Muhammed Şiya es-Sudani
TT

Gazze savaşının durdurulması Irak'ın önceliğidir

"Filistinlerin başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurma hakkı konusundaki net ve değişmez tutumumuzu dünyaya bir kez daha duyuruyoruz…"

Irak'ın değişmez tutumu budur ve bu yılın eylül ayında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da bunu tekrarladık. Söz konusu tutum hükümetimizin Filistin davasını desteklemekte benimsediği yöntem olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bu tutum ile her zaman Filistin halkının meşru kendi bağımsız devletinde barış içinde, güvenlik ve egemenlik hakkına sahip olarak yaşama hakkını elde etmesi için çabalıyoruz.

Bugün, Siyonist saldırganlık nedeniyle binlerce şehidin ölümüyle sonuçlanan el-Ehli Baptist Hastanesi katliamı ve Gazze Şeridi'nde savunmasız sivillere yönelik sürekli ve ayrım gözetmeksizin yapılan bombardımanlar ardından da aynı prensibi savunuyoruz.

Hükümetin Irak'ın bölgedeki tarihi rolünü yerine getirmesi gerektiği konusundaki farkındalığından hareketle, Bağdat, işgal altındaki Filistin topraklarında çatışmanın çıktığı ilk andan itibaren ciddi görüşmelere başladı. Arap liderlerle bir dizi telefon görüşmesi gerçekleştirdik ve Filistinlilerin maruz kaldıkları durum ile ilgili olarak Arap ve İslami tutumun birliğinin önemini vurguladık. Ayrıca gerilimin durdurulması, insan haklarına saygı duyulması, Siyonist oluşuma işgal altındaki bölgelere yönelik saldırganlığını durdurması, çatışmayı durdurma ve Filistin halkı için adil, pratik çözümler bulma ile sonuçlanacak müzakerelere başlanması için baskı yapılması gerektiğinin de altını çizdik.

ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığımız telefon görüşmesinde Gazze'deki çatışmaların yayılmasını önlemek için sürdürülen çabalara odaklandık. Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanların durdurulmasının, giderek ağırlaşan insani krizin ele alınmasının, koridorların açılmasının, savaşa ve haksız kuşatmaya maruz kalan Gazze Şeridi halkının ihtiyaçlarının karşılanmasının önemini vurguladık.

Rusya'nın başkenti Moskova’ya ziyaretimizden ve Başkan Vladimir Putin ile görüşmemizden istifade ederek, Filistin topraklarına yönelik devam eden saldırıların durdurulması için Güvenlik Konseyi'ne acil eylem çağrısında bunduk.

Dost ve kardeş ülkelerle diplomatik aktivizmimizi sürdürdük ve Irak'ın, Filistin'in kendi ulusal topraklarında bağımsız devletini kurma hakkı konusundaki sabit ve ilkeli tutumunu yeniden teyit ettik. Filistin topraklarındaki kutsal mekanları tarihi kimliğini silmeye yönelik girişimlerden, el koyma ve yerleşme eylemlerinden korunmasının gerekliliğini, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ndeki sivillerin kararlılığına, kardeşlerimizin ve dostlarımızın yürüttüğü tüm yardım çalışmalarına Irak'ın desteğini vurguladık. İşgal altındaki vatanlarında Filistinlilerin varlığını etkileyecek bir insani felaketin önlenmesi için uluslararası toplumun ciddi ve sorumlu adımlar atmasının öneminin altını çizdik. Filistin halkına yardım amacıyla Arap Birliği'ni, Dışişleri Bakanlığımız aracılığıyla acil toplantıya çağırdık.

Irak'ın Filistin meselesindeki sabit ve ilkeli tutumunu teyit ederek, tıbbi ve tedavi malzemeleri ile kardeş Filistin halkının acil insani ihtiyaçlarını içeren yardımların ulaştırılması amacıyla, Siyonist işgal güçlerinin kuşatması altındaki Gazze'ye Mısır hükümetiyle koordineli olarak insani yardım göndermek üzere hızla harekete geçtik.

Mısır'ın Gazze sahasındaki gelişmeleri ve oradaki halkımızın güven ve barış içinde topraklarında kalma hakkından taviz vermeden kendisini nasıl destekleyebileceğimizi müzakere etmek üzere uluslararası bir konferans düzenleme çağrısını da karşılıksız bırakmayacağız.

Bu zirvede, Filistinliler için adil bir çözüm geliştirmek amacıyla büyük ülkelerin ortak bir siyasi duruş sergilemesini umut ediyoruz. Mısır ile Irak’ın ve kardeşlerimizin, dostlarımızın siyasi çözümün olgunlaşması, savaş makinesinin durdurulması, Filistinlilerin gerek içeride gerekse sınırların ötesine göç ettirilmesine son verilmesi, aklın sesine kulak verilmemesi halinde çatışmanın kapsamını genişletme ve bölgeyi kapsamlı bir savaşa sürükleme tehlikesi taşıyan krizin bir an önce kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynayabileceklerine inanıyoruz.

Ayrıca Arap ve İslam ülkelerinin Gazze'deki halkımıza insani, tıbbi ve mali yardım ulaştırmaları için birleşik bir mekanizmanın benimsenmesi yönünde çaba göstereceğiz. Bunun yanı sıra ABD ve uluslararası topluma, Filistin halkının meşru taleplerini ciddi şekilde değerlendirme çağrısında bulunacağız.

Irak, bölge ülkeleri ve uluslararası toplumla dengeli ilişkileri aracılığıyla, başkenti Kudüs olan Filistin devleti ile sonuçlanacak çözümler bulmak amacıyla, Gazze ve diğer Filistin topraklarındaki Filistin halkının acılarını durdurmak için baskı oluşturmaya çalışacaktır.

Irak, Filistin meselesinin toprak ve halk meselesinden göç ve insani yardım meselesine dönüşmesine kesin bir şekilde karşı çıkıyor. Bağdat, tüm Arap ve İslam dünyasının Filistinliler için birleşik bir duruş sergilemesinin zamanının geldiğine inanıyor. Böylece bu halkın başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet kurmak için tüm meşru haklarından yararlandığı adil ve gerçek bir çözüm arayışı ile onlarca yıldır devam eden acılar, ateşi sönmek istemeyen çatışmalar bitirilebilir.