Mehmet Atalay
Gençlik ve Spor eski Genel Müdürü ve Basın İlan Kurumu eski Genel Müdürü
TT

İyi şeyler de oluyor ama...

Türkiye, sporun en rutin dönemini yaşıyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın direksiyona geçtiği 2002 sürecinden itibaren, tam 10 yıl baş döndürücü bir hareketlilik vardı.
Bereketini de fazlasıyla gördük bu dönemin...
Muhteşem statlar
Bugün en çok övündüğümüz, stadyum ve spor tesisleri dönüşümü başlatıldı. En önemli futbol şehirlerinden başlayarak, stadyumların geleceği planlandı, yerleri ve kapasiteleri belirlenerek, işlevi de düşünülerek yapılmaya başlandı.
Üst üste temel atma törenleri ardından açılış ve sporun hizmetine sokulan stadlar birbirini izledi. Diğer şehirlerdeki arazi tesbitleri, stat kapasiteleri ve hizmete açılma süreleri, hep rekor oldu...
Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapıldığında ihtiyacı fazlasıyla karşılayacak en az 12 stat gerekirken, biz kriterleri taşıyan 20-30 tane stadı neredeyse hazır hale getirdik...
Olimpiyat şehirleri kuruldu
Spor tesisleri, sadece stadların yenilenmesinden ibaret değildi, yüzme havuzları, atletizm stat ve salonları, spor salonları, her türlü organizasyonların yapılacağı spor tesisleri, kış sporlarının icra edildiği kayak merkezleri ve tesisleri... 
Türkiye, adeta dünyanın en gelişmiş ve en modern tesislerine kavuştu ve bu açıdan en gelişmiş ülkelerin bile önüne geçti...
Bütün bu tesisleri, bugün dünya hayranlıkla izliyor...
Organizasyonlarda 1 numara
Türkiye, tesisleri durup dururken veya süs olsun diye yapmadı... Bütün dünyanın başını döndürecek bir organizasyon ülkesi oldu.
Üniversite yaz ve kış oyunlarından Gençlik Oyunları’na neredeyse her branşta dünya şampiyonalarından Avrupa şampiyonalarına, Şampiyonlar Ligi finalinden UEFA ve yapılacak Süper Kupa finaline kadar, inanılmaz bir performans gösterdi.
Tabii bütün bu organizasyonlarda, içerde ve dışardaki müsabakalarda Türk sporcular ve takımlarımız, çok başarılı sonuçlar aldılar. Geleceğimiz açısından son derece ümitvar olmamızı sağlayan müthiş bir şampiyonluk ve madalya yağmuru başladı.
Uzun süredir suskun Türkiye
Türkiye, değişen bakanlarla beraber, politika değişikliğine gitti ve inanılmayacak bir şekilde kabuğuna çekildi, içe kapandı, organizasyon almaz oldu, sıfır km spor tesislerini neredeyse spora ve organizasyonlara kapatarak adeta çürümeye terketti.
Bu anlayış haliyle başarı grafiğini de düşürdükçe düşürdü, adeta 2002 öncesine geri dönüş başladı...
Ülke başarıya hasret kaldı, nadiren gelen madalya ve şampiyonluklardan teselli bulmaya çalıştı.
Elbette ki güzel şeyler de oldu ama, bunlar artık parmakla sayılır bir hale geldi.
İşte size son 1 ayda içerde ve dışarda yaşananlara dair bir kaç örnek...
Merih Demiral iyi örnek
Türkiye’de bir kaç takım değiştirdi, hiç birinde beğenilmedi dışlandı, İtalya liglerine transfer oldu. Şimdi ise transfer olduğu Juventus’ta değişmez adam oldu.
Helal olsun Merih, yüreğine, bileğine sağlık.
Kendi takımında forma hakkı verilmeyen, bütün genç yeteneklerimize örnek olsun.
Aynen devam...
Kadın voleybolunun devi Türkiye 
Kadın voleybolundaki başarılara bir yenisi daha eklendi. Takımlarımızın Avrupa şampiyonlukları, Milli Takımımızın büyük başarılar yaşadığı bu alanda, bu sefer de 16 Yaş Milli Takımı’mız, yenilmeden Avrupa Şampiyonu oldu.
Gençlerimizi, hocalarımızı, ailelerini, kulüplerini ve federasyonumuzu tebrik ediyor, aynı başarıyı, her yaş kategorisinde tekrarlamalarını diliyoruz.
Atletizmde muhteşem gençler
Atletizmde muhteşem sonuç. 20 yaşındaki 4 gencimizden oluşan takımımız Avrupa Şampiyonu oldu.
Bravo gençler, tebrikler İlyas, nazar değmesin.
Alkışlar federasyona, ailelerine, hocalarına...
Bu gençlerde gelecek var, ne olur sahip çıkalım, sakın kaybetmeyelim.
Oğuzhan Kaya, Kubilay Ençu, Berke Akçam ve İlyas Çanakçı’dan oluşan 4x400 takımımız, eminiz ki bu başarılarını büyükler kategorisinde de tekrarlayacak ve yıllarca Türkiye’nin gururu olacak.
Afrika’da şampiyon Cezayir
Kahire’deki Afrika Uluslar Kupası finalinde, Senegal’i 1-0 yenen Cezayir, 28 yıl sonra yeniden şampiyon oldu.
Finalde Türkiye liglerinden pek çok futbolcu da forma giydi. Cezayir zaferi coşkuyla kutladı...
Kiraladıkları salonda müsabakayı izleyen İstanbul’daki Senegalliler ise maç sonu oldukça üzülürken Cezayirlilerin sevinci görülmeye değerdi... Özellikle de Paris’teki gövde gösterisi müthişti.
Wimbledon’da muhteşem final 
Tarihe geçen bir final oldu. Sadece bir tenis maçı değil, bütün dünyanın sporseverlerinin ekran başına kilitlendiği bir büyük organizasyon.
Wimbledon’ı, İsviçreli Roger Federer efsanesini 6-5 yenen Sırp Novak Djokoviç kazandı.
4 saat 55 dakikalık maç müthiş bir lezzet bıraktı.