Sudanlılar için siyasette herhangi bir konuda anlaşmak zordur. Sürekli tartışmalar, bitmek bilmeyen fikir ayrılıkları ve sabit görüşler, en azından yaklaşık yetmiş yıl önceki bağımsızlıktan bu yana Sudan sahnesinin karakteristik özelliklerindendir.
Bu açıdan bakıldığında, Dr. Kâmil et-Tayyib İdris'in başbakan olarak atanması kararının Sudan meclisleri ve platformlarında yoğun tartışmalara yol açması şaşırtıcı değil. Adım konusunda ihtilaf, kişi konusunda ihtilaf ve ihtilaf üzerine ihtilaf var.
Benim değerlendirmeme göre bu karar, yürütmedeki boşluk halinin sona erdirilmesi ve bakanlık pozisyonlarının atama yoluyla doldurulması yönünde atılmış iyi bir adım. Üç yıldan fazla bir süre sonra ilk kez, yalnızca belirli bir görevle görevlendirilmiş değil, geniş yetkilere sahip olması beklenen bir başbakan atandı. Bu, uygulamayla ve hükümetinin bu zor zamanlarda karşılaşacağı pek çok zorlukla test edilecek.
Bu göreve bağımsız bir sivil teknokratın atanması, pek çok tarafın talep ettiği ve Hamduk hükümetinin devrilmesiyle durumu tetikleyen ve mevcut savaşa yol açan çatışmalarla kesintiye uğrayan sivil demokratik geçiş yolunun yeniden tesis edilmesine yönelik adımları görmek istediği, çok ihtiyaç duyulan bir ilke. Afrika Birliği (AfB) bu adımı söz konusu perspektiften değerlendirerek anayasal düzen ve demokratik idarenin yeniden tesis edilmesi çabalarına katkıda bulunabilecek önemli bir gelişme olarak memnuniyetle karşıladı. Arap Birliği ise bunu sivil ulusal kurumların yeniden işlerlik kazanması yönünde atılmış önemli bir adım olarak değerlendirdi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri de bunun geniş temsil kabiliyetine sahip teknokrat bir hükümetin kurulması için kapsamlı istişarelere yönelik bir ilk adım olmasını umduğunu ifade ederek, ulusal uzlaşı çabalarına öncelik verilmesi gerektiğini vurguladı.
Gerçek şu ki, sivil ve demokratik yolu yeniden tesis etmek birçok adım gerektiriyor ve mevcut koşullar ile kendisini diğer her şeye dayatan savaş koşulları ışığında mutlaka aşamalı olmalı. Bu, insanların ilk ve en önemli kaygısı haline geldi. Yeni başbakanın atanmasından önce pek çok kişi ordu yönetimini ve Egemenlik Konseyi'ni, hükümetin iş akışını harekete geçirecek ve gerekli ihtiyaçlar ile temel hizmetleri karşılamaya çalışacak geniş yürütme yetkilerine sahip tam bir sivil hükümet atama konusundaki tereddütleri ve yavaşlıkları nedeniyle eleştirdi.
Yeni hükümet kurulduğunda, hayatın kademeli olarak normale dönebilmesi ve yurtiçinde yerinden edilmiş vatandaşların ya da yurtdışındaki mültecilerin geri dönüşünün hızlanması için yeniden inşa, imar ve temel hizmetlerin sağlanması görevi en önemli önceliği olacak. Bu, parti programı olan siyasi bir hükümet değil; çatışmalara girmesi ya da bloklar oluşturması beklenmiyor. Daha ziyade bu, ordu kendisini bir sonraki görevi olan Kordofan'ın tamamında ve ardından Darfur'da kontrolü yeniden ele geçirmeye adarken, ana görevinin hizmetler olması beklenen teknik bir hükümet.
Yeni başbakanın atanması, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) kalan son kalelerinde de yenilgiye uğratılmasının ardından Hartum eyaletinin tamamının HDK'den arındırıldığının ilan edilmesiyle eş zamanlı olarak geldi ki bu da hükümetin kademeli de olsa başkentten çalışmalarına devam etmesi için kapıyı açtı. Bu, sembolik açıdan büyük önem taşıyacak bir hamle.
Dr. Kâmil İdris görevine, mali ödenek veya devlet konutu almayacağını ve sadece gösteriş olmamasını umduğumuz bir iyi niyet jesti olarak mali feragat belgesi sunacağını açıklayarak başladı. Önemli olan, meclislerin devlet koridorlarında ve karar alma merkezlerinde yolsuzluk söylentileriyle çalkalandığı bir dönemde, yeni hükümetin yolsuzlukla mücadeleyi en önemli öncelikleri arasına koymasıdır. Bu, yeni başbakan için gerçek bir sınav olacak. Çünkü hükümet bu yaygın olguyla mücadele etmezse başarılı olamaz ve sınırlı kaynaklar temel hizmetlere ve acil yeniden inşa çabalarına değil de bazılarının cebine giderse Sudan ilerleyemez. Yolsuzluk kesinlikle kötüdür, savaş ve yeniden yapılanma ihtiyacı koşullarında felakettir.
Asıl soru şu: Yeni hükümet hizmet odaklı bir hükümet olarak mı kalacak, yoksa Sudan-Sudan diyaloğunun başlatılmasına yönelik adımların atılmasına katkıda bulunabilecek mi?
Yeni başbakanın isminin açıklanmasını, hükümetin önce BM'de sunduğu, ardından da bu hafta Bağdat'ta düzenlenen Arap Birliği Zirvesi öncesinde teyit ettiği yol haritasına ilişkin yenilenen konuşmalarla birlikte okuduğumuzda, uygulamaya yönelik pratik adımlar atılmaksızın çok konuşulan kapsamlı diyaloğa doğru ilerleme olasılığını akla getiren bir şeyler var. Son olarak başta başkent olmak üzere ülkenin büyük bölümünün kontrolünü yeniden ele geçiren askeri yönetim, Kordofan ve Darfur'daki harekâtına odaklanmaya başladı ve askeri değerlendirmelerine göre savaşın sona erdiğinden bahsetti.
Dolayısıyla, kapsayıcı bir diyalogla başlayarak geçiş yolunu ve sivil-demokratik geçişi yeniden tesis etmeye yönelik adımlara kapı açılabilir. Bu ne zorluklarla ne de hüsnükuruntu ya da sıfır toplamlı denklemlerle değil, her fırsatı kapanmak yerine açılmayı hak eden bir pencere olarak gören gerçekçilikle başarılacaktır. Yeni sivil hükümet sabote edilmek yerine değerlendirilebilecek bir fırsat olabilir.