Mustafa Fahs
TT

Fransız aktar ve Lübnan’ın hastalığı

O Beyrut’a gelmeden önce bazı Lübnanlı yetkililer ve kamuoyu oluşturan kesimler arasında Fransa’nın cumhurbaşkanlığına yaklaşımında bir değişiklik olduğu izlenimi oluşmuştu. Bu, anayasal boşluk krizi için belirli çözümlere varma ihtimali konusunda temkinli bir iyimserlik doğurdu. Yeni bir yaklaşım sunan ve Fransa’nın Lübnan özel elçisi eski Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian tarafından taşınan yeni bir Fransız girişimine güveniliyordu. Bu girişimin içeriğini, diyalog masasında açıklayacaktı. Daha önce davet ettiği bu diyalog masası, Lübnanlı taraflara dağıttığı ve halen cevaplarını beklediği, belki de cumhurbaşkanlığı şifresini kırmaya yardımcı olacak soru kâğıtlarıyla donatılmış olabilir.

Gelmeden önce onun girişimine paralel bir girişim ortaya çıktı. Onun ikiz kardeşi haline gelen ve Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri tarafından ortaya konan bu girişim, bir yönetim boşluğuna ve tıkanıklığa sebep olan anayasal ve siyasi açmaza, anayasal kurumların dışında bir çözüm bulmak için diyaloğa odaklanıyor.

Lübnanlılara yakın zamanda geri döneceği sözünü vererek ayrılmadan önce çoğu kişide, iyimserliklerinin yerinde olmadığı ve tıkanıklığın devam ettiğine dair bir izlenim oluştu. Özellikle de diyaloğu destekleyen, çekimser olan ya da reddeden herkesin, bu iki girişimin, yani Le Drian’ın çantasındaki Fransız girişimi ile Berri’nin sunduğu iç girişimin, siyasi sınıfın çelişkileri ve yurtdışındaki bakış açılarının farklılığından ötürü çözüm için ayrı ayrı ya da birlikte bir yol haritası oluşturamayacağını fark etmesinden sonra.  

Bu mesele, diyaloğun ve diyalog süreci ile hedeflerinin belirsizliğini artırdı. Üstelik diyalog önerisinden zaten memnun olmayan bazı taraflar, daha da katılaşarak bunun sadece cumhurbaşkanlığı seçimleriyle sınırlandırılmasını talep etti. Bu şart yerine getirilse bile bu noktada bir zaman sınırı ve şartlı bir gündem belirleyecek teknik boyut devreye giriyor ki görünüşe bakılırsa bu, iki girişimde de yok gibi.

Gidişinden sonra tüm taraflar, şartlarıyla silahlanmış olarak kendi siperlerine geri döndü. Bu şartların yerel bir faktörle değiştirilmesi mümkün değil. Aralarındaki en güçlü ve tavizsiz taraf bile dışarıdan bir aktörün bir girişimde bulunup, bir tür iç taviz sunması için harekete geçmesini bekliyor. Bu katılığın nedeni, Fransızların takas fikrinden vazgeçtiğinden şüphe duyulması ve etkin Fransız taraflardan birinin halen eski Bakan Süleyman Franciye’nin adaylığında ısrar etmesidir. Şii ikilinin liderlerinden aktarılanlara göre bu ikilinin başka adaylara yönelmesi, Franciye’nin adaylığından ya da uzlaşma ihtimalinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Aksine Hizbullah’ın Meclis’teki bloğunun başkanı Muhammed Raad’ın Bnashii’de Franciye’ye yaptığı ziyaret, onun adaylığına bağlılığın bir teyidi gibi görünüyor.

Bu, Beyrut’a gelen Fransız aktarın tüm Lübnanlı taraflara hoşlarına gidecek tarifi sunduğuna inanmaya sevk ediyor. Bu da Paris’in sorun çözme kabiliyeti ve Franciye ile Azour dışında üçüncü bir aday sahneye çıkarma becerisi konusunda yeniden şüphelerin doğmasına yol açtı.

Beyrut’ta Le Drian ziyaretinden sonra ve tekrar gelse de her şey yerinde sayar. Bazıları, diğerlerini kendi adaylarına ikna etmek için diyalog çağrısı yapıyor ve böylece diyalog şu denkleme benzemeye başlıyor: “Benim olan benimdir, senin olan da hem benim hem senindir.” Bu durum, diğer tarafları tahrik ediyor ve onların, zorbalık suretinde gelen diyaloğa şüpheyle yaklaşıp itiraz etmesine neden oluyor. Bu, anayasaya yönelik bu defa Fransız kılığında yeni bir muhalefet. Bu da Fransız girişiminin, Beş Yıllık Komite’nin beyanıyla tutarlı olup olmadığına dair haklı bir soruyu gündeme getiriyor.

Bilimsel gelişme ve tıbbi ilerlemeyle birlikte toplum, aktarlığa alternatif tıp olarak bakar oldu. Bilindiği üzere bu tıp, üzerine hastalıkların tedavisi için reçetelerin ve tıbbi bileşiklerin işlendiği Sümer tabletlerinin 2700 yıl önce keşfedilmesiyle tanındı. Bu noktada Le Drian’ın, Lübnan’ın iyileşmesi zor hastalıklarına çare olup olmayacağı merak konusu. Zira bu hastalıkların, alternatif tıbba başvurarak ve Lübnan’ın derman bulunması zor derdine ilaç olmayacak bir Fransız reçetesinden medet umarak değil de yasama kurumları, yani parlamento, oy sandıkları ve ulusal kamuoyu yoluyla modern bir şekilde tedavi edilmesi gerekiyor.