Mart 2023'te Moskova'dan ayrılırken Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e dünyanın bir asırdır görmediği değişimlerin yolda olduğunu söylemişti. Çinlilerin kendilerine özgü bir zamanı ölçme yolları vardır. Fransız Devrimi hakkındaki görüşü sorulduğunda, Çin lideri Mao Zedong şu soruyla yanıt vermişti: Bu devrim ne zaman gerçekleşti? Soruyu soran kişi “İki yüz yıldan fazla önce” diye cevap verdiğinde, Mao Zedong “Bu devrimi yargılamak için henüz çok erken” karşılığını vermişti. Bu sözü eski Çin başbakanı Zhou Enlai'ye atfedenler de vardır. Zaman, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir hızla ilerliyor. Küresel jeo-ekonomik durum kökten değişiyor. Beş yüzyıl boyunca dünya, siyasi, ekonomik, askeri, kültürel ve bilimsel olarak Avrupa merkezli bir sistem altında yaşadı. Avrupa, gücünü dünyanın geniş bir bölümüne dayattı ve dünya ülkelerinin çoğunu sömürgeleştirdi. Bağımsızlıktan sonra da Avrupa modeli yeni bağımsız ulusların özlemini çektiği hayal ve model oldu. Bugün ise Avrupa artık arzulanan bir model değil. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, büyük eski imparatorluklar dağıldı ve Amerika Birleşik Devletleri, çeşitli alanlarda dünyaya kendini dayatan bir sistem sunan yeni güç olarak ortaya çıktı. İtalya'yı yöneten faşizm ve Almanya'daki Nazizm, kargaşa döneminde çılgın ve şiddetli bir ateş fırtınasıydı. Başarısız gazeteci Mussolini, geçmişteki Roma ihtişamını geri getirme yanılsaması içinde yaşarken, Onbaşı Hitler, Aryan ırkının üstünlüğü fikrine kapılmıştı. Üçüncü Reich'ın sınırları Almanca konuşulan her yere uzanıyordu. Çekoslovakya'yı işgal etti, Avusturya'yı ilhak etti, Yahudilere soykırım uyguladı ve tarım ve petrol zengini Rusya topraklarında düşman olduğu komünist ideolojiye karşı seferberlik başlattı. Japonya İmparatorluğu da Nazi Almanyası’na ve Faşist İtalya'ya katıldı. Avrupa kendi içinde savaştı ve ABD, Mihver Devletleri olarak bilinen birliğe karşı Müttefiklere katıldı. Müttefiklerin zaferinin ardından her açıdan yeni bir dönem başladı. Dünya, yakın zamanda İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 80. yıldönümünü kutladı. Birçok siyasetçi ve düşünür, İkinci Dünya Savaşı sırasında insanlığın maruz kaldığı yıkımın şiddet ve savaş eğilimini ortadan kaldıracağını savundu. Birleşmiş Milletler kuruldu ve dünya halklarını, küresel barışı tesis etmeyi ve uluslar arasında diyalog ve uzlaşı yoluyla savaşa kapıyı kapatmayı amaçlayan bir birlik içinde birleştirdi.
Dünya, sınavlar ve seçimlerle karşı karşıya kaldı. Küçük ve büyük savaşlar patlak verdi, ölümcül salgınlar yaşandı, yoksulluk ve hastalıklar milyonlarca insanın hayatına mal oldu ve ideolojik şiddet ulusal sınırları aşarak kan döktü, masum insanları öldürdü. Son yıllarda, Kovid-19 pandemisi on milyonlarca insanı etkiledi ve dünya için büyük bir sınav oldu. Pandemi, gelişmiş ülkelerin bu ölümcül belaya karşı hayat kurtarıcı bir panzehir geliştirme konusundaki zayıflığını gözler önüne serdi.
24 Şubat 2022'de Başkan Putin, ordusuna Ukrayna'yı işgal emri verdi. Dünya, onu sarsan bir patlamayla uyandı. Siyasetin çarkları, uzanacağı haritanın boyutlarını tahmin etmenin zor olduğu yangını söndürmek amacıyla girişimlerde ve arabuluculuklarda bulunmak için harekete geçti. Putin, gençliğinde Sovyetler Birliği'nin çöküşüne tanık olmuştu. Almanya'nın yeniden birleşmesine kadar Moskova tarafından yönetilen Doğu Almanya olarak bilinen bölgede Sovyet istihbarat teşkilatının bir parçasıydı. Doğu Avrupa ülkeleri Rus kontrolünden kurtuldu ve NATO ile Avrupa Birliği'ne katıldı. Tarih, akıldan çıkmayan ve politikacıların ve düşünürlerin hafızalarına kazınan ağır bir yüktür. Rusların Vatanseverlik Savaşı olarak adlandırdığı Napolyon Bonapart'ın 1812'de Rusya'yı işgali, milyonlarca Rus'un ölümüne ve kapsamlı ilerleme çağına girmiş Avrupa uluslarıyla rekabet edebilecek kapasiteyi geliştirmeye çalışan bir imparatorlukta muazzam yıkıma yol açtı. Rusya, Bonapart'ın ordusunu yendi ve kuvvetleri Moskova'nın dış mahallelerine ulaştıktan sonra onu ezici bir yenilgiye uğrattı. Haziran 1941'de, Alman Nazi lideri Adolf Hitler, tarihin en büyük askeri harekâtı olan Barbarossa Harekâtı'nda üç milyondan fazla askerine Sovyetler Birliği'ni işgal emri verdi. Alman ordusu modern silahlarla donatılmıştı ve akıl almaz askeri taktikler kullanıyordu. Hitler ve Stalin arasında, Nazi Almanyası Dışişleri Bakanı ile Sovyet Dışişleri Bakanı Molotov tarafından imzalanan ve Ribbentrop Paktı olarak bilinen bir saldırmazlık paktı vardı. Buna göre iki taraf, Polonya topraklarını paylaşma konusunda anlaşmıştı. Alman ordusu birkaç gün içinde Rus topraklarının geniş bir bölümünü ele geçirerek milyonlarca insanı öldürdü ve gittiği her yerde şehirleri ve altyapıyı yok etti. Ardından Sovyet ordusu, Berlin'e ulaşana kadar Hitler ordusuna karşı kapsamlı ve uzun süreli savaşlar verdi. Tarih, zamanın iyileştiremeyeceği yaralar bırakır. Hem Doğu hem de Batı Avrupa ve uzun bir süre Rus egemenliği altında acı çeken Baltık ülkelerinin, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşa dair kendi stratejik güvenlik yorumları bulunuyor. Almanya, Fransa, İsveç ve diğer Avrupa ülkeleri, askeri seferberliğe başladı ve korkunç bir çatışma tehdidine hazırlık olarak olağanüstü hal ilan etti. ABD'nin kendi dinamik hesapları ve Çin'in de barış ve savaşı Şi Cinping ve ondan önce Mao Zedong ve Zhou Enlai'nin rakamlarına göre hesaplayan kendi zaman çizelgesi var.