kalmış durumda. Lübnan'daki milis durumu krizi açıkça ortaya koydu ve Hizbullah'ın tekelindeki karar alma süreci devleti zayıflatarak çöküşün eşiğine getirdi.

Irak da partilerin milis gruplarının yönetiminde. Bakanlıklar siyasi bloklar arasında dağıtılmış ve her siyasi bloğun bir silahlı veya güvenlik kanadı bulunuyor. Bunlar, destekçilerine koruma ve hizmet sağlıyor. Ayrıca, devlet inşasının karşı karşıya olduğu en büyük sorun olan kotalar da mevcut.

Yemen'de, kuzeydeki Husilerin sınırlı otoritesi, uluslararası alanda tanınan hükümetin otoritesi ve güvenlik ve siyasi yetkileriyle Güney Geçiş Konseyi'nin varlığı Yemen devletini zayıflatıyor. Onu iç savaşlara ve dış savaşlara sürüklüyor, kaynaklarını yağmaya maruz bırakıyor ve halkının çoğunu yoksulluk ve sefalete itiyor.

Bu kitap, bu ülkelerdeki devlet başarısızlığının ortak bir faktörüne, dış müdahaleye ve özellikle de İran müdahalesine temas ediyor. İran, projesini pekiştirmek için Batı'daki bir dizi Arap ülkesi üzerinde kontrol sağlamayı görev olarak görüyor ve çeşitli milis gruplara silah veya fon sağlamak için hiçbir masraftan kaçınmıyor.

Yazar, devletin bazı sektörlerde maaş ödeyerek kısmen işlevsel kalabileceğini, ancak yapısal çerçevesinin zayıf ve sızmalara açık olduğunu; katılımcıların enerjisini kurumlar aracılığıyla değil, pazarlık yoluyla tükettiğini savunuyor.

Bu kitap, Ortadoğu'daki devlet başarısızlığını anlamaya katkıda bulunuyor ve egemenliğin parçalandığı ve toparlanmanın zorlaştığı bu dört ülkenin nasıl işlediğine dair doğru ve gerçekçi bir harita sunuyor.

Bu kitap, bu ülkelerin nasıl yönetildiğini ve yakın vadede nelerin değiştirilip değiştirilemeyeceğini anlamak için önemli bir referans niteliğinde!

Son söz; devlet başarısızlığı siyasi çatışma anlamına gelmez aksine, devlet ve komşuları için yıkıcı bir felakete dönüşür.