Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Savaş: Sırada ne var?

Sırada ne var?

Gazze'de yaşanan savaş ve savaşın 7 Ekim'den bu yana İsrail, Lübnan ve Suriye'deki yansımaları hem Filistinliler hem de İsrailliler tarafından anlaşılabilecek, teşvik edilebilecek ve pazarlanabilecek bir yolda ilerlemiyor.

Ancak duygu ateşinden uzakta, mantık ve akla göre, en çok kaybeden ve savaşın pratik ufkunun kendisi için en çok tıkanmış olduğu taraf Gazze'ye hakim olan taraftır ve bu tıkanmanın kurbanları da elbette Gazze halkıdır.

Lübnan ve İsrail medyası dün, Hamas hareketinin Siyasi Büro Şefi Yardımcısı Salih el-Aruri'nin, İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerinde Hizbullah'ın gözetiminde bulunan Hamas ofisine düzenlediği hava saldırısında öldürüldüğünü bildirdi.

Aruri, savaşın başlangıcından bu yana İsrail tarafından öldürülen en önemli Hamas figürü olarak kabul ediliyor. Hamas’ın askeri kanadı ile Yahya Sinvar'ın planını en başından bilen az sayıdaki kişiden biri ve Hamas ile Hizbullah arasındaki iletişim bağıydı.

Bu savaş belli bir noktada bitecek mi? Peki, bu nokta nedir?

Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümetine göre zaferin tanımı ne? Keza Yahya Sinvar, Muhammed ed-Dayf ve onların arkalarındaki Meşal ve Heniyye ile onları destekleyen İran ve diğerlerine göre zaferin tanımı nedir?

ABD'nin İsrail'e daha fazla mühimmat gönderme kararı, Netanyahu'nun savaşı daha aylarca sürdürme tehdidinin ciddiyetinin ve İsrail'in Hamas'ın Gazze üzerindeki kontrolünü bitirme hedefine ulaşmadan durmayacağının ek bir göstergesini temsil ediyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Sözcüsü Ofir Gendelman bir süre önce şöyle demişti:

“Hamas liderlerinin İsrail ordusuna teslim olmaları ve Gazze'deki rehinelerin iade edilmesi şartıyla Gazze'deki savaş sonlandırılabilir."

Bu yapılmadığı takdirde Hamas liderlerinin kaderinin tasfiye edilmek olacağını da deklare etmişti.

Eğer mesele her kademeden Hamas üyeleriyle sınırlı kalsaydı, bu iş onlara ve onların ‘şehitlik’ arzusuna kalmış denilebilirdi. Ama mesele bunun çok ötesinde, ortada Gazze halkını ve onların başına gelen felaketin ardından Gazze'nin geleceğini ilgilendiren büyük bir stratejik felaket var.

Gerçeği istediğimiz gibi görmek, istediğimiz gibi yeniden yorumlamak güzel ama hayat sadece güzel şeyler sunmuyor.

İran Devrim Muhafızları ve bazı İranlı yetkililer, birkaç gün önce açıkça Aksa Tufanı’nın, sembolleri Kasım Süleymani'nin öldürülmesine İran'ın karşılığı olduğunu açıkladılar. Bu sözler mevcut, kaydedilmiş ve herkes tarafından biliniyor.

Bugün İsrail'de Netanyahu ve onun iktidar grubu, karşı tarafta en az rakipleri kadar kapalı, karanlık ve sıkıntılı olan taraf. Dahası yaklaşık 20 yıl boyunca Hamas'ın kendisini bu ölçüde güçlendirmesi ve takviye etmesi, İsrail'in Filistin'deki karar alma mekanizmasını bölme arzusu olmasaydı mümkün olamazdı.

Hamas'ın son birkaç ayın sonuçlarını gözden geçirmesinde yanlış bir şey yok ve eğer gerçekten amaç insanların, tüm insanların onuru, yaşamı, geleceği ve kaderi ise yine bunu yapmasında utanç verici bir şey bulunmuyor. Gazze'de, yaşamları sonsuza kadar şan ve şiire adanmış olmayıp, diğer insanlar gibi ‘normal’ olan iki milyondan fazla insan var.