Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Gazze'de kim kime bahane sunuyor?

Hamas, ateşkes anlaşmasından ve Gazze'de barış çabalarının başlamasından memnun mu?

İsrail, ABD, Batı, Arap ve İslam ülkeleri tarafından desteklenen bu anlaşmadan memnun mu?

Görünüşe göre ne Hamas ne de İsrail bu çözümden memnun değil ve bunu barışı pekiştirmenin ve sürdürülebilir siyasi çözümlere doğru ilerlemenin gerçek bir başlangıcı olarak görmüyorlar.

Örneğin, İsrail meseleleri uzmanı ve bu gazetede meslektaşımız olan Arap gazeteci Nezir Mecelli, Hamas'ın başlattığı İsrailli rehinelerin cenazelerini teslim etmeme krizinin, Trump'ın Mısır'ın Şarm el-Şeyh şehrinde imzaladığı barış planının içini boşaltmak için Hamas veya İsrail'den beklenen türden engellemelere sadece bir örnek olduğunu belirtti.

Bu, anlaşmayı uygulamamak için iki tarafın uydurma bir bahane aradığı veya hayali kusurlar uydurduğu anlamına geliyor.

Hamas'ın İsrailli rehinelerin elinde kalan cenazelerini teslim etmemesi ve İsrail'in Refah Sınır Kapısı’nı kapatıp yardım taşıyan tırların sayısını azaltarak, sadece Hamas üyelerine değil tüm Gazzelilere cezalandırıcı bir yanıt vermesinin ardından, Mecelli’nin haberinde belirtildiği gibi, Hamas'ın ilk gün dörtten fazla cesedi teslim edebileceği ortaya çıktı. İsrail’in tehditler savurup Gazze halkını sınır kapısını kapatıp yardımları azaltarak cezalandırmaya başladığında, geri adım atarak daha fazla cesedi teslim etmeye başlaması da bunun kanıtı. Böyle yaparak, Nezir Mecelli'nin de belirttiği gibi, en azından Amerikalıların ve kamuoyunun gözünde hanesine kara bir puan yazdırdı.

Ancak diğer yandan İsrail de bir kriz yarattı; meseleyi gereksiz yere ciddi bir krize dönüştürmeye başladı. Oysa bu tür sorunlar ortaya çıkabilir- Nezir'e katılıyorum- ve bunları çözmek için bir mekanizma olması gerekiyor ve özellikle cenazeler konusunda tamamen açık bir mekanizma var.

Hatta İsrail’de onlarca yıl önce bu mesele için özel bir birim kurulmuş ve 1948 savaşından bu yana askerlerinin bulamadığı cesetlerini arıyor. Düşünebiliyor musunuz?! İsrail askeri verilerine göre, Siyonizm'in Filistin'deki savaşını başlatmasından bu yana 568 İsrail askerinin cesedi kayıp.

Burada bahsi geçen haberde belirtilenler doğru ve bizi bekleyen zorlukların doğasına dair bir uyarı niteliğinde. Trump ve ekibinin önderlik ettiği Amerikan rolü, Şarm el-Şeyh'teki kutlama günüyle sona ermedi ve ermeyecek. Aksine bugün, bazen sert, bazen nazik ama her zaman mevcut ve asla yok olmayan bir Amerikan kontrolünü gerektiren zorlukların başlangıcıdır.

Eğer anlaşmalar imzalamak, el sıkışmak, gülücükler saçmak ve fotoğraflar çektirmek, İsrail ve Filistin adındaki bu tuhaf coğrafyaya barışı getirebilecek tek şey olsaydı, mesele bugün Trump döneminde değil ta Carter ve Clinton dönemlerinde biterdi.

Ancak sabır, kararlılık ve anlaşmadan dönenlere sonuçların net bir şekilde gösterilmesi, bu topraklarda insanlar arasında barışı kalıcı kılmanın yegane yoludur. Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir.