Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Araplar Arap'tır

Araplar parlamento seçimlerine pek önem vermezler. Bu seçimler onların kültürünün veya geleneklerinin bir parçası değildir. Onlar bunun yerine tek bir parti, tek bir lider ve halkın güvenini seçmişlerdir. Seçimler veya referandumlar yapılırsa, bu sadece görünüş için yapılır; göstermelik bir jesttir. Ancak Irak'ta yapılan son seçimler, diğer ülkelerde uygulanan birçok ilke ve geleneği içermekteydi.

Unutulmaz bir olayı ve bir adamı hatırlıyorum. Adı Abdurrahman Arif'ti; Irak ordusunda tuğgeneral ve Cumhurbaşkanı Abdusselam Arif'in kardeşi. Cumhurbaşkanı bir helikopter kazasında öldü ve Tuğgeneral Abdurrahman onun yerini aldı. 1966 ile 1968 yılları arasında kısa bir süre hüküm sürdü. Bir grup subay sarayı basarak iktidarı ele geçirdiğinde, onlara “Sakin olun gençler. Durumu olduğu gibi kabul edin, tek bir ricam var: orduda subay olan oğlumun güvenliği” dedi.

Önünde, Abdulkerim Kasım’ın kraliyet saraylarında bıraktığı cesetlerin görüntüleri vardı; ardından da bizzat Kasım’ın, yoldaşı Abdusselam Arif’in bıraktığı şekilde, kurşunlarla delik deşik olmuş kendi cesedinin fotoğrafı.

Cumhurbaşkanı, hakaretler yağdıran saldırgan subaylara, “Sakin olun yoldaşlar. Beni ve ailemi Türkiye'ye götürecek bir uçak ayarlayın ve eski cumhurbaşkanı olarak bazı yaşam masraflarımı karşılayın. Allah size muvaffakiyet versin” dedi. İstanbul'da mütevazı bir eve, ardından Amman'a gitti ve sonra Saddam’ın izniyle Irak'a dönerek 2007 yılında 91 yaşında öldü.

Bu, Tuğgeneral Arif'in en önemli işi değildi. En önemli işi, cumhurbaşkanlığını devraldıktan sonra, iktidardaki bazı temsili güçleri de içerecek şekilde Cumhurbaşkanlığı Danışma Konseyi’nin kurulduğunu duyurmasıydı. Belki de Baas subaylarını en çok korkutan şey buydu; başkalarına açık, zayıf, ne yalnız ne de eşsiz bir başkan.

Bu günlerde manna ve bıldırcınların ülkesinden gelen haberler iyi: Irak halkı miting yapmıyor, oy kullanıyor. Parlamentoya saldırmıyor, parlamentoya giriyor. Yasaları gözden geçiriyor ve hükümleri çerçevesinde çalışıyor.

İktidarı isteyenlerin her zaman bir seçeneği vardı: Ya Abdusselam Arif ya da kardeşi Abdurrahman. Ya en çirkin zafer ya da en güzel yenilgi.

Kral İdris es-Senusi, subay Muammer Kaddafi iktidarı ele geçirdiğinde İstanbul'daydı. İstanbul'dan Mısır'a dönerek hayatının geri kalanını orada geçirdi ve kurduğu krallığa dönmesine izin verilmedi. O gün, devletin emrine verdiği iki Mercedes arabayla Mısır'dan Libya'ya döndü. Araplar ahlaklı insanlardır...