Zahi Havas
Eski Mısır Arkeolojik İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı ve Eski Gize Arkeoloji Müdürü
TT

Dünya, Louvre’da Suudi Arabistan medeniyetini alkışlıyor

Paris’te düzenlenen Tutankhamun sergisinin açılışına katıldığımda bu kadar kalabalığına şahit olmadığım bir basın toplantısı gördüm. Doğrusu bunu görünce yalnızca adları gazetelerde yer alsın diye tarihi eserlerin yurt dışında sergilenmesine karşı çıkan gericilerin bu basın toplantısına katılmalarını ve kendisinin nasıl da Mısır’a dışarıdaki eski gücünü yeniden kazandıran bedava bir tanıtım kampanyasına dönüştüğünü görmelerini çok istedim.
Basın toplantısı sırasında bazı Fransız Louvre Müzesi küratörleri ile de karşılaştım. Bana son derece medeni ve çağdaş bir kültürel etkinlik sayılan “Çağlar Boyunca Suudi Arabistan’ın Etkili Tarihi Eserleri” adlı Suudi Arabistan sergisinden bahsettiler. Küratörlerden biri, serginin temasının ve sergilenen eserlerin dünyaya Arap Yarımadası, Suriye ve Filistin medeniyetinin asaletini gösterdiğini belirtti. Avrupalılara Arap medeniyetine ve köklerine göz atmaları için bir pencere açtığını, Arapların terörist oldukları, nefreti ve Batı dünyasını yıkmayı kutsallaştırdıkları bakış açısına sahip kişilerin bu bakış açılarını değiştirmeye katkıda bulunduğunu anlattılar.
Suudi Arabistan Turizm ve Ulusal Miras Komitesi ile Mısır Tarihi Eserler Bakanlığı arasında Suudi Arabistan’ın eşsiz tarihi eserlerini temsil eden bu koleksiyonun, Mısır Medeniyetleri Ulusal Müzesi’nde de sergilenmesine dair bir protokol imzalanmış bulunmaktadır. Mısırlıların da Suudi Arabistan’ın sahip olduğu o büyük medeniyeti görmeleri için halihazırda Komite'nin başkanlığını yapan  Dr. Ahmed el-Hatip’ten bizimle iletişime geçmesini rica ediyorum. Çünkü bu sergi herkese Suudi Arabistan’ın o büyük medeniyetini tanıtmak için önemli bir fırsattır. Şüphesiz Dr. el-Hatip de Suudi Arabistan’ın her yerinde kültür ve medeniyet mirasa gösterilen ilgiyi teşvik etmeyi ve Arap Yarımadası'nın kültürünü bütün dünya halklarına tanıtma yolunda atılan ciddi adımları tamamlamayı sürdürecektir
Bu adımların en önemlisi de Suudi Arabistan eserlerinin Avrupa’da bilimin ve aydınlanmanın başkentini ziyaret etmesi, burada bölgemiz anıldığında aklına sadece çöl ve develer gelen Batı düşüncesini değiştiren bir sergi düzenlemesidir. Bu sergi ile Batılılara sözkonusu  çölün, soylu ve kökleri M.Ö. 4000 yıl öncesine dayanan bir medeniyete ev sahipliğini yaptığını, yine bu çölde bütün dünyayı cehaletin karanlığından bilim ve inancın aydınlığına çıkaran en önemli kavimlerin ve semavi dinlerin yaşadığını öğretmemiz gerekiyordu. Develer ise bölgenin bilim ve kültürünü sırtlarında taşıyarak dünyanın her yerine yaymışlardı.
Konuştuğum Louvre Müzesi küratörü açıklamasında şu noktalara dikkat çekti:
“Şu anda şöyle bir sorunla karşı karşıyayız... Müzemizde düzenlenen bu sergi, Fransız vatandaşları önünde yeni ufuklar açtı. Birçok kişi bizlere Suudi Arabistan’ı ziyaret etmek, Suudi Arabistan’ın tarihi eserlerini ve tarihini yakından tanımak için hangi tarihi eserleri ve müzeleri gezmeleri gerektiği konusunda sürekli soru soruyor. Bu nedenle bir sonraki adımımızın Suudi Arabistan’da bir turizm pazarı açmak olmasını istiyoruz. Müzemizde gerçekleştirilen serginin önemi taş devrinden modern çağımıza kadar medeniyet tarihimizi anlatan, yeni keşfedilen ve ilk kez sergilenen 300 yeni eseri içermesidir. Bunun yanında yalnızca 2,5 ay içerisinde bu sergiyi yaklaşık 160 bin kişi ziyaret etti ve uluslararası basın da bu sergiye geniş yer verdi. Sergideki tarihi eserlere ek olarak hem gündüz hem de gece çölün ve suların büyüsünü gösteren siyah beyaz dev tablolar da sergilendi. Bu tabloların başında da Suudi Arabistan’ın kurucusu Kral Abdulaziz Al-Suud’un tablosu yer alıyor.”