İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümü, Dini Lider Ali Hamaney'e yakın karar alma grubu içinde "Meşhed çevresi" adı verilen tarafın etkisini kaçınılmaz olarak azaltacak. Reisi'den sonra en güçlü isim olan kayınpederi Alam el-Huda'nın önemli bir rol oynayıp oynamayacağı henüz bilinmiyor. Etkili ve güçlü Meşhed çevresinin en önde gelen figürü, Horasan Razavi Eyaleti’nde Hamaney'i temsil eden ve sekizinci Şii İmamı İmam Rıza'nın türbesinin koruyucusu olan kayınpederinin bu nüfuzun tamamını veya bir kısmını koruyup korumayacağını bekleyip göreceğiz.
Dahası şöyle ciddi bir soru da var: İran Devrim Muhafızları bir iktidar oyunu oynayarak din adamlarının rütbesini tamamen düşürecek mi? Devrim Muhafızları, eski cübbelerinde boğulmuş eskinin adamlarından, daha esnek olma ve uyum sağlama yeteneğine sahipler. Bir noktada din adamları Osmanlı Devleti'nin halifeleri gibi devletin törensel bir varlığı haline gelebilirler mi? Bu sorunun cevabını bildiğini düşünen herkes, şu anda hiçbir şeyin değişmeyeceğini iddia edenlerle aynı masalın içinde yaşıyorlar.
İran devlet medyası, Reisi ve diğer yolcuların “şehitlik mertebesine ulaştığını” bildirdi. Reisi'nin ölümüyle birlikte yerine geçecek adayların listesi oldukça geniş ve yaklaşık 50 gün gibi sınırlı bir süre içinde önceden test edilmiş seçeneklerin aday olma şansı daha yüksek. Ancak kimsenin Reisi gibi bir geçmişi yok; "Tahran kasabı" lakabı herkese nasip olacak bir lakap değil. Reisi bu lakabı,1980'lerde Tahran Başsavcısı olduğu dönemde 33 bin kişinin idam edilmesi nedeniyle kazanmıştı.
Reisi geleceğin potansiyel lideri olarak görülüyordu; bu nedenle bir sonraki cumhurbaşkanının seçimi halef meselesi ile koordine edilmeli. Ancak halihazırda bunun için en hazırlıklı seçenek Muhammed Bakır Galibaf'tır. Ali Laricani gibi isimler de Dini Liderin onlara bir değişim gerçekleştirmek için fırsat sunabileceğini umut edebilirler. Başkaları Perviz Fettah ve Hüseyin Dehkan gibi bazı hükümet destekçilerini tercih etseler de bunlar 50 gün içinde onay alma konusunda zorluklarla karşılaşabilirler.
Anayasa'nın 131. maddesine göre cumhurbaşkanının ölümü halinde, cumhurbaşkanının yetki ve sorumluluklarını, İran Cumhuriyeti liderinin onayıyla cumhurbaşkanının birinci yardımcısı üstlenir. Ayrıca meclis başkanı, yargı başkanı ve cumhurbaşkanının birinci yardımcısından oluşan konseyin 50 gün içinde yeni cumhurbaşkanının seçilmesi için gerekli düzenlemeleri yapması gerekiyor.
Cumhurbaşkanlığı için önerilen seçenekler arasında Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf en hazırlıklı aday. Onaylanmaya veya 50 gün gibi kısa bir süre içerisinde kendisini tanıtmaya ihtiyacı yok. Reisi ile karşılaştırıldığında, Galibaf daha uygulayıcı bir figür ve hükümetin bakış açısına göre mevcut sorunların bir kısmını çözebilir. Galibaf, kendisini meclis başkanlığından uzaklaştırma çabaları karşısında mecliste kriz çıkarma yoluyla bir manevrada bulunabilir. Bu bağlamda meclisin Galibaf’ın kontrolü sağlaması için bir araç haline gelmesi muhtemel. Yaygın yolsuzluk önemli bir sorun olmasına rağmen hükümet yapısı içerisinde kendisi için sorunlara yol açmadı.
Galibaf’tan sonra Ali Laricani geliyor. İslam Cumhuriyeti'nin Lideri eğer genel atmosferi değiştirmek istiyorsa, geçmişin aksine eski meclis başkanı Ali Laricani'nin cumhurbaşkanlığı için uygun vasıflara sahip olduğunu teyit eden bir direktif verebilir. Ancak Laricani’nin sorunu, Ruhani’nin ekibinden olması ve kardeşi Sadık Laricani nedeniyle kamusal alanda iktidar ve gelecekteki liderlik planlaması için bir endişe kaynağı olmaya devam etmesi. Bu durum denklemi daha da karmaşık hale getiriyor ve uygunluğunun teyit edilmesi de birçok değerlendirmeyi gerektiriyor.
Bir diğer isim Muhammed Cevad Zarif. Kendisi dış krizi çözmek için bir seçenek olabilir. Hükümetin dış politika krizini ve bazı iç krizleri çözmek için en çok arzu edebileceği seçenek olabilir. Laricani'ye kıyasla Zarif'in avantajı, büyük bir organizasyona sahip olmaması ve dini liderin halefi meselesine müdahale etme ihtimalinin düşük olması.
Perviz Fettah'a gelince; kendisi bir seçenek olmaktan uzak ve çeşitli dönemlerde adı cumhurbaşkanı adayı olarak anılsa da şu anda kamuoyunda belirgin bir şekilde tartışılmıyor. Fettah'ın adı daha önce de cumhurbaşkanlığı seçimleri için önerilmişti. 2017 seçimlerinde adaylığı ciddi olarak değerlendirilmişti, ancak Dini Lider’in kendisi hakkındaki kararına saygı duyduğunu ve seçimlere katılmayacağını belirtmişti.
Bu açıklamalar, Fettah gibi yakın zamanda Dini Lider'den aday olmaması için direktif alan fakat yine de cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmayı seçen İbrahim Reisi'ye bir atıf olarak yorumlanmıştı. Ama Fettah daha sonra Reisi ile alay etmek niyetinde olmadığını açıkladı. Fettah'ın diğer bazı adaylara göre avantajlarından biri de Türkçe konuşan İranlılar için cazip bir aday olması ki bu seçmen kitlesi, önceki seçimlerde önemli rol oynamış ve zaman zaman siyasi denklemleri bozmuştur.
Listede Hüseyin Dehkan'ın adı da yer alıyor. Kendisi İran Devrim Muhafızları'nın seçimi, zira Hüseyin Dehkan, hükümetin kendisine güvenini koruduğunu gösterdi. Mustafifan Vakfı başkanlığına atanmasından da bu açıkça görülüyor. Ayrıca Reisi’den daha çeşitli bir destekçi grubunun ilgisini çekebilir.
Galibaf gibi Dehkan da ordu içindeki bazı grupların desteğini alıyor. Ancak seçimlerde aday olması, hükümetin atmosferinde ve beklentilerinde büyük bir değişikliği gerektirecek. Dehkan, Yüksek Milli Güvenlik Konseyi Sekreterliği için Cumhurbaşkanı Ruhani'nin tercihlerinden biri olduğunu, ancak bu görevi reddettiğini belirtmişti. Ancak, 50 günlük sınırlı bir zaman dilimi içinde kendisinin bu önemli görev için birincil seçenek olarak sayılmaması gibi bir sorun ile karşı karşıya bulunuyor.
Mahmud Ahmedinejad ise öngörülemeyen bir seçenek. Bu arada Mahmud Ahmedinejad gibi isimler de hükümetin krizi yönetmek için kendilerini seçeceğine dair umutlar besliyor olabilirler. Ancak Ahmedinejad, Laricani'ye kıyasla onay alma konusunda daha ciddi bir zorlukla karşı karşıya. Onun hükümet açısından tek olası avantajı, Laricani gibi devlet kurumlarını kontrol edebilecek uzmanlaşmış bir ekibe sahip olmaması.
Genç seçenekler de kendilerini tanıtmaya çalışıyorlar. Kabine ve kökten dinciler arasında Ali Rıza Zakani ve Mehrdad Bazarbaş gibi pek çok hırslı genç siyasetçi de cumhurbaşkanlığı için aday olmakla ilgileniyorlar. Bununla birlikte hükümetin 50 gün içinde başkanını belirleme aciliyeti göz önüne alındığında, herhangi bir risk almayı göze alamazlar ve belirli seçeneklerini değerlendirmekle yetinmeliler.
Bu genç politikacılar ancak Muhsin Rızai ve Emir Hüseyin Gazizade Haşimi gibi isimlerle birlikte seçim atmosferinin ısınmasında rol oynayabilirler.
Merhum cumhurbaşkanının görevden alınması olasılığı beklenmedik bir durumdu ve bu, Mustafa Purmuhammadi gibi din adamlarının da başkanlık yarışına girme ihtimaline yol açmıştı.
Bununla beraber Mücteba Hamaney'in öngörülemeyen eylemleri, cumhurbaşkanlığına aday olan rakipleri için büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Mücteba Hamaney'in liderliğe ulaşma yöntemlerini uygulama şekli de tartışmalı. Dikkat çekici olan ise Dini Lider için tüm seçeneklerin ortadan kalkması ve geriye yalnızca oğlunun kalması.