Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

İşte Filistin'de siyaset işe yarıyor

İsrail'in Gazze ve Filistin'e yönelik askeri operasyonlarını durdurması ve stratejik olarak da iki devletli çözümün dayatılması, Suudi Arabistan'ın açıkladığı ve Beyrut Zirvesi'nde Araplar tarafından onaylanan Arap Barış Girişimi'nin hayata geçirilmesi yönündeki uluslararası siyasi ve hukuki baskılar her geçen gün artıyor.

Yani bu kadar can kaybından ve yıkımdan sonra maalesef başlangıç ​​noktasına döndük.

Benzersiz ve yeni bir Batılı görüntü ile karşı karşıya bulunuyoruz ve Batı'nın, İsrail'i gökyüzünün altındaki yeryüzünün her yerinde mutlak olarak destekleme konusunda yıllardır değişmez olan ruh halinde açık bir değişim yaşıyoruz.

Bu ayın 28'inde 3 Avrupa ülkesi (Norveç, İrlanda ve İspanya) Filistin Devleti'ni resmi olarak tanıyacaklarını duyurdular. Tanıma, birçok gözlemcinin bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını hızlandıracak, mevcut sorunu iki devletli çözüm ve tanınmış uluslararası referanslar temelinde çözecek önemli ve ileri olarak gördüğü bir adım.

Bu yolda atılan son uluslararası adımlar; Uluslararası Adalet Divanı’nın Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesine dayanarak, İsrail'e, Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Refah'a yönelik askeri saldırısını ve diğer askeri eylemlerini derhal durdurması kararını vermesidir.

Suudi Arabistan bu kararı memnuniyetle karşıladı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada "Filistin halkının ahlaki ve hukuki haklarına yönelik olumlu bir adım" olarak nitelendirdi. Açıklama aynı zamanda tüm Filistin topraklarını kapsayan uluslararası kararların önemini vurguladı.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi, BM'nin en yüksek yargı organı tarafından verilen bu kararın, uluslararası toplumun uluslararası hukuk ve adalete olan bağlılığını yansıttığını belirtti. KİK ülkelerinin Filistinlilerin meşru haklarını elde etme ve kendi devletlerini kurma yönündeki meşru mücadelelerine tam destek verdiklerini vurguladı.

Bundan önce de Uluslararası Ceza Mahkemesi İsrail Başbakanı, Savunma Bakanı ve Hamas saldırısının liderleri Sinvar ve Dayf hakkında çıkarmış olduğu şok adli tutuklama kararını açıklamıştı.

Tüm bu gelişmeler, her iki tarafta da İsrailli ve Filistinli aşırılık yanlılarına yer olmadığı anlamına geliyor. Netanyahu ve Ben Gvir'e, Sinvar, Dayf ve diğerlerine yer yok.

Bu gelişmeler aynı zamanda Arap elitlerinden -Sünni ve Şii İslamcılar ile aşırı milliyetçiliğin kalıntılarından bahsetmeyeceğiz- sayılan bazı hatiplerin söylediği gibi siyasetin sorunu çözmediği söyleminin geçersiz olduğu anlamına da geliyor. Çünkü işte siyasi baskının kıskacı, İsrail'deki aşırılık yanlıların canını yakıyor ve onları köşeye sıkıştırıyor.

Esas olarak Suudi Arabistan ve Arap İslam Komitesi'nin önderlik ettiği Arap çabaları yoluyla gerçekleşecek siyasi çözüm, etkinliğini kanıtladı ve heybesinde daha fazla baskı aracının bulunduğu söylenebilir.

İsrail'in aşırılık yanlıları ile Batı'da onları destekleyenlerin bu durumdan memnun olmayacağı kesin. Ama aynı zamanda bir çıkar ve ajanda için onlarca yıldır bu konudaki yumuşamayı engellemeye bağımlı aşırılık yanlısı Arap ve Müslümanları da memnun etmeyecek.