Yapay zekâ araçlarının geliştirilmesinde uzmanlaşmış bir şirket olan OpenAI'nin CEO'su Sam Altman, bazı kullanıcıların, özellikle de gençlerin, şirketin popüler ürünü ChatGPT'yi kişisel antrenör veya yaşam koçu gibi görmeye başladığını ifade etti. Altman, bunu teknolojinin etkinliğinin bir kanıtı olarak görse de, kritik kararlar almak için yapay zekâ araçlarına aşırı güvenmenin tehlikelerine karşı uyardı ve ‘bu konuda insan yargısının yerini hiçbir şeyin alamayacağını’ savundu.
Bu çarpıcı itiraf, ağustos ayı başlarında, intihar etmeden önce ChatGPT ile kendine zarar verme düşüncelerini paylaşan 16 yaşındaki bir gencin ölümünün duyurulmasının hemen ardından geldi. Söz konusu olay, gencin ailesinin ABD'nin Kaliforniya eyaletinde, ChatGPT'nin oğullarını intihara teşvik ettiği gerekçesiyle şirketi oğullarının ölümünden sorumlu tutarak dava açmasına neden oldu.
Trajik intiharın yankıları, Altman'ın ünlü ürününün giderek artan tehlikeli rolünü itiraf etmesiyle sınırlı kalmadı. Şirket ayrıca, bu riskleri en aza indirmek ve araçlarını kullanırken çocukların ve gençlerin korunmasını artırmak için bir dizi ebeveyn kontrol aracı ve yeni güvenlik önlemleri başlatacağını duyurdu.
Bu şok edici olay ve çeşitli yansımalarıyla paralel olarak, artık sadece bilgi desteği sağlamakla sınırlı olmayan üretken yapay zekânın rollerinde niteliksel bir değişiklik olduğunu gösteren güvenilir bilimsel çalışmalar ortaya çıktı.
Söz konusu çalışmalar arasında, Japonya'daki Waseda Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen ve sonuçları yakın zamanda Current Psychology dergisinde yayınlanan bir çalışma bulunuyor. Sonuçlar, ankete katılanların yaklaşık yüzde 39'unun yapay zekâ araçlarına ‘hayatlarında var olan güvenilir varlıklar’ olarak başvurduğunu doğruladı. Bu nedenle, bu araçlardan duygusal destek, etkileşim ve rehberlik bekliyorlar.
Bu, insanlar arasında gerçekleşen ve onların insani ve duygusal yaşamlarını şekillendiren sosyal etkileşimlerin, artık sadece bilgi desteği sağlayan araçlar olmaktan çıkıp, insan-yapay zekâ ilişkileri alanına doğru yavaş yavaş kaymakta olduğunu gösterdi. Yapay zekalar artık yalnızca bilgi desteği sağlayan araçlar değil, aynı zamanda kullanıcıları veya ‘partnerleri’ ile sosyal etkileşim kuran ve insani ve duygusal yaklaşımlarını şekillendirmeye katkıda bulunan varlıklar haline geldi.
İnternetin keşfedilmesinden sonra, sosyolojinin internetin bireyleri ve toplumu nasıl etkilediğini anlamak için bu gelişmeye ayak uydurması gerekli hale gelmişti. Bu nedenle, bu teknolojinin toplum üzerindeki etkisini anlamaya odaklanan ‘İnternet Sosyolojisi’ ortaya çıktı ve bu bilim dalının halen araştırmaya çalıştığı önemli kavramlar ve önermeler belirdi.
Küresel araştırma ve bilgi topluluğu bu tür çalışmalara karşı daha duyarlı hale gelmiş görünüyor. ChatGPT 2022 sonbaharında halka sunulduğunda, bilim camiası çok geçmeden Yapay Zekâ Sosyolojisi’ni ortaya sürerek yanıt verdi. Bu çalışmanın araştırmacıları, söz konusu teknolojik yeniliğin insanlar üzerinde artan sosyal ve psikolojik etkisinin belirtileri ortaya çıktıktan sonra kendilerini büyük ve acil zorluklarla karşı karşıya buldular.
Yapay Zekâ Sosyolojisi, artık sadece bilgi sağlamak, soruları yanıtlamak ve görevleri yerine getirmekle kalmayıp, kullanıcılarla sosyal ilişkiler kurmaya da çalışan yapay zekâ araçları ile insanlar arasında gerçekleşen etkileşimleri tanımlamakla ilgilenir. Böylece yapay zekâ, bireylerin kimliklerini şekillendirip bilinçlerini etkilerken, aynı zamanda onların mahremiyet haklarını da potansiyel olarak zedeleyebilir.
Yapay Zekâ Sosyolojisi’nin bu yeni araçlara yaklaşımı, onları ‘teknolojik bir sosyal sistem’ olarak görmeye dayanır. Çünkü bu araçlar artık etkileri Silikon Vadisi'ndeki laboratuvarlara sınırlı olan basit ağ teknolojileri değil, günlük yaşamımıza ve sosyal ve duygusal ayrıntılarına girmiş ve entegre olmuş araçlardır.
Bu da bizi, yapay zekânın istikrarlı ve hızlı yükselişinin bazı sosyal etkilerini araştırma ihtiyacına götürüyor. Bu etkiler arasında güven, haklar, görevler ve etik gibi yerleşik sosyal kavramlarla ilgili olanlar da var.
Yapay zekânın bu değerli anlamlar üzerinde yarattığı gölgeler arasında, kullanıcılarının özgüvenini azaltma, performansında var olan aldatma ve halüsinasyonları kabul ettirme, bireyselliklerini pekiştirme ve en önemlisi, onları doğal insan sosyal ortamından izole etme veya bu ortamdaki varlıklarını azaltma yeteneği bulunmaktadır.
Yakın gelecek, yapay zekânın kullanımını düzenleme ve hükümetlerin, yasa koyucuların ve ilgili uluslararası kuruluşların, ilk belirtileri hızla ortaya çıkan yeni araçların yol açtığı muazzam sosyal ihlalleri sınırlama becerisini ölçme konusunda insanlığın olgunluk derecesinin sınanacağı bir dönem olacaktır.