Mustafa Fahs
TT

Askerî ve diplomatik çıkmaz: Ukrayna

Moskova, 24 Şubat 2022’de ‘Özel Operasyon’ adıyla bir saldırı başlattı. Kremlin yönetimi söz konusu dönemde, işgalinin sınırlarını net olarak açıklamamıştı. Ancak Ukrayna’nın derinlerinde başkentin sınırlarına kadar nüfuz etti. Hedef açık görünüyordu: Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy rejimini devirmek.

Gelgelelim dünyayı şoke eden erken başarısızlık kayıtlara geçti: Kalabalık ve donanımlı Rus ordusu, Ukrayna’nın başkenti Kiev’e giremedi. İkinci ve beklenmedik bir stratejik darbeyle de Ukrayna derinliklerinden geri çekilip, savaştan önce Ukrayna’da ele geçirdiği bölgelere, yani daha önce Rusya’ya ilhak ettiğini duyurduğu, doğu ve güneydeki dört bölgeye geri dönmek zorunda kaldı. Bu, ilk ve sonucu saldırıydı.

İkinci saldırıyı ise dört ay önce Kiev başlattı. Bahar Saldırısı olan bilinen ve halen devam eden bu saldırı, stratejik olarak Ukrayna’nın savaş başladığından beri gerçekleştirdiği ilk karşı saldırı. Bu saldırıda Kiev, savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçti ve Rus güçlerini, savaştan sonra ele geçirdiği ve ardından daha önce ilhak etmiş olduğu tüm topraklardan çıkarmak, yani 1991’deki resmî Ukrayna sınırlarına dönmekle başlayan büyük bir dizi hedef belirledi.

Pratikte bu iki saldırı da amacına ulaşamadı. İlkinde Rusya’nın uğradığı bariz yenilgi, Moskova’yı savunma pozisyonuna geçirdi. Üstelik askerî ve siyasi liderliğin de kafasını karıştırdı ve onları, uzun bir yıpratma savaşının içine sürükledi. Bu savaşın yansımaları Rusya içinde, özellikle de savaşın iç cephesinde ve Wagner liderinin krizinden sonra da cephenin bütününde görülmeye başladı. Buna ek olarak Rus askerî kurumu, asgari düzeyde askerî hedefleri de gerçekleştiremedi. Bu hedefler, savaşın ilk saha gerçekliklerini dikkate alan barışçıl bir çözüme ulaşılmasına katkı sağlayabilirdi. Bununla birlikte Kiev de kararlı davrandı, ilk şoku atlatmayı başardı ve savaşı Rusya içlerine taşımaya başladı. Nitekim Rusya’nın başkenti Moskova’nın içinde bile hedefleri vurmak üzere saldırılar başlattı.

Moskova ise Ukrayna’nın karşı saldırısına direndi. Bu saldırı, iki taraf arasındaki 160 km’lik açık çatışma cephesinde saha gerçeklerini henüz değiştirmedi. Bu durum, Kiev’i özellikle güney cephesine yönelik bir saldırı beklentilerini düşürmek zorunda bırakacak. Halbuki Kırım’ın geri alınmasından bahsediliyordu ve Ukrayna güçleri, Rus tedarikine darbe vurmak ve Kırım’ı izole etmek amacıyla saldırılarını Azak Denizi bölgesi yakınları üzerine yoğunlaştırmıştı.

Ukrayna’nın saldırısı şu ana kadar herhangi bir hedefi gerçekleştiremedi. Dört ay geçtikten sonra güney cephesinde 16 km’yi geçmeyen yavaş ve çok sınırlı bir ilerleme kaydedildiği konuşulmaya başladı. Bu da Kiev’in, bu saldırıyı onunla birlikte planlayan Batılı müttefikleri tarafından ağır eleştirilere maruz kalmasına sebep oldu. Kiev ile müttefiklerinin halen bel bağladığı devam eden karşı saldırının başarısızlığı, Başkan Zelenskiy’i savunma bakanını değiştirmeye, ABD’yi de Kiev’i geleneksel olmayan bir ekipmanla takviye ettiğini duyurmaya mecbur etti. Pentagon geçtiğimiz çarşamba günü, Washington’ın Kiev’e, Amerikan Abrams tankları için 120 mm’lik seyreltilmiş uranyum mühimmatı da dahil olmak üzere 175 milyon dolar değerinde askerî yardım yapacağını duyurdu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de önceden duyurulmayan bir ziyaret için çarşamba gecesi Kiev’e gitti. Blinken, iki günlük ziyaret sırasında 1 milyar dolar değerinde yeni bir yardım paketini açıkladı.

Mevcut durumun en tehlikeli tarafı, iki taraf arasında barış fırsatının neredeyse olmamasıdır. Zira her iki taraf için de bazı hedeflerinden bile taviz vermek zor. Barışçıl bir çözüme yönelik tüm uluslararası diplomatik çabaların başarısız olmasına sebep olan şey de bu. Yani bu çıkmazı bir tek şu iki şeyle sınırlı hale gelen askerî seçenekler giderebilir: Ya Ukrayna’nın karşı saldırısında net bir ilerleme ya da Rusya’nın denklemi yeniden tersine çevirebilecek beklenmedik bir stratejik adımı.