Fuad Matar
Lübnanlı gazeteci, araştırmacı yazar.
TT

Şiddetli fırtına öncesi hareketlilik

Filistin yönetiminin istikrarı için Devlet Başkanı Mahmut Abbas, hararetli açıklamalarını 31 Mart 2019 Pazar günü Tunus’ta düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nde değil de Ramallah’tan yapması daya iyi olurdu. Yine Lübnan yönetiminin istikrarı için Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın da açıklamalarını Tunus’taki Arap Birliği Zirvesi’nde değil de Beyrut’ta yapması daha iyi olurdu. Buna rağmen zirvede bir araya gelen Arap liderleri, ABD yönetimiyle stratejik ikili ilişkiler ne olursa olsun parametrelerle oynamanın kabul edilemez bir durum olduğunu yeniden vurguladı.
Arap liderler, sonuç bildirisinde Başkan Trump’ın işgal edilen Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini tanıma kararını reddedip geçersiz saydıkları zaman onlar, aynı zamanda Şebaa Çiftlikleri ile Keferşuba Tepeleri’nin Lübnan’a ait olduğunu teyit ediyordu. Bu kararla birlikte Arap Birliği Zirvesi, Başkan Trump’ın sürpriz kararına sadece tepki göstermiyor, aksine Suriye rejimine karşı Arap tutumuyla Suriye’ye ait Arap toprağını işgal etmenin birbirinden farklı meseleler olduğunu belirtiyordu. Başkan Trump, konuğu İsrail Başbakanı’yla istişare edip Arap ülkeleriyle Suriye rejimi arasındaki ilişki krizinin ABD’nin kararının kabulünü kolaylaştıracağını düşünüyordu. Arap Birliği Zirvesi ise ABD ve İsrail’in düşüncesinin aksini kanıtlayarak, rejimler arasında bazen krizlerin yaşanabileceğine işaret etti. Ancak mesele, Arap toprağını işgal edip bu toprağın egemenliğine zarar vermekle ilgili olduğu zaman Arap Birliği Zirvesi, “Rejim geçici, toprak ise kalıcı bir haktır” şeklinde yanıt verdi.  
Arapların ve Lübnan’ın işgal edilen topraklarıyla ilgili sergilenen tutumların yanı sıra Golan Tepeleri hakkında söylenenler, Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait üç ada hakkında da söyleniyor. Bu üç ada, İran devriminin tutunduğu tek mirastır. İran rejimi, bu mirastan vazgeçtiğini açıklayacağı yerde söz konusu adalardaki askeri varlığını daha da artırdı. İran, coğrafi kurala göre değil de Basra Körfezi’nin başını ağrıtmaya devam etmesi ve pazarlık-takas zamanında ya da başkalarına zarar verme anında kullanılacak bir araca dönüşmesi için bu adaların kendisine ait olduğunu iddia etti.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in, Arap liderlerin zirvede Golan Tepeleri’ne yönelik sergilediği tutuma gerektiği gibi karşılık vermemesi çok tuhaftı. ABD’nin kararına karşı Avrupa, Rusya ve Çin’in Arap Birliği Zirvesi’nin kararından daha önce tepki verdiğini ve Arap dostların bu konuda diğerleri gibi aynı tepkiyi verdiğini görse bile Esed, kendisine yönelik ambargoyu azaltacak birkaç kelam sarf edebilirdi. Zira tatlı dil, güzellik getirir.  Arap tutumuna bağlı kalmak, zirveden önce çözümü imkânsız görünen sorunları çözülebilir kılar.
 Bazı Arap liderler, zirveye tereddüt ederek katıldı. Bazıları zirvenin açılış oturumuna katılarak görevi yerine getirdiklerini düşündü. Fakat zirveler, ikili ve daha fazla görüşmeler için bir fırsat olmalıdır. Liderler, bu toplantılarda buzları eritip krizleri çözüyor.
Tabi bu tür bir durum meydana gelmedi. Açılış oturumunun bir bölümüne katıldıktan sonra bazılarının geri dönmekte acele ettiklerini gördük. Sanki onlar, ev sahibini razı etmek için gelmişti. Geçmişte olduğu gibi sanki Dışişleri Bakanı kararları şekillendirip süslü ifadeler kullanabilecekti.
Gelecekte bölgede milli çalışmayı hedef alacak daha şiddetli fırtınalar kopabilir. Araplar, gelecekteki fırtınanın ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma ve Golan Tepeleri meselelerinde meydana gelen fırtınadan daha büyük olacağını düşünüyor.
Arap Birliği Zirvesi’nin açılış ve sonuç oturumu dışında kapsamlı görüşmeler düzenlenseydi Arap liderlerin bu konuda bir plan ortaya atması bekleniyordu. Ancak bu durum, zaman zaman düzenlenen ikili ve üçlü zirvelere bırakıldı. Bu da kapsamlı tutumun parçalandığını gösteriyor. Gizli ve açık bir şekilde bölgenin haritasını çizen politik oyunların parçalayamayacağı şekilde Arap barış girişimini pekiştiren olağanüstü bir zirve düzenleme düşüncesi ortaya atıldığı zaman kapsamlı tutum parçalanamaz. Yaşayan bilir.