İstemi Yılmaz
TT

Yunanistan ve Avrupa’da Syriza rüzgarının sonu

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından solun yeniden Avrupa siyasetinde bir fenomen haline gelmesi bundan 8 sene önce gerçekleşmişti. 2008 küresel ekonomik krizi sonrası kapitalist sistemdeki kırılmalar, Batı demokrasisinin doğduğu topraklarda, Yunanistan'da sosyalist bir aktörün iktidara gelmesiyle sonuçlanmıştı. 

Genç solcu Aleksis Çipras liderliğindeki Syriza'nın, iflas bayrağını çeken Atina'da başbakanlık koltuğuna oturduğunda kıtanın halk kesimlerinin umudu çok yüksekti. Syriza'nın estirdiği hava öylesine kuvvetliydi ki Fransa'dan İspanya'ya, Portekiz'den Almanya'ya kadar bir dizi ülkede aynı siyasi aileden gelen sol partiler yelkenlerini doldurmaya başlamıştı. Hatta Çipras, Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi Paris'te Fransız solcu lider Jean-Luc Mélenchon ile ortak bir yürüyüş düzenleyerek kıta siyasetini değiştirme çabasına girişmişti. 

Ancak Syriza'nın Avrupa Birliği -özellikle Almanya- ve Avrupa Merkez Bankası ile gerçekleştirdiği müzakerelerdeki zayıf görüntüsü, "sosyalist deneyimin" başlamadan son bulmasına neden olmuştu. Çipras'ın partisi Avrupa'nın siyasi ağalarına ve sermayenin ileri gelenlerine "cici görünmek" adına önce ilkelerinden akabinde de soldan vazgeçmişti.

Syriza'nın bu dönüşümü, Yunanistan'da ekonomik iflasla tarihin tozlu sayfalarına gömülen sağın ve partisi Yeni Demokrasi'nin bir kez daha iktidara gelmesine yol açtı. Yunan solunun birinci partisi son seçimlerde yüzde 17'ye kadar düştü, Çipras ise 11 senedir sürdürdüğü Syriza liderliğini bir çırpıda bıraktı.

Çipras'ın bıraktığı bayrağın taşıyıcısı geçtiğimiz hafta sonu yapılan seçimlerle belli oldu. Efi Ahçıoğlu karşısında oyların yüzde 56'sından fazlasını alan 35 yaşındaki Stefanos Kasselakis, Syriza'nın yeni lideri oldu. Kasselakis her anlamda Yunan solu açısından "yeni" bir isim. Prestijli Sarmaşık Ligi okullarından mezun ve küresel kapitalizmin sembol kuruluşlarından Amerikan yatırım bankası Goldman Sachs'ın eski CEO'su olan Kasselakis, eşcinsel kimliğini saklamayan biri. Öyle ki bu sıfatıyla Yunanistan'da parti lideri olan "ilk" isim. 

Washington'la bağlantısı akıllarda soru işareti yaratmıyormuş gibi Kasselakis'in geçmişini deştikçe, Joe Biden'ın ABD başkan adaylığı için gönüllü olması gibi yeni veriler ortaya çıkıyor. Söz konusu siyasal angajmanlar Kasselakis'in "nasıl bir sosyalist" olduğuna ilişkin şüpheleri artırıyor. Sol odaklar genç liderin partiyi ideolojik köklerinden koparacağına inanıyor. 

İngiliz The Guardian gazetesine konuşan Syriza Milletvekili Stelios Kouloglou'ya göre "solcu Syriza bu seçimle birliktebson nefesini verdi". Elbette bu eleştirilerin temel nedeni Kasselakis'in ABD'den gelmesi değil. Syriza'nın yeni liderinin bir programı, stratejisi olduğunu düşünmüyorlar. Bu konuda haklı olduklarını söyleyebiliriz. Zira Kasselakis partisini plansız, programsız bir dönüşüme tabi tutacağını saklamıyor.

Zengin bir armatör olan genç lider “Goldman Sachs’ta çalışırken kapitalizmin ne denli zalim olduğunun bilincine vardığını” ve bu nedenle solcu olduğunu söylüyor. Siyaseti “kariyerindeki iki bölüm arasında kısa bir ara” olarak nitelendiren Kasselakis’e göre Syriza farklı görüş ve ideolojilerden çeşitli seçmenleri bir araya getirerek Amerikan tarzı demokrat bir kitle partisi haline gelebilir.

Kamusal eğitime yatırımları artırma sözü veren, kilise ile devletin ayrılmaya ant içen, tıpkı bir liberal gibi vergi indirimini savunan Kasselakis ayrıca, eşcinsel evliliğin yasallaştırılmasını da savunuyor. Dinselleşmenin etkisini hiç kaybetmediği ve son seçimlerde parlamentoya giren çeşit çeşit sağcı partiler göz önünde bulundurulduğunda LGBTI+ söylemin Yunan toplumunda nasıl bir karşılık bulacağını kestirmek güç.

Sonuç olarak, Çipras’ın ardından Kasselakis’in liderliğe gelişi Syriza’nın geçirdiği evrimin bir göstergesi. İlkelerin terki ve siyasetsizlik batağına saplanan parti artık sadece “sağa oy vermeyi kabul edemeyen” seçmenleri etrafında toplayabilen bir “kitle partisi”. Dolayısıyla hali hazırda bir sosyal demokrat kitle partisi olan Syriza’yı Kasselakis’in nasıl bir siyasetle iktidara taşıyabileceğini zaman gösterecek.