Yirminci yüzyılın başlarında Osmanlı ve Prusya imparatorlukları, iki müttefik imparatorluk arasındaki ortak stratejik faydaları artırma yoluyla aralarındaki dostluğu derinleştirmek için Berlin-Bağdat Demiryolunu inşa etmeye çalıştı. İmparator Guillaume (İkinci Wilhelm) projeyi tanıtmak ve tanıtımını yapmak için Maşrık (Levant) bölgesine 6 hafta süren bir ziyaret yaptı. Maşrık’a gitmeden önce projeyi finanse etmesi için Deutsche Bank'a büyük baskı uyguladı. Banka, jeopolitik riskler ve hattın yaklaşık 3 bin metre yüksekliğindeki Toros Dağları’ndan geçmesi gibi mühendislik alanındaki zorluklar nedeniyle hatta yatırım yapma konusunda isteksizdi.
Osmanlılar, o dönemde "Hasta Adam" olarak anılan imparatorluklarının imajını parlatmak için "Şark Ekspresi" adı verilen projeye "imtiyazlar" vermeyi kabul etti. Prusya İmparatorluğu, Ortadoğu’da Süveyş Kanalı'ndan geçtiği için daha maliyetli deniz hattı yerine kendi kontrolünde daha ucuz bir kara ulaşım hattı açmayı ve böylece İngiliz ve Fransız çıkarlarına zarar vermeyi amaçlıyordu.
Irak geçtiğimiz günlerde iki demiryolu inşa etme konusunda anlaşmaya vardı. Bunlardan ilki Irak'ın güneyindeki Büyük el-Fav Limanı’ndan kuzeyde Türkiye sınırına kadar uzanıyor. Bu hattın amacı Irak ile Körfez ülkeleri arasındaki ticareti ve seyahati teşvik etmek ve doğrudan Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Orta Asya'ya sevkiyat yapmak. Bu proje, Irak ve Körfez Arap ülkeleri için ekonomik çıkarlar taşıdığından geniş ölçüde memnuniyetle karşılandı.
Ancak daha sonra İran ile Irak arasındaki Şalamca sınır kapısından Basra’ya uzanan 32 kilometre uzunluğunda ikinci bir demiryolu hattı için İran ile de anlaşma imzalandı. Irak bu yan hattın inşasına 230 milyon dolar tahsis etti.
Ne var ki daha ilk günden itibaren bu yan hattın amacı konusunda Irak ile İran arasında ihtilaf ortaya çıktı. Peki, bu yan hattın inşa edilme amacı nedir; Irak'ın açıkladığı gibi sadece Necef ve Kerbela'daki kutsal türbelere İranlı yolcuları taşımak mı? Yoksa İran'ın açıkladığı gibi yan hat, yolcu ve yük taşımak, İran demiryolu hatlarını Irak üzerinden Suriye'ye bağlamak için bir araç mı?
İki bakış açısı arasındaki anlaşmazlık, iki taraf arasında ekonomik ve stratejik bir görüş ayrılığı oluşturuyor. Hatta kullanılacak vagonların türü (mal veya yolcu taşımacılığı için mi olacağı) ile ilgili teknik görüş ayrılıklarından ise bahsetmeye bile gerek yok.
İran Ulaştırma Bakanı, İranlı müteahhitler tarafından Irak'taki Şattülarap üzerinde 880 metre uzunluğunda hareketli köprü inşa edileceğini ve projenin altyapısının inşasından Irak Demiryolu Şirketi’nin sorumlu olacağını açıkladı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, Şalamca'yı Basra'ya bağlamanın "iki ülke arasında dini turizm de dahil olmak üzere yolcu ve mal taşımacılığını teşvik edeceğini ve aynı zamanda bölgedeki eksik halkanın tamamlanmasını, yani İran'daki ana demiryolu ağının Irak üzerinden Suriye ve Ürdün'e bağlanmasını sağlayacağını” belirtti.
Bu hatta ayrıca, Kuzey Irak'tan Suriye'ye (Doğu Fırat bölgesi üzerinden) uzanan bir demiryolu hattı daha eklenmesi planlanıyor. Böylece İran demiryolları Irak üzerinden Suriye demiryolları ağına bağlanacak.
Kenani'nin yukarıdaki açıklamasının yanı sıra mevcut bölgesel gelişmeler ve özellikle de İran'ın Arap Maşrık ülkelerine yönelik politikaları ve emelleri gölgesinde, Tahran’ın İran ve Suriye demiryollarını birbirine bağlayarak “stratejik” ve “askeri” hedefler gerçekleştirmek istediğini söylemeye bile gerek yok.
Nisan 2023'te Irak Ulaştırma Bakanı Rezzak Muheybis el-Sadavi, Şalamca ve Basra şehirleri arasında yolcu taşımak için bir demiryolu hattının hayata geçirildiğini duyurmuştu. Şarkul Avsat gazetesi ise 3 Eylül'de Bağdat'ta bu konuda bilgi sahibi bir kaynağa dayanarak şunu vurgulamıştı: "Projenin amacı yalnızca yolcu (mal değil) taşımaktır ve iki ülke ile Orta Asya arasında din turizmini teşvik edecek bir adımı temsil etmektedir." Gazetenin yine kaynaktan aktardığına göre "Bu projede kullanılacak vagonların teknik tasarımı yalnızca yolcu taşımacılığına uygun olacak, mal taşımacılığı için tasarlanmış vagonlar olmayacak." Şarkul Avsat aynı sayısında, bu açıklamaların, "Sudani'nin milletvekili olduğu dönemde yaptığı ve Büyük Fav Limanı’nın faaliyetlerini olumsuz etkileyeceği için herhangi bir demiryolu bağlantısını reddettiği önceki açıklamalarıyla ilgili bazı Irak çevrelerinde dönen mevcut tartışmaların aksine" olduğunu da ekledi.
Halihazırda Suriye'deki Doğu Fırat bölgesi üzerinden Akdeniz kıyılarına uzanan yeni bir yan hattın inşası ve Irak demiryolları ağına eklenmesi jeopolitik risklerle dolu bir proje.
Bu aşamada Fırat'ın doğusundan gelen haberler neredeyse her gün askeri çatışmaların yaşandığına işaret ediyor. Amerikan, Rus ve Türk güçleri ile DEAŞ’ın varlığı, Arap aşiretlerinin, Kürt partileri ve milislerinin seferber edilmesi, Suriye Arap Ordusu güçlerinin varlığı ve İsrail uçaklarının bombardımanlarının gölgesinde, Irak, Suriye ve Türkiye arasındaki bu sınır bölgesinin yakın gelecekte sakinleşmesi de beklenmiyor.
Dolayısıyla İran demiryollarını Suriye'ye bağlamayı amaçlayan hattın bu yan bağlantısının inşasının ertelenmesi şu an için en doğru çözüm. Aksi takdirde, şu anda yaşanan ve gelecekte daha da şiddetlenmesi beklenen askeri çatışmalar nedeniyle demiryolu hattı ve tren vagonları sürekli sabotaja açık halde olacaklar.
Bu durumda Irak neden askeri açıdan tehlikeli bir bölgede bir yan hat inşa etmek için milyonlarca dolar harcasın? Neden daha sonra sürekli yapılacak onarımların masraflarını ve inşaatı kendisi üstleneceği için sigorta poliçelerindeki artışları, hattın ve oradan taşınacak malların sorumluluğunu üstlensin? Irak neden kendi sınırları içinden geçecek ve Büyük Fav Limanı’nı Türkiye sınırına, oradan da Türk demiryolu ağı üzerinden Avrupa ve Orta Asya pazarlarına bağlayacak yeni demiryolu hattını inşa etmekle yetinmiyor?
Neden Irak'ı savaş bölgesinde devasa bir proje inşa etmekle karşı karşıya bırakalım ve Irak’ın bunda ne gibi bir çıkarı olabilir? İran'ın Suriye ile demiryoluyla bağlanmasına gelince, son 20 yılda ülkenin çektiği acıların doğurduğu mevcut şartlarda böyle bir bağlantıyı sağlamanın Irak ve çıkarlarıyla ne ilgisi var? Aksine nihai hedefi İran ile Suriye’yi birbirine bağlamak olan bu demiryolu bağlantısı, Arap Maşrık ülkelerini zayıflatmaya yönelik bölgesel politikaların devam etmesi durumunda, Irak'ın ekonomik veya stratejik çıkarına olmayacaktır.
Suriye ile Arap ülkeleri ve uluslararası toplum arasındaki ilişkileri yeniden tesis etme girişimlerini beklemek ve ardından Suriye'yi yaşadığı yıkımdan sonra yeniden inşa etme kampanyasını başlatmak daha yararlıdır. O zaman Suriye'nin yeniden inşasında Irak'a düşen pay, Irak Demiryolu Şirketi ve uzman Iraklı şirketler tarafından bir demiryolu inşa etmek olacaktır.
Irak'ın Arap Maşrık bölgesindeki coğrafi konumu çok önemlidir. Irak'ın ayrıca petrolünü komşu ülkeler üzerinden ihraç etmek gibi ekonomik-stratejik ihtiyaçları da var. Dolayısıyla ülke ekonomisi için hayati önem taşıyan bu konuya yönelik, daha önceki bölgesel deneyimlerden sonra bütünleşik bir ekonomik plan hazırlanması daha yararlı olacaktır.